28 Nisan 2024 Pazar

Beyazıt katliamı protestosunda polis saldırısı

16 Mart 1978'de meydana gelen ve yedi öğrencinin yaşamını yitirdiği Beyazıt katliamının sorumlularının cezalandırılması talebiyle yapılan eyleme polis saldırdı. Aralarında muhabirlerin de olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
41 yıl önce İstanbul Üniversitesi önünde yaşanan katliamı protesto ederek sorumlularının yargılanmasını talep eden öğrencilerin eyleminin ardından polis saldırısı yaşandı. Hayatını kaybeden 7 öğrenciyi Beyazıt Meydanında anan topluluk ardından yürüyüş yapmak istedi. Polisle yaşanan arbede sonrası gözaltılar yaşandı.
 
Katliamın yaşandığı Beyazıt Meydanında toplanan üniversite öğrencileri ve katliamın tanıkları Eczacılık Fakültesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemde, ilk konuşan 78'liler Girişimi üyesi Hüseyin Soylu, o gün tek suçlarının ülkelerini çok sevdikleri ve gizli işgale karşı mücadele ettikleri için katledildiklerini vurguladı. Soylu, yaşananları şöyle anlattı: "1947'de itibaren ülke gizli işgal altına girmiştir. Bu gizli işgal en son 15 Temmuz'da bizim o gün mücadele ettiğimiz Fethullah denilen çete ve onun sürüleri darbe yöntemiyle açık işgale dönüştürmek istemiştir. Ülkenin direnen insanlarıyla birlikte emperyalistler ve işbirlikçileri suç üstü yakalanmışlardır. Bugün emperyalistler ve işbirlikçileri ülkemizde şekil değiştirmektedir yoksa dünden hiçbir farkları yoktur. Bugün daha gelişkin olarak karşımıza çıkıyorlar. Emperyalistler sadece ülkemizde değil Halepçe'de Kürt vatandaşlarının üzerine bomba atmışlardır. Biz yılmadık, yılmayacağız."
 
'ADALET YOKSA DEVLET ÇETEDEN İBARETTİR'
 
Beyazıt katliamında yaşamını yitirenlerin avukatlığını yapan Savaş Sertataş, dava boyunca çok büyük engellerle karşılaştıklarını belirtti. Savaş, "Dava boyunca stajyer avukatların bile kimlik tespitlerinin yapılması çok uzun sürdü. İlgili kurumlardan gerekli desteği göremediğimiz için dava zaman aşımıyla sonuçlandı. Failler cezalarını çekmediği sürece bu olay kapanmayacak. Gençler bizden sonra da bu olayın peşini bırakmayacak. Eğer adalet yoksa devlet bir çeteden ibarettir" dedi.
 
FAİLİ DEVLET!
 
ÇHD İstanbul Şube Başkanı avukat Gökmen Yeşil, Beyazıt katliamının yükselen devrimci mücadelenin önünü kesmek, kitleleri sindirmek ve pasifize etmek isteyen egemen güçlerin tarafından organize edildiğini hatırlattı.
 
Kontrgerilla ve MHP'nin öncülüğünde örgütlenen paramiliter silahlı güçleri kullanıldığı katliamda 7 öğrencinin hayatını kaybettiğini anımsatan Yeşil, katliamdan 41 yıl geçmesine rağmen belli olan faillerin korunduğunu ve cezasız bırakıldığını vurguladı.
 
Tıpkı 1 Mayıs 1977 ve 12 Mart 1995 Gazi katliamı gibi 16 Mart katliamının da sorumlusunun devlet olduğunu kaydeden Yeşil, "Bu dava halkın vicdanında asla zamanaşımına uğramayacaktır. Bizler Çağdaş Hukukçular Derneği olarak, bir kez daha ilan ediyoruz; halka karşı işlenmiş tüm suçların sorumlularından hesap soruluncaya, kontrgerilla gerçekten ve tamamen tasfiye edilinceye kadar, yılmadan mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
 
Gençlik örgütleri adına yapılan açıklamada ise "Bugün 41 yıl sonra yine Beyazıt'tan, bir zamanlar bizimkilerin geçtiği yollardan ve oturduğu sıralardan haykırıyoruz. Ne katliam yapan katillerinizi unuturuz ne de mücadele etmekten vazgeçeriz. Bugün bu okulun kapısından içeriye giremeyen, geçinemeyip okuyamayan, üniversitede sesi kısılmaya çalışan sıra arkadaşlarımıza çağrımızdır: Kentlerin yağmalanmasına, doğanın talanına, emeğin sömürülmesine, cinsiyetçiliğe, asimilasyona, bilginin metalaşmasına, faşistlerin saldırılarına karşı birlikte mücadele edelim" denildi.
 
AÇIKLAMA SONRASI POLİS SALDIRISI
 
Eylemin ardından metro istasyonuna yürümek isteyen topluluğa polis biber gazı ve kalkanlarla saldırdı. Yaşanan arbedenin ardından polis, 3 SGDF üyesinin ve Taylan Öztaş ile Buse Söğütlü isimli muhabirlerin de aralarında olduğunu çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.