Berfin Polat yazdı | Kavgada çelikleşen geleneğin izinden yürüyen SGDF

O halde şimdi saldırılara karşı daha fazla birlikte olarak komploları boşa düşürme zamanıdır. Devrimci gençliğe dönük topyekun saldırı dalgasını püskürtmenin yolu ortak birleşik mücadelede hattını geliştirmekten, güçlendirmekten geçiyor. Dayanışma ile bizlere güç ve moral verdiniz. Tüm devrimci demokratik güçlere çağrımız; birleşik mücadeleyi büyütmek ve süreklileştirmeleridir. Yüreğimiz, aklımız sizlerle. Özgür günlerde mutlaka buluşacağımıza inanıyorum.
Sosyalistler yine bir siyasi kırım operasyonu ile karşı karşıya. Sosyalist gençlik ise tarihten bu yana katliam, sayısız gözaltı-tutuklama ve sistematik baskı karşısında her zaman mücadele pratiği, duruşu ve yürüyüşüyle aslolanın direnmek olduğunu ispatlamıştır. Sosyalist gençlik, gençliğin sorunları, özlem ve talepleri ekseninde politikalar geliştirirken, gençlik kitlelerinin içerisinde bulunduğu umutsuzluk ve yılgınlık atmosferine karşı özgür, eşit ve onurlu yarınların, ancak mücadele ile kazanabileceğini anlatır. SGDF'ye bir üniversite kampüsünde, özerk, demokratik, cins özgürlükçü üniversite mücadelesini büyütürken rastlayabilirsiniz.
SGDF'ye; barınma ve beslenme hakkının gasbına karşı eylemde, tacizci akademisyenlere karşı isyanda, kayyum rektörlere karşı ayakta, eylemde rastlayabilirsiniz. Sosyalist gençlik; Deniz, Mahir, İbrahim, Sinan ve devrimci gençlik önderlerinin mücadele mirasını üniversitede bayraklaştırmak, devrimci gençlik mücadelesini büyütmek hedefiyle üniversite gençliğini antifaşist, antiemperyalist mücadele saflarında örgütlemeyi esas alır.
SGDF'ye liselerde gerici, şoven ve ırkçı dalgaya karşı mücadelede rastlayabilirsiniz. Eşit bilimsel, parasız ve anadilde eğitim hakkı için mücadeleyi yükseltirken görebilirsiniz. Staj ve çıraklık adı altında atölyelerde ucuz iş gücü deposu olarak görülen, emeği sömürülerek katledilen çocuk işçilerin hakkını, "Çocuk işçiliğe son, MESEM'ler kapatılsın" talebini büyüterek aramasından mücadeleyi yükseltmesinden tanırsınız. Emekçi semtlerde uyuşturucu, çeteleşme, ırkçı ve şoven saldırılara karşı antifaşist mücadeleyi yükseltmesinden tanırsınız. Kadın cinayetlerine karşı büyüyen genç kadın isyanında görebilirsiniz. SGDF'yi, Şimşek programıyla emekçi halkların, gençlerin her geçen gün açlığa ve sefalete daha çok mahkum edilirken, SGDF'yi insanca yaşam için verdiği mücadeleden tanıyabilirsiniz.Emeği ve hakları için direnen işçilerin omuz başında, grev ve direniş alanlarında görebilirsiniz.
Özetle SGDF'den mücadele birikim ve deneyimlerinden bahsedebileceğimiz çok şey var. Tüm pratiğimiz özgür, adil, eşit ve onurlu insanca bir yaşamın inşası içindir. Her biri meşrudur. Tutsak da düşsek, her bir yoldaş bu onuru yüreğine iliştirip yürüyor. Dayandığımız yegane güç tarihimiz ve ezilen halklarımızın özgürlüğü için verdiğimiz mücadelenin haklılığıdır. İşte tam da bunun için yukarıda saydığımız şeylerden yargılanıyoruz. Tutsaklığa gerekçe gösterilen şey sosyalizm mücadelemizdir.
İstiyorlar ki, işçiler, emekçiler ve ezilen halklar açlık ve sefalet içerisinde ölüme terk edilirken biz susalım.
İstiyorlar ki, biat eden, sorgulamayan, düşünmeyen ve sömürü düzenine itaat eden ses çıkarmayan gençler olalım.
İstiyorlar ki, savaşa, halklara dönük katliamlara, iradelerinin gasp edilmesine ve zulme susalım.
Ancak sosyalist gençlik bir an olsun tereddüde kapılmadan, sesini daha gür haykırdı.
Bugün bu tutsaklığımızın amacı, susturamadıkları sesimizi, bitmeyen mücadelemizi bastırmak, bizi yıldırmak ve tüm toplumsal kesimlere gözdağı vererek mezar sessizliği yaratmaktadır. Bu saldırılar ilk değil ve son olmayacaktır. Biliyor ve görüyoruz. Sistematikleşen ve devrimci demokratik güçlerin tasfiyesini amaçlayan bu saldırı dalgası büyüyerek devam edecektir. Topyekun gerçekleşen saldırıların karşısında duracak tek güç, birlikte vereceğimiz mücadelemizdir. Ancak birleşik mücadeleyi büyütürsek saldırıları boşa düşürebiliriz. Mücadelenin gücüne, etkisine inanmalı ve birleşik mücadeleyi örerek bu saldırılara yanıtlar üretmeliyiz.
Genel kurulumuzun yargılanma konusu yapılıp, neden hedef alındığına dair söyleyecek çok şey var. SGDF genel kurulları her zaman devrimci gençlik mücadelesinin tarihine önemli izler bırakmış, deneyimler biriktirmiştir.
Deniz Gezmişlerin inşa ettiği ve daha sonra bombalanarak yıkılan devrimci gençlik köprüsünün yeniden inşası bu kurulların ürünüdür. Kardeş Üniversite kampanyası, vicdani ret çalışmaları bu kurullardan çıkmıştır. NATO füze kalkanına karşı Malatya/Kürecik'e gidiş ve Sinan Cemgil Hatıra Ormanı'nın inşası, Roboskî Katliamı'nın birinci yılında Roboskî'ye gidiş bu kurulların ürünüdür. SGDF genel kuruludur hafızalarımıza ve tarihimize kazınan Kobanê'nin yeniden inşası kampanyasını çıkaran ve Suruç'a gidişi örgütleyen. Kısacası SGDF genel kurulları tarihten bu yana devrimci gençliğin ve tüm toplumun hafızasında yer edinen önemli bir deneyim ve birikim açığa çıkarmıştır. Sosyalist gençlik nerede ezilen, sömürülen, yok sayılan bir halk varsa orada olmayı görev ve sorumluluk bilmiştir. Bu yüzdendir Roboskî'ye gidişi. Bu yüzdendir ki, Kobanê'yi yeniden inşa etme isteği ve Suruç'a gidişi. Nerede devrim filizleniyor, devrimci durum açığa çıkıyorsa sosyalist gençlik orada olmuş, üstüne düşen görev ve sorumlulukla devrimci bir ilişkileniş içerisinde olmuştur. İşte SGDF ve genel kurulları devrimci mücadele tarihinde böylesi deneyim ve birikimlerin yapıcısı olduğu, hafızalarda yer edindiği için siyasi iktidarın hedefi olmuştur her zaman.
Korkuları anlaşılır. Devrimci iddianın, ısrarın somut pratikle buluştuğu, gençlik kitlelerine taşındığı, kritik aşamalarda önemli sıçrayışlar yarattığı bilinen genel kurullarımız en çok zalimi korkutmuş olmalı ki, 34 sosyalist bugün tutuklu. Genel kurullarımızı savunmak sakınılacak bir şey değil, tam tersine onurdur. Çünkü bu kurullar devrimci mücadelenin gelişimini konuştuğumuz, gençliğin sorunlarını kolektif tartıştığımız ve çözüm yolları belirleyerek dönem politikamızı oluşturduğumuz yerlerdir. Buradan hareketle genel kurulumuzda yargılama konusu yapılan gençliğin devrimci iddiası ve mücadelesidir. Dolayısıyla örgütlü mücadelemize dönük saldırılara dün olduğu gibi bugünde cevabımız, devrimci mücadeleyi büyütmek, değerlere ve ilkelere sahip çıkmak ve çizgide ısrar etmek olacaktır.
Sosyalist gençlik olarak, gençlik kitlelerini sosyalist saflarda örgütleme perspektifimizden, varlık koşulumuz olan bu iddia ve sorumluluktan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz. Çünkü eşit, özgür ve onurlu yaşamın yegane yolu budur. Buradan dışarıdaki genç arkadaşlarımıza çağrımızdır; içerisinde bulundukları yılgınlık ve umutsuzluk, geleceksizlik duvarını yıkmalı, yeniyi inşa etmenin adımlarını atmalı ve sosyalist gençlik saflarında örgütlü devrimci mücadeleyi omuzlamalıdırlar. Üzerimize düşen rol ve misyonu oynamada tereddüde kapılmamalı, harekete geçerek gençliğin dinamizmini mücadelenin kaldıracı haline getirmeli, özgür bir geleceğin yapıcıları olmalıyız. Bu çağrıyı hapishaneden yapıyoruz. Biz devrimci mücadeleyi her alanda olduğu gibi hapishanelerde de sürdürüyoruz. Dışarıdakilere görev ve sorumluluk üstlenerek mücadeleyi devralmalarını, kavgayı omuzlamalarını ve boşalan mücadele alanlarını daha güçlü doldurmaları çağrısını yapmak istiyorum.
Mücadele bizim ellerimizde büyüyecek, filizlenecek ve zafer mutlaka gençlikle gelecek.
Özellikle son dönemde devrimci, sol-sosyalist ve yurtsever güçlere, gençliğe dönük baskı saldırısı sistematikleşmiş durumda. Kaçırma, tehdit, aile aramaları, ajanlaştırma girişimleri, gözaltı tutuklama furyasıyla eş zamanlı sürüyor. Gençliğin örgütlü mücadelesine dönük saldırıların ardı arkası kesilmezken, gözaltı ve tutuklama dalgasına SGDF, ESP'li sosyalistlere yapılan operasyonla devam edildi. Bu operasyonda 41 sosyalist gözaltına alınırken 34'ümüz tutuklandı. Saldırı ile tüm devrimci gençliği, emekçi sol güçleri sindirmek istiyorlar. Ve gözdağı vermeyi amaçlıyorlar.
Gözaltı sürecimizle başlayan ve tutsaklığımızla da büyüyen dayanışma çok kıymetli. Sözümüzün, sesimizin kesilmek, soluksuz bırakılmak istenildiği yerde mücadele arkadaşlarımız her yerde sesimiz, sözümüz ve soluğumuz oldular. Gençlik örgütlerinin bu dayanışma pratiği yeni bir şey değil. Suruç'tan bu yana özellikle 2023 Temmuz Suruç yıldönümünde hepimiz tutsakken 33'leri ve SGDF'yi bulundukları her yerde temsil ettiler, adımızı, sözümüzü taşıdılar. Birleşik gençlik mücadelesi mayasını bu devrimci yoldaşlık ve dayanışmadan almaktadır. Bizleri yalnız bırakmayan avukatlarımıza, sesimizi sokaklarda, kent merkezlerinde büyüten mücadele yoldaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Bu dayanışma, birlikte mücadele pratiği siyasi iktidarın dizginsiz saldırısı karşısında birleşik gençlik mücadelesindeki parçalı tablomuzu tersine çevirmenin referansı olmalı, birleşik mücadeleyi daha da geliştirerek büyütmeliyiz. Saldırıların amacını, hedefini defalarca anlattık, konuştuk. O halde şimdi saldırılara karşı daha fazla birlikte olarak komploları boşa düşürme zamanıdır. Devrimci gençliğe dönük topyekun saldırı dalgasını püskürtmenin yolu ortak birleşik mücadelede hattını geliştirmekten, güçlendirmekten geçiyor. Dayanışma ile bizlere güç ve moral verdiniz. Tüm devrimci demokratik güçlere çağrımız; birleşik mücadeleyi büyütmek ve süreklileştirmeleridir. Yüreğimiz, aklımız sizlerle. Özgür günlerde mutlaka buluşacağımıza inanıyorum.
*SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat, tutsak olduğu Marmara Kapalı Hapishanesinden göndermişti.