7 Mayıs 2024 Salı

Berçem Öter yazdı | İhanetçi, işbirlikçi Mesut Barzani'den 11 Eylül 1961 güzellemesi

Mele Mustafa Barzani Güney Kürdistan halkını özgürleştirmenin önemli isimlerinden biri... Mesut Barzani sömürgeci işgalci Türk devletiyle işbirlikçiliğin simgesi... Ellerine gerilla kanı bulaşan Mesut Barzani 11 Eylül 1961'i anarak suçlarını örtmek istiyor.

Güney Kürdistan özgürlük mücadelesinin öncüsü Mele Mustafa Barzani'nin KDP'si ile, miras yedi, ihanetçi Mesut Barzani KDP'si arasındaki tarihsel farka 11 Eylül 1961'de başlayan Güney Kürdistan özgürlük mücadelesi ayna tutuyor.

Günümüz KDP'si Başkanı Mesut Barzani yaptığı bir açıklamayla, 11 Eylül 1961'de başlayan ve 11 Mart 1970'de dönemin Irak hükümeti ile Kürdistan liderliği arasında Özerklik Anlaşması'na yol açarak zaferle sonuçlanan Güney Kürdistan Eylül Devrimi'nin 60'ıncı yılını kutladı. Mesut Barzani, "Zulme ve işgale karşı Kürdistan halkının siyasi, düşünce ve toplumsal mücadelesinde güçlü bir temel oluşturdu" derken, kendisinin bugün Kürt özgürlük hareketine karşı yürüttüğü ihanet ve sınırsız işbirliği çizgisini görünmez kılmaya çalışıyor.

Mele Mustafa Barzani öncülüğünde Güney Kürdistan'da verilen özgürlük mücadelesinin mirasının üzerine konan ve bunu çıkarları için sonuna kadar kullanan Mesut Barzani, uzun zamandır sürdürdüğü işbirlikçilik çizgisini sömürgeci faşist şef Tayyip Erdoğan'la el ele vererek, Güney Kürdistan'da yaratılan tüm değerlerin ruhuna "rahmet" okuyor. 

Mele Mustafa Barzani döneminde Kürdistan'ın tüm bölgelerinde Peşmerge güçlerine destek verildiğini hatırlatan ve kendilerinin de bu devrimden öğrendiğini iddia eden Mesut Barzani, bugün Kürdistan'ın tüm parçalarında devam eden özgürlük mücadelesi karşısında işbirlikçi, ihanetçi tutumunun sözünü dahi etmiyor. Zaten sözünü edebileceği tek şey sömürgeci işgalci Türk devletiyle yaptığı ittifak politikaları, nerede nasıl pazarlık yaptığı ve özgürlük güçlerine, Kürt halkının kazanımlarına karşı açılan savaşta imha saldırılarına hangi düzeyde katkı sunduğu olacaktır.

Yaşamının önemli bir kısmını Kürt halkının özgürlük mücadelesine ve somut kazanımlar edinmesine adayan Mele Mustafa Barzani'nin mirasına konan Mesut Barzani'nin birincil amacı, işbirlikçiliğini daha da büyüterek zenginliğine zenginlik katmak ve konumunu korumaktır. Mesut Barzani, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin değil, sömürgeci işgal güçlerinin en sadık ve eli kanlı hizmetkarına dönüşmüştür.

İHANETİN ADI: BAŞUR'DA KDP ROJAVA'DA ENKS
Mesut Barzani'nin son on yıllık icraatlarından birkaçını ifade etmek çizgisini anlamak için yeterli olacaktır. Türk devletinin Güney Kürdistan'da Medya Savunma Alanlarında gerillanın üslenme alanlarına karşı, Rojava devriminin ve Şengal halkının kazanımlarına karşı sürdürdüğü sömürgeci, işgal ve imha savaşı KDP'nin açık desteği ile tüm şiddetiyle devam ediyor. Birkaç somut örnek vermek gerekirse:

Rojava devriminin kazanımlarını petrol pazarlığı konusu yapmış, sınıra hendekler kazmış ve ambargo uygulamıştır. Rojava örgütlenmesi ENKS kanalıyla devrim güçlerine karşı antipropaganda kampanyaları yürütmüştür. Gelinen aşamada ise işgalci Türk devletinin işgal ettiği Efrîn, Serêkaniyê kentlerinde işgali meşrulaştırma gayreti içinde.

Şengal'de Êzidîleri silahsızlandırarak DAİŞ'in işgal ve katliamları ile yüz yüze bırakırken, gelinen aşamada işgalci Türk devletinin Êzidîlerin kazanımlarına dönük başlattığı saldırılara zemin hazırlıyor, saldırılar için istihbarat desteği sunuyor. Şengal savunmasında ve Ezidilerin DAİŞ sonrası Şengal'de yeniden bir yaşam kurmalarında ve kendilerini örgütlemelerinde önemli katkıları olan, KCK Yürütme Komitesi üyesi Zeki Şengali'nin katledilmesinin, KDP işbirliği ile gerçekleştirildiği biliniyor.

BARZANİ ELİNDEKİ KANI MUSTAFA BARZANİ ADIYLA YIKAYAMAZ
KDP, 2020 yazı itibariyle işgalci Türk devletinin Metîna ve Heftanîn'e yönelik işgal saldırılarına paralel gerilla alanlarına askeri güçlerini yığdı. Metîna'ya ilk saldırısını Irak sınır muhafız güçleri ile birlikte gerçekleştiren KDP, saldırının ardından Metîna'da son bir yılda onlarca askeri üs ve kontrol noktası kurdu. Türk devletinin, işgal saldırılarının ortağı oldu. Bu işbirliğinin ardından KDP, Kandil, Metîna, Şêladizê, Xelîfan ve Medya Savunma Alanları'nın tamamını abluka altına almak için hazırlıklara başladı ve gerilla güçlerini pusuya düşürme eylemlerine girişti. KDP artık pozisyonu itibariyle sadece işgalcilere alan açan ya da istihbarat desteği olan bir kuvvet olmaktan çıkmıştır.

Metîna bölgesindeki KDP iki güçle bulunuyor. Metîna'nın kuzeyinde, yani Kanîmasi'den Batufa'ya kadar olan bölgede, ikinci, üçüncü ve dördüncü tugay ile ortak hareket ediyor. Metîna'nın güneyinde ise Zêrevanî güçleri ile birlikte hareket ediyor. Bu güç bünyesinde komando güçleri Roj çeteleri de yer alıyor. Peşmerge ismini kullanan bu güçlerin arasında peşmerge yer almıyor. Bu güçler Barzani ve KDP'nin kiralık güçlerinden oluşuyor. Zêrevani güçlerinin esas görevi işgalci Türk ordusunun giriş çıkışını güvenli bir şekilde sağlamak. Türk devleti tarafından görevlendirilen bu güçlerin bir kısmı, gerillaya karşı savaşmak üzere eğitimden geçiriliyor.

KDP son olarak doğrudan kendi güçleriyle, 7 kişilik bir gerilla grubunu Xelîfan bölgesi civarında Zap Suyu'nu geçmeye çalışırken pusuya düşürerek katletti. Yine Metîna'da 7 gerilla Zendura bölgesinde KDP'nin alanı kuşatması nedeniyle, işgalci Türk devleti askerleri tarafından katledildi.

Mesut Barzani eline bulaşan bunca kan, Kürt özgürlük hareketi ve kazanımları karşısındaki mevcut kirli sicili ortada dururken, Molla Mustafa Barzani'yi suçlarını örtmek için anıyor, güzelleme yapıyor. Eylül devriminde ölümsüzleşen bütün şehitlerimizin ruhuna binlerce selam gönderdiğini iddia eden Mesut Barzani, gerillayı şehit düşürüyor, işgalcilerin gerillanın imhası için tüm imkanlarını seferber ediyor. Mesut Barzani işbirlikçilikle kendi kirli tarihini yazarken, elindeki kanı Mele Mustafa Barzani'nin adını kullanarak temizlemek istiyor.