27 Nisan 2024 Cumartesi

Başaran: İktidar güç kaybettikçe partimize ve kadınlara saldırıyor

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, faşist saldırılar, hapishanelerde hasta tutsakların ölüme terk edilmesi, tecrit politikası, kadın katliamları ve kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılara değindi. Semra Güzel'e yönelik linç kampanyası ve cinsiyetçi saldırılara tepki gösteren Başaran, iktidarın güç kaybettikçe kadınlara ve HDP'ye saldırdığını vurguladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Başaran açıklamasında Kürt halkına yönelik faşist saldırılar, hapishanelerde hasta tutsakların ölüme terk edilmesi, tecrit politikası, kadın katliamları ve kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılara değindi.

KONYA KATLİAMININ SORUMLUSU İKTİDARDIR
Konya'da Dedeoğulları ailesine yönelik katliamı hatırlatarak bugün görülen duruşmaya işaret eden Başaran, "Biz daha önce de ifade etmiştik Deniz Poyraz katliamı ya da Kürtlerin maruz kaldığı ırkçı saldırılar gibi bu da münferit, tek bir kişinin planladığı bir saldırı değil. Bu saldırının tetikçisi şu anda cezaevinde tutuklu olabilir ama planlayıcısı, ortamını oluşturan, nefret politikalarıyla toplumu karşı karşıya getiren iktidardır. Bu ortamı oluşturan nefret politikaları ile Kürtleri hedef gösteren esas failler de yargılanana kadar davanın takipçisi olacağız" dedi.

HASTA TUTSAKLARA FİİLİ İDAM REJİMİ
Tecrit politikalarına değinen Başaran, politik tutsaklara yönelik hapishanelerdeki saldırılara işaret etti. Hasta tutsakların durumunun her geçen gün ağırlaştığını vurgulayan Başaran, "Koşullu salıvermenin uygulanmaması, infazların yakılması, tutsakların işkenceyle yüz yüze kalmaları, insani ihtiyaçların kasti olarak giderilmemesi, hasta tutsakların tedavileri için gerekli koşulun oluşturulmaması ya da hasta tutsaklar hakkında ATK'nin 'cezaevinde kalabilir' raporu vermesi nedeniyle her gün bir hasta tutsağın adım adım bu fiili idam rejiminde ölüme yaklaştığına şahitlik ediyoruz" diye konuştu.

AYSEL TUĞLUK İNTİKAMCI BİR ANLAYIŞLA CEZAEVİNDE TUTULUYOR
Hapishanelerde yüzlerce hasta tutsak olduğunu hatırlatan Başaran, Aysel Tuğluk'un durumuna değindi, Kocaeli Üniversitesi'nin "cezaevinde kalamaz" raporuna rağmen serbest bırakılmamasının, intikamcı anlayışın ürünü olduğunu söyledi.

Başaran, 60 yaşındaki HDP Muş İl Eşbaşkanı Muhlise Karagüzel'ün de sağlık sorunlarına rağmen hapishanede tutulduğunu belirterek, hastane sevki sırasında gardiyan ve jandarmanın arama adı altında tacizine maruz kaldığını kaydetti.

Kandıra Hapishanesi'nde Garibe Gezer'in şüpheli ölümünü protesto eden kadın tutsaklara verilen disiplin cezasına tepki gösteren Başaran, Leyla Güven'e yönelik gardiyanların tehditlerine değindi. Başaran, "İktidara bir kez daha soruyor ve uyarıyoruz: Şu an rehin tuttuğunuz arkadaşlarımızla ilgili oluşabilecek en ufak bir problemin sorumluluğu iktidarın, Adalet Bakanlığı'nın, Ceza ve Tevkifevlerinin ve Elazığ Cezaevi'dir" diye konuştu.

İKTİDAR GÜÇ KAYBETTİKÇE PARTİMİZE VE KADINLARA SALDIRIYOR
HDP Milletvekili Semra Güzel'e yönelik fotoğraflar üzerinden geliştirilen linç kampanyası ve cinsiyetçi saldırıya işaret eden Başaran şunları söyledi: "İktidar sıkıştıkça, yönetemedikçe, topluma herhangi bir vaadde bulunamadıkça, güç kaybettikçe, tükendikçe kadınlar ve partimiz üzerinden bu tür saldırılarla ayakta durmaya çalışıyor. Birçok arkadaşımız demokratik siyasette ısrar ettikleri için, bu ülkede barış ve eşitliği savundukları için iktidarın yönelimleriyle yüz yüze kaldı. Milletvekili arkadaşlarımızın dokunulmazlıkları kaldırıldı. Bugün de tarihin tekerrür etme biçimiyle iktidarın, cumhurbaşkanı ve MHP genel başkanının talimatı ile Güzel'in dokunulmazlığının kaldırılması konuşuluyor. Bu, ülkede umut olma ve geleceği kurma mücadelesine saldırıdır. Bu saldırıların bize geri adım attıramayacağını ifade etmek isteriz. Semra Güzel yalnız değildir, yanındayız ve mücadele etmekten de asla vazgeçmeyeceğiz."

1 OCAK 2022 İTİBARİYLE EN AZ 7 KADIN KATLEDİLDİ
Kadın katliamlarına değinen Başaran, 2021 yılında kadına yönelik şiddetin 2020'ye göre yüzde 15 arttığını söyledi, 2021'de 497 kadının katledildiği ya da şüpheli biçimde yaşamını yitirdiği bilgisini verdi. 1 Ocak 2022 itibariyle en az 7 kadının katledildiğini ifade eden Başaran, "Kadına yönelik şiddetin politik olduğunu söylediğimizde iktidarın itirazlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Size iki açıklamayı örnek vereyim: Yargıtay Başkanı, 'Kadın cinayetleri sadece Türkiye'de varmış gibi bir algı oluşturuluyor' diyor. Hayır, biz kadına yönelik şiddetin sadece Türkiye'de olmadığının farkındayız. Dünyadaki diğer sağ popülist iktidarların da Türkiye benzeri bir yaklaşımlarının olduğunun da farkındayız. Ama demokratik ve kadından yana tavır alan ülkelerde bir Yargıtay Başkanı çıkıp hesap verir. Neden kadına yönelik şiddet ve cinayet dosyalarında cezalar erkekleri caydırıcı nitelikte değil? Neden bu cezaların birçoğu kadınları görmezden geliyor? Neden erkekler yargı tarafından aklanıyor" sorularını yöneltti.

Biat etmeye zorlanan kadınların biat etmeyeceğini vurgulayan Başaran, "Her gün biraz daha toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın cinayetleri artarken ve bunlar IŞİD'vari bir yöntemle gerçekleştirilirken, televizyonlarda magazinleştirilirken, pornografik bir şekilde sunulurken iktidar ne yapıyor" sorusunu yönelterek, kadın kazanımlarını gasp etmeye yönelik girişimlere değindi.

NAFAKA HAKKINDAN DA KAZANIMLARIMIZDAN DA VAZGEÇMİYORUZ
"Bir tokattan ne olacak ki" anlayışının kadına yönelik şiddeti ve katliamları arttığına dikkat çeken Başaran, "Bizler ve kadın örgütleri, kazanımlarımızı savunmaktan ve yaşamımızı kurmaktan vazgeçmeyeceğiz. İktidarın bu pervasız saldırıları bize geri adım attıramaz. Vazgeçmiyoruz! İstanbul Sözleşmesinden de, nafaka hakkından da, kazanımlarımızdan da vazgeçmiyoruz. Bunları iktidarın lütfuyla kazanmadık. Bunlar büyük bedel ve emeklerle elde edilmiş kazanımlardır" dedi.

Başaran konuşmasında, ped ve tampon gibi hijyenik ürünlerin ücretsiz olması talebini de gündemleştirdi.