17 Haziran 2025 Salı

Bakırhan: Ölüm kusanlara karşı barış isteyenler inatla yürüyecek

Partisinin grup toplantısında konuşan Bakırhan, "Dünyada karmaşa, Ortadoğu'da kaos varken Türkiye'yi barış adasına çevirebiliriz. Bunu yapmak hepimizin elinde. Savaş tamtamları çalanlara, bombalarla ölüm kusanlara karşı barış isteyenler inatla yürüyecek" dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Bakırhan, katledilişinin 4. yılından Deniz Poyraz'ı andı. 

'40 YIL GEÇSE DE DENİZ POYRAZ'IN KATİLLERİNİ BULUNMASI İÇİN HER ŞEYİ YAPACAĞIZ'
Deniz Poyraz'ın planlı ve örgütlü bir saldırıda katledildiğini anımsatan Bakırhan, "Canımız Deniz Poyraz'ı kaybettik. Bu alçakça saldırıyı unutmayacağımızı; bu alçak saldırıyı yapanları ve onun arkasında olan karanlık güçleri açığa çıkarıncaya kadar bu sürecin takipçisi olacağımızı belirtmek istiyorum. Değil 4 yıl, 40 yıl geçse de Deniz Poyraz'ın katillerinin bulunup bu sürecin aydınlatılması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Deniz Poyraz yoldaşımızı saygıyla anıyoruz; onun emekleriyle büyüttüğü barış mücadelesini başarıya ulaştıracağımıza söz veriyoruz. Saygı ve minnetle anıyorum" dedi. 

'BU SAVAŞ BİLDİĞİMİZ YOL VE YÖNTEMLERLE YÜRÜYEN BİR SAVAŞ DEĞİL'
İsrail'in başlattığı İsrail-İran savaşına ilişkin konuşan Bakırhan, "Yüreğimiz Gazze'de atarken, Ortadoğu'nun en keskin fay hattı kırıldı. 13 Haziran'da başlayan İsrail-İran savaşıyla bölgenin kaderi neredeyse kökten değişebilecek bir noktaya geldi. Bu savaş öyle bildiğimiz yol ve yöntemlerle yürüyen bir savaş değil. Uzaktan ve yapay zekayla yürütülen bir savaşı görüyoruz, yaşıyoruz. Dolayısıyla bu savaş aynı zamanda çok büyük felaketlerin de öne çıkacağı bir savaş olarak devam ediyor. Açıkça ifade etmek gerekirse; bu savaş büyürse bölgede devasa jeopolitik kırılmalara yol açabilecek bir süreci yaşayabiliriz" ifadelerini kullandı. 

'BAŞKA SÜRGÜNLER OLMASIN DİYE MÜCADELEYE SAHİP ÇIKMALIYIZ'
Grup toplantısında Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği üyelerinin de olduğunu belirten Bakırhan, "Bugün Ortadoğu'da yaşanan çatışmalarda daha fazla savaş, çatışma ve göç olmasın diye ellerinden gelen çabayı ortaya koyuyorlar. Dernek daha önce, 'Her ağaç kendi kökü üzerinde yeşerir' demişti. İşte bu savaşlar kendi kökleri üzerinde yeşeren ağaçları kesiyor; başka diyarlara, bilmediği ve tanımadığı diyarlara sürgün gitmesini sağlıyor. Dolayısıyla göç olmasın, sürgünler olmasın, acılar yaşanmasın istiyorsak derneğin yürütmüş olduğu mücadele ve çabaya sahip çıkmamız gerektiğini de belirtmek istiyorum" dedi.

İsrail'in Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırma pozisyonundan bir an önce vazgeçmesi gerektiğinin altını çizen Bakırhan, "Barış ve Demokratik Toplum Sürecini başlatan nedenler"in bugün daha net görüldüğünü söyledi. Bakırhan, "22 Ekim ve 27 Şubat'ın ne kadar haklı, stratejik bir akıl olduğunu bir kez daha gördük. Ortadoğu'da büyük fırtına koptu. Bu kritik zamanda, barış süreciyle ilgili gereklilikler gecikmeden yerine getirilmelidir" ifadelerini kullandı.

'ORTADOĞU'DAKİ BU GELİŞMELERİ 20 YIL ÖNCEDEN DOĞRU OKUYAN ÖCALAN'I DİNLEYİN'
Bakırhan, "Örneğin hayat pahalılığı altında ezilen milyonlarca emekçiye ara zam yapmama gerekçeleri bu sürecin ilerlemesiyle birlikte ortadan kalkar. Çocuklar aç uyumasın, emekliler çalışmak zorunda kalmasın, kimse kimseye düşman demesin, bu topraklara zeval gelmesin diye biz barış diyoruz. Bunun için bedel ödüyoruz. Bu barış sürecinin güçlenmesi için de bir genel merkez heyetimizle yakın zamanda İmralı'da sayın Öcalan'ı ziyaret etmek için başvuruda bulunacağız. Barışın büyümesi ve güçlenmesi için İmralı yollarının sadece bize değil herkese açık olması gerekiyor. Sayın Öcalan, istediği kişi ve kesimlerle görüşebilmeli" dedi.

'ORTADOĞU'DAKİ KAOSUN ORTASINDA TÜRKİYE'Yİ BARIŞ ADASINA ÇEVİREBİLİRİZ'
Hafta sonu Diyarbakır'da Kürt partileriyle bir araya geldiklerini söyleyen Bakırhan, "Kürt siyaseti birlik halinde onurlu bir barış istiyor" dedi. Bakırhan, şöyle devam etti: "Birilerinin onurunu ezme girişimi başkalarının gururuna dönüşürse, bu müzakere ruhuna aykırıdır. Bu sürece Kürtlerin onurunu, Türklerin gururunu koruma hassasiyetiyle herkes yaklaşmalıdır. Biz öyle yapıyoruz. Kürt'ün halayına, diline ve ekmeğine ırkçılık yapanlar ile 'teslim oldular, nefes alamıyorlar' diyenler emin olun ki ruh ikizleridir. Bunun adı, açıkça barış karşıtlığıdır; kişisel rant ve çıkarlar uğruna 86 milyonu yüz yıl daha kör bir çatışma ve şiddet ortamına sokmaya çalışmaktır. Bu, Kürt ve Türk gençlerinin tabutları gelsin demektir. İşte tam da bu savaş ve çatışma isteyenlere inat halayla, horonla, zeybekle inşallah bu topraklarda onurlu bir barışı kuracağız. Umudumuz büyük. Her halde umudu en büyük olan siyasi partilerden biriyiz. Çünkü sahadayız, her yerdeyiz. Bu meseleye inandığımız için herkese anlatmaya çalışıyoruz. Ama bu büyük umudun sonuç alabilmesi için birlikte biraz daha güçlü bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Emin olun, aydınlığa en yakın günlerdeyiz. Dünyada karmaşa, Ortadoğu'da kaos varken Türkiye'yi barış adasına çevirebiliriz. Bunu yapmak hepimizin elinde. Savaş tamtamları çalanlara, bombalarla ölüm kusanlara karşı barış isteyenler inatla yürüyecek. Alevi canların dediği gibi, yol cümleden uludur. Bu büyük yürüyüşte ezilenler asla yalnız yürümeyecek. Hep birlikte barışa yürüyeceğiz. Rêya me rêya we vekirî be. Bimînin di xêr û xweşiyê de."