29 Mart 2024 Cuma

AVEG-KON yaz kampında tutsaklarla dayanışma paneli düzenlendi

AVEG-KON kolektif yaz kampında düzenlenen panelde, Türkiye'de ağırlaştırılmış tecrit koşullarının derinleştiğine, ölümlerin iki katına çıktığı belirtildi. Tutsakların direnişine dışarıdan güç verilmesinin önemine işaret edilen panelde, tutsak ailelerinin eylemlerine katılımın önemine dikkat çekildi.

Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu'nun (AVEG-KON) yaz kampında hapishanelerinde ağırlaşan tecrit koşulları, tutsaklar ve tutsak yakınlarının mücadelesiyle ilişkilenme üzerine tartışıldı.

Panelde Tutsakların Sesi Platformu (TSP) adına yapılan sunumda, Türkiye ve Kürdistan'da tutsakların direnişi, tutsak yakınları ve tutsak örgütlerinin, devrimci hareketin ilişkilenme düzeyi değerlendirildi.

F tipi tecrit sistemine geçilmesinin ardından geliştirilen açlık grevi ve ölüm orucu direnişiyle bazı hakların kazanıldığı ve belli bir statüye oturduğunu belirten TSP temsilcisi, 2015'ten itibaren geliştirilen topyekun savaş konsepti ile hapishanelerin şu anki durumun ortaya çıktığını söyledi. MGK'nın çöktürme planıyla, devrimci hareketin tasfiyesinin amaçlandığını kaydeden TSP temsilcisi, Güney Kürdistan'da gerillayı ezme amacının, hapishanelerde benzer bir biçimde yok etme planı olarak uygulandığını belirtti.

Hasta tutsakların tedavileri ve tahliyeleri engellenerek ölüme terk edildiğini, ATK'nin buradaki rolüne işaret eden TSP temsilcisi, çöktürme stratejisinin fiilen idam etme biçimi olarak uygulandığını söyledi. TSP temsilcisi, "Yoldaşlarımızın idam fermanını hazırlayan kurum ATK'dir. 12 Eylül döneminde Ayhan Songar gibi faşistlerin tutsaklar üzerinde deneyler yaptığı dönemleri biliyoruz. Günümüzde de MHP'lilerin denetiminde olan ATK bünyesinde 12 Eylül dönemine benzer uygulamalar yapılıyor. Hasta tutsaklarla ilgili yürütülen kampanyanın önemi çok büyük. Mücadelede yeni cepheler açıldı, ATK'yi hedef alan biçimde ilerliyor. ATK önlerinde İstanbul ve Amed'de ailelerin eylemleri sürüyor. Aysel Tuğluk etrafında kadınların mücadelesi ilerliyor" dedi.

İmralı'daki tecridi, S ve Y tipi hapishaneler eliyle tüm tutsaklara yönelen ağırlaştırılmış tecride dönüştürüldüğünü söyleyen TSP temsilcisi, S ve Y tipi hapishanelerde tecrit altına alınmak istenen ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü devrimci tutsakların sayısının 2 bini aştığını belirtti, "Faşist rejim tüm hapishaneleri yüksek güvenlikli hapishanelere dönüştürmeyi planlıyor" dedi.

Hapishanelerde tutsakların işkenceyle katledildiğini, intihar denilerek öldürüldüğünü ya da intihara sürüklendiğini aktaran TSP temsilcisi, "Faşizmin özel hedef aldığı kişiler. İntihara sürüklenen ya da doğrudan infaz edilip intihar süsü verilen kişiler, dışarıda dayanışmanın zayıflığı varsa intiharı tercih edebilir. İçerideki tutsakların yükü çok ağır. Dışardan dayanışma ile tutsaklarla ilişkilenmek çok önemli. Devrim mücadelesinin her aşamasında hapishaneler ve dışarının birlikte mücadelesi önemlidir. Hapishanelerle dışarıdan bağın güçlendirilmesi süreç için çok önemli. En azından hapishanelerdeki ölümlerin önüne geçebiliriz" diye vurguladı.

İnfazını tamamlayan tutsakların tahliyesinin engellenmesi, LGBTİ+'lara yönelik ağır tecrit, kadın tutsaklara yönelik saldırılara da değinen TSP temsilcileri, dışarıdan yürütülecek mücadelenin yanı sıra devrimci tutsakların maddi ihtiyaçlarının karşılanmasının önemine işaret etti.