20 Mayıs 2024 Pazartesi

Atılım gazetesi 25. direniş yılını kutluyor: Selam olsun Atılım ışığını taşıyanlara

Atılım Gazetesi "25. Direniş Yılında Atılım'ı Yükseltiyoruz" etkinliği düzenliyor. Atılım emekçisi İsminaz Temel yaptığı konuşmada, "Direniş ve büyük deneyimler yüklü uzun bir 25 yıl!.. Devrimci bir direniş üssü, siyasal bir laboratuvar, devrimci bir siyaset okulu ve bir sosyalist siyaset akademisi... Hepsidir Atılım" diye konuştu. ESP Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ise Atılım'ın ışığını her mevzide taşıyanlara teşekkür etti.

"Büyük bir kavganın ürünü, büyük bir davanın sözcüsü" şiarıyla yayın hayatına başlayan Atılım gazetesi 25. yılını kutluyor. "25. Direniş Yılında Atılım'ı Yükseltiyoruz" şiarıyla okurlarıyla düzenlediği etkinlikte biraraya geldi. Bostancı Kültür Merkezi'nde yapılması planlanan etkinlik Valilik tarafından izin verilmemesi nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bağcılar İlçe binasında gerçekleşti. 

Etkinliğin gerçekleştirildiği salona "Şehitlere devrim sözümüz var", "Tek yol devrim", "Genç kadınlar örgütlenmeye, özgürleşmeye", ""Gençlik gelecek gelecek sosyalizm", "Cins bilinciyle kadın devrimine yürüyoruz", "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "Unutmak ihanettir" yazılı pankartlar asıldı.

Etkinliğe Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanları Özlem Gümüştaş ve Şahin Tümüklü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Milletvekili Murat Çepni, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sedat Şenoğlu, Sosyalist Kadınlar Meclisi (SKM) Genel Sözcüsü Deniz Aktaş, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanları Alev Özkiraz ve Deniz Bahçeci, Özgür Genç Kadın (ÖGK), HDP İl Eş Başkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı, Devrimci Parti, Alınteri, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı, Suruç Aileleri İnisiyatifi, Barış Anneleri, şehit aileleri, Kaldıraç. Devrimci Hareket, EHP, Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) katıldı.

POLİS MAHALLELERDEN GELİŞLERİ ENGELLEDİ
Ataşehir 1 Mayıs Mahallesi, Sultangazi İlçesi Gazi Mahallesi ile Tuzla İlçesi'nden araçlarla etkiliğin yapılacağı Bağcılar'a gelmek isteyen çok sayıda kişi polis tarafından engellendi. Mahalle girişlerinde araçlar durdurularak polis tarafından bağlanırken, araçta bulunanlara GBT kontrolü yapıldı.

SGDF SURUÇ ŞEHİTLERİNİ ANDI
Etkinlik saygı duruşu ile başladı. Ardından SGDF üyeleri Suruç katliamında yaşamını yitiren 33 düş yolcusunun fotoğraflarıyla sahneye çıktı. "Suruç şehitleri ölümsüzdür", "Parti, Atılım, Zafer" sloganları attı.

Etkinlikte ilk sözü Atılım gazetesi adına İsminaz Temel aldı. Temel, "Spartaküs'lerden Şeyh Beddettin'lere, Filistin'den Vietnam'a, Stalingrad savunmasından Kobanê/Rojava direnişine, Paris Komünü'nden Ekim Devrimi'ne... Denizlerden Mahirlere, İbolardan Mazlumlara... Kadın önderler Claralardan Rosalara Merallerden Arinlere... Bizimkisi, nerede olursa olsun, işçi sınıfı ve ezilen halklardan güç alan, onların mücadelesini varoluş nedeni sayan ikircimsiz bir yolculuk" diyerek konuşmasına başladı.

Atılım'ın çeyrek yüzyıl yaşında olduğunu vurgulayan Temel, "Bu onurlu bir direniş ve varoluş tarihidir. Bir yerden bakarsanız rüzgar gibi geçen kısa 25 yıl, başka bir yerden bakarsanız her adımı mücadele, direniş ve büyük deneyimler yüklü uzun bir 25 yıl!.. Devrimci bir direniş üssü, siyasal bir laboratuvar, devrimci bir siyaset okulu ve bir sosyalist siyaset akademisi... Hepsidir Atılım" diye belirtti.

'BÜYÜK BİR DAVANIN SÖZCÜSÜDÜR'
Atılım gazetesinin 8 Ekim 1994'te kurulduğunu hatırlatan Temel, "1980'lerin sonlarından beri öncü bir partide birleşme mücadelesi yürüten komünistler, bu mücadeleyi amacına ulaştırarak, tepe taklak gidişin karşısına dikildi, birlik mücadelesinin zaferiyle yanıt oldular. Atılım, Birlik Devrimi'nin, komünistlerin birlik mücadelesinin, bu büyük kavganın ürünüdür, eseridir ve büyük bir davanın sözcüsüdür. Bu büyük dava işçi sınıfının sosyalizm mücadelesidir. Atılım'ın misyonu siyasi bir ordunun bütünleyici, keşif koludur" diye vurguladı.

Atılım'ın işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilenlerin, halkların doğru bilgiye ulaşma, gerçekleri öğrenme hakkının pratikleşmesi olduğunun altını çizen Temel, "Atılım, ışığı ve ateşi taşır, işaret fişeğidir. İşçi sınıfının sosyalist sınıf bilinci edinmesi ve tüm ezilenlerin özgürlük ve sosyalizm mücadelesi etrafında birleştirilmesi devrimci görevi Atılım'ın yayın çizgisinin aktığı nehir yatağıdır" dedi.

'ATILIM ÖZGÜR BASININ DAYANIŞMA KALESİ OLMUŞTUR'
Temel konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bundandır ki, Atılım da devletin susturma saldırısı ile karşı karşıya kalmaktadır. Gerçeklerin sözcüsü olmak, militan olmayı koşullandırıyor. İşte bu nedenledir ki, faşizm koşullarında devrimci basın ancak bir direniş üssü, bir direniş kalesi olarak var olabilir.

"25 yıl, Atılım emekçilerinin büyük direnişine tanıktır. Atılım emekçileri, baskınlar, gözaltı ve tutuklamalar direnişle karşılanmış, tek bir adım geri atmamıştır. Özgür basının dayanışma kalesi olmuştur. Yurtsever ya da devrimci, sosyalist basına yönelik saldırıları, kendisine yönelmiş kabul etmiş, tüm saldırılar karşında dayanışma ve birlikte direnişin gereklerini yerine getirmeyi görev bilmiş, dayanışmanın tam merkezinde olmuştur.

"Atılım ile Atılım okurları arasındaki ilişki, iki tarafın da yaşam kaynağıdır, can suyudur. Atılım emekçileri okurlarıyla semtlerdeki, merkezlerdeki toplu Atılım dağıtım ve satışlarına katılarak, okur toplantıları yaparak olduğu gibi dolaylı biçimlerde de ilişkiyi etkin tarzda sürdürme deneyimine sahiptir. Bu ilişkinin, etkileşimin zayıfladığı her dönem Atılım'ın ışığı azalır, sesi zayıflar.

"Atılım, 25 yılı, bu büyük direniş tarihini, okurlarıyla birlikte yaratmıştır. Okurlarımızın sahiplenmesi, her biçimde destek ve dayanışması olmasaydı bu büyük direniş geleneğini asla yaratamazdık.

'ATILIM MÜCADELE SİPERİMİZDİR'
"Atılım mücadele siperimizdir. Atılım kuşkusuz bir araçtır. Kolektif ajitatör, propagandacı ve örgütçü olarak Atılım, ancak okurları ve en geniş işçi, emekçi kitleler, kadınlar, gençler, LGBTİ+'lar ile buluştuğu ölçüde işlevli hale gelebilir.

"Atılım, haberde objektif yorumda devrimcidir, sosyalisttir. Hiçbir zaman tarafsız olmamıştır, yayın çizgisi şaşmaz bir pusula gibi her daim Atılım'a tarafını göstermiştir. Atılım, işçi sınıfının sosyalizm mücadelesinin yıkılmaz kalesi, sosyalist sınıf bilinçli sesi ve kürsüsüdür.

"Atılım aynı zamanda politik özgürlük ve demokrasi mücadelesinin tam merkezinde durmaktadır. 25 yıllık tarihi tanıktır, işçi sınıfının sosyalist bayrağını taşıyan Atılım, her daim ezilenlerin ezenlere, yönetilenlerin yönetenlere, sömürülenlerin sömürücülere karşı mücadelesinin yanında olmuştur. İşçi sınıfının öncü bayrağı olarak, kadınların, ezilen cinsin, ezilen cinsel yönelimlerin ve cinsiyet kimliklerinin, ezilen ulus ve ulusal toplulukların, ezilen inanç topluluklarının ezenlere karşı haklı mücadelesinin militan savunucusu ve destekçisidir Atılım.

"Elbetteki bizleri var eden değerler, faşizm koşullarında bedel ödemeden varlığını sürdüremez. Bu bilinçle de yola çıktık. Gözaltılar, tutuklamalar, hapisler, yasaklamalar, toplatmalar, işkenceler...

'ATILIM'I VAR EDEN KAHRAMANLARIN YOLUNDAN YÜRÜYECEĞİZ'
"Ve tabi ki, 25. yılında Atılım'ı var eden kahramanları; genç yapıcımız Zeynel Yeşil, Kobanê'de yıldızlaşan Sibel Bulut, sömürgeciliğe karşı sonsuzluğa yürüyen Özgür Tektaş, Atılım'a ışığıyla yol gösteren Kutsiye Bozoklar, Atılım'ın kurucuları arasında yer alan zaferler kuşağının öncülerinden sevgili Bayram Namaz. Anıları önünde saygıyla eğiliyor, onların yolundan yürüyeceğimize, onların özlemlerini ve ideallerini gerçekleştirmek için tüm varlığımızla çalışacağımıza söz veriyoruz."

GÜMÜŞTAŞ: ATILIM IŞIĞINI TAŞIYANLARA SELAM OLSUN
Kendisi de bir dönem Atılım gazetesinde çalışmış olan ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, etkinliğe katılan tutsak ailelerini, şehit ailelerini, Suruç ailelerini, ölüm orucu direnişçilerini selamlayarak konuşmasına başladı. "Atılım geleneğinin kararlı taşıyıcısı olan ve ölümsüzlüğe yürüyenleri, Ulaş'ı, Özge'yi, Göze'yi, Yasin'i hepsini saygıyla anıyorum" diyen Gümüştaş, tutsaklara da selam gönderdi. Gümüştaş, "Başta İmralı'da tecride karşı direnen Sayın Öcalan'dan tüm hapishanelerdeki devrimci, komünist yurtsever tutsaklara, Kandıra'dan Edirne'ye tutsak edilen seçilmişlerimize ve zindanlarda özgürlük düşünü büyüten tüm tutsaklara selamlarımı gönderiyorum" şeklinde konuştu. Gümüştaş, Atılım'ın ışığını her mevzide taşıyanlara teşekkür etti.

'ATILIM BİRLEŞİK DEVRİM STRATEJİSİYLE KENDİNİ YENİLEDİ'
Atılım geleneğinin kararlığını sürdüklerini söyleyen Gümüştaş, Atılım gazetesinin birlik ürünü olarak tarihte yerini aldığını söyledi. Atılım'ın işçi sınıf ve ezilenlerin, Kürdistan'daki özgürlük mücadelesiyle ilişkilenişiyle politika tarzını belirlediğini ve geliştirdiğine dikkat çeken Gümüştaş, "Atılım, Türkiye ve Kürdistan'ın, Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının birleşik devrimini anlama ve onu yüksekte tutma devrimci stratejisi görüş açısıyla kendini yeniledi" dedi.

'KADIN ŞAFAĞIYLA KADIN DEVRİMİNE GİRİŞ YAPTI'
2009 yılında yaşımını yitiren Atılım gazetesi yazarı Kutsiye Bozoklar'ın 10. yıl etkinliğinde yaptığı konuşmayı anımsatan Gümüştaş, "Sevgili Kutsiye Atılımcılara çıkarın rüzgarın kelepçesini diye yol gösterdi. O dönemden bu yana Atılım geleneğini büyütmek için söz veren komünistler, cins aydınlanmasıyla kadın şafağını yaratıp, devrimin eşit gücü olarak kadın devrimine giriş yaptılar. O kadın devriminin örgütlü gücünü kurarak atılımını yükselttiler" dedi.

Atılım geleneğinin Türkiye ve Kürdistan devriminin birleşik kaderini gerçekleştirecek birleşik siyasetini örmek ve bölgesel devrim gücü haline getirmek için yol yürümeye başladığını kaydeden Gümüştaş, Atılım geleneğinin sürdürücüsü olan sosyalist gençlerin rolüne dikkat çekti. Gümüştaş, "İki devrimci stratejiyi ve dinamiği kavrayan en ileri yaşama geçiren sosyalist gençlikle beraber geliştirdiler" dedi.

'YENİLGİYE TESLİM OLMADI'
Atılım'ın tarihsel varoluşunu çeyrek asırdır sürdürdüğünü belirten Gümüştaş, "Bu çeyrek asır tarihsel varoluş ateş altında can ve kan pahasına yaratılışına tanıktır. İdeolojik ve siyasi tasfiye operasyonlarına rağmen bir direniş hattını örmeyi, ilerletmeyi geliştirmiştir. Sadece varlığını korumak adına değil, bütün kazanımlarımızı geliştirmek açısından bir direniş hattını büyütmüştür" dedi.

Atılım geleneğinin yenilgiler ve yanılgılara karşı da hiçbir zaman teslim olmadığını belirten Gümüştaş, "O nedenle umut hep onun yanında olmuştur. O nedenle 'umut dimdik ayakta' bizim dilimizden eksik olmaz, bir gelecek düsturudur. Atılım hangi cephede olursa devrimci amaçlar için birleşmiş bir organizmadır. Devrimin güncel hakikatine bağlanmıştır. O nedenle yaşamın kavganın tam içindeyiz. İşçilerin alın terinde, kadınların cins isyanında, Kürt halkımızın emekçi çözüm programında, bileşik devrimimizin kalbinde aynı zamanda Ortadoğu ve dünya devriminin tam orta yerindeyiz. Kapitalizme karşı işçi sınıfının ve emekçilerin, heteroseksizme karşı LGBİ+'lerin içindeyiz" diye konuştu.

'BAŞARININ YOLU MUTLAKA ÖRGÜTLENMEKTİR'
Yeni bir kavga yılına girdiklerini söyleyen Gümüştaş, "Bayrağında itiraz yazan, değişim yazan büyük bir kavgaya giriyoruz. Ezilenlerin eş zamanlı isyanıyla büyüyen, onların 21. yüzyıl devriminin kapısını aralayan büyük bir kortejle yürüyoruz. Saray'ın baskısına boyun eğmeyen, toplumsal meşruiyetini daraltan isyanıyla yürüyoruz. Kaynağını yaşamdan alan bir umutla buradayız. Başarı koşulu mutlaka örgütlenmek ve cephemizi genişletmektir. Biz devrimci bir iyimserlik içindeyiz. Mutlaka başaracağız. Sen de iyi ki varsın Atılım, siz de iyi ki varsınız." dedi.

KOÇYİĞİT: BİZLER DİRENİŞ VE MÜCADELE MAHALLESİNDE BULUŞUYORUZ
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, etkinliği düzenleyenlere teşekkür etti, başta Suruç'ta yaşamını yitiren sosyalist gençler olmak üzere şehitleri andı. Koçyiğit, "Onlar bu gelenekten çok şey öğrendiler. Öğrendiklerini eylediler. Sınırsılığın anlamsızlığını, sınıf kimliğinin en büyük ortaklığımız olduğunu gördüler. Suruç'tan da Rojava'ya geçmek istediler. Bütün bu ideolojiyi kazandıran, bakış açısını kazandıran bu geleneğin kendisiydi" diye konuştu.

AKP-MHP faşizminin her türlü saldırısıyla karşı karşıya olunduğunu kaydeden Koçyiğit "Bu ideolojik bir saldırı, bütün dinamiklere yönelik saldırı, ortak mücadelemize, ortak kurtuluş perspektifimize saldırıdır. Atılım geleneği de en büyük direniş kalelerinden. Ben bütün emeği geçenlere Avrupa'da sürgünde olanlara, cezaevlerinde buranın sesini hissedenlere, başta Figen yoldaş başta olmak üzere bu geleneğin sözünü en ileriye taşıyan, bedel ödeyen arkadaşlara selam olsun" dedi.

Koçyiğit şöyle devam etti:

"Yapılacak çok iş var. Bugün Türkiye ve Kürdistan halklarının ortak mücadelesini örme, faşizmi yenme her birimizin omuzlarında. Bugünden yarına ertelenecek görev yok. Sonuna kadar götürmek zorundayız. Tarihte her zaman son sözü direnenler söylemiştir. Direnen onurlu insanların mücadelesi bizi buraya getirdi. Bugünden yarına bayrak açarken köklerimiz çok derinde, köklerimiz binlerce öncümüz ve önderlerimizde. Tarihi geleneğimizi bir kez daha halklarımızla buluşturmamız gerekiyor. Kürt halkının mücadelesi Türkiye halklarının mücadelesiyle büyüyecektir. Kürdistan mücadelesi de Türkiye devriminin yolu olacaktır. Mücadelelerimiz ayrı ayrı değildir. Bizlere düşen, bunlara beraberliğimizin vazgeçilmez bağını ortaya koymak olacaktır. Yoksa bugünün muktedirleri Kürtleri kendi mahallesine, Türkleri kendi mahallesine, Alevileri kendi mahallesine göndermek istiyor. Oysa biz, direniş ve mücadele mahallesinde buluşuyoruz. Demokratik özgür vatanı kurmaktan bir an bile tereddüt etmeden bu sesi büyütenlere selam olsun."

ŞEHİT VE TUTSAK AİLELERİNE PLAKET VERİLDİ

Koçyiğt'in konuşmasının ardından tutsak ve şehit ailelerine plaket verildi. Ardından konuşan Müslüm Akyol'un annesi Elif Akyol, "Buraya gelen tüm dostlara çok teşekkür ediyorum. Müslüm, Kilis'te yaşamını yitirdi. Babası hasta olduğu için ben gidip cenazesini aldım. Biz artık barış istiyoruz, analar ağlamasın diyoruz. Hepimiz birlik olalım" dedi.

Çağdaş Aydın'ın babası Feti Aydın ise "Suruç'a kurulan köprü kardeşlik köprüsüydü. Bu köprü Rojava'da kanlarımızla sulandı. 33 canparemiz şehit düştü. Rojava topraklarında çocuklar oyunlarını oynuyorlar. Rojava şehitleri yolumuzu aydınlatıyor" diye kaydetti.

Şehitleri anarak konuşmasına başlayan ölüm orucu gazisi Nihat Göktaş, "Şehitlerin bayrağını taşıyacağız. İdeallerine bağlı kalacağız" diye belirtti.

TEMELLİ: 25 YIL BOYUNCA BU MÜCADELEYE EMEK VERENLERİ SELAMLIYORUM
Son olarak konuşmasını yapan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Karşımda 'tek yol devrim' yazıyor. Bu yolun yolcularını, emek verenleri bir kez daha selamlıyorum. 25. direniş yılında Atılım gecesinde bir kez daha bir araya geldik. 25 yıl boyunca bu mücadeleye emek verenleri selamlıyorum, teşekkür ediyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ettiğim gibi yitirdiğimiz herkesi huzurlarınızda saygı ile selamlamak istiyorum. Direniş yaşamaktır, direniş yitirdiklerimize verdiğimiz sözdür" dedi.

DİRENİŞİ BÜYÜTME SÖZÜ VERİYORUZ
Çok ağır bedeller ödenerek bu yolun katedildiğini ifade eden Temelli, "Bu 25 yıla dönüp baktığımızda aslında 25 yılın bu direnişin nasıl bir öykü olduğunu burada yaşadık. Bu 25 yıla baktığımızda Köhnemiş bir sistem olan kapitalist sistemin bütün yıkılıcıağını yaşadık. Bu 25 yıla dönüp baktığımızda bu ceberrut iktidarın ırkçı faşist bütün saldırılarını yaşadık. Ama asla direnişten vazgeçmedik asla geri adım atmadık. Bugünden yarına bu direnişi büyütmenin sözünü yan yana gelerek halkımıza, emekçilere, kadınlara bir kez daha veriyoruz" diye belirtti.

Son 25 yılda Ortadoğu'da ve Türkiye'de ceberrut kafanın saldırılarının arttığını ifade eden Temelli, "Saldırılar giderek büyüdü. Bu saldırılara karşı bir direnişi örgütlemek gerekiyordu. Biz de öyle yaptık; yan yana geldik, HDK'de buluştuk. Yan yana gelerek faşizme karşı, bu köhne sisteme karşı güçlerimizi birleştirdik. Mücadele hattımızı hep birlikte ördük. HDK, 'başka bir yaşam mümkün' diyenlerin, başka bir yaşamı var etme mücadelesinde buluştukları yerdi. Bir kongre siyaseti var ettik, orada buluştuk. O kongre siyasetinin partisi bugün 7 yaşında. 7 yıldır birleşik mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Kapitalizme karşı direniş ve mücadeleyi büyütmeye devam ediyor" diye konuştu.

BU FAŞİST SİSTEM YAŞAMA DAİR NE VARSA ONA DÜŞMAN
Kapitalizm, faşist sistem emek düşmanı, işçi düşmanı, halk düşmanı, kadın düşmanı olduğunu vurgulayan Temelli, "Yaşama dair ne varsa ona düşmandır. İnsana düşmandır, sana, bana düşmandır. Düşmanlıktan, ırkçılıktan, ayrımcılıktan beslenen bir sistemdir" dedi.

Temelli konuşmasını şöyle sürdürdü: 
"Bu sistemi 17 yıldan beri yürüten, neoliberal rejim şampiyonluğuna koşan, bu yıkıcılığı Kürt düşmanlığı ile her yere  taşıyan bir Erdoğan rejimi var. 5 yıldır bu yıkıcılığını her yere yaydı, ülkeyi tecritleştirdi. İmralı'da başlayan Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit her yere yayılmıştır.

FAŞİZMİ YIKACAĞIZ
"Son 5 yıla baktığımızda bu iktidar Kürt düşmanlığı üzerinden içeride, dışarıda her yerde dayatmaktadır. Bu iktidar bir kayyım rejimi kurma peşindedir. Bu iktidar diktatörlük hayalleri kuran bir iktidardır. O yüzden nasıl ki 25 yıldır bir direniş sürdürüyorsak o direnişi şimdi çok daha kararlı sürdürmek zorundayız. Bu iktidarı yıkmak zorundayız. Faşizmi yıkacağız, Türkiye'yi mutlaka ama mutlaka demokratikleştireceğiz.

"Yıkacağız, gidiyorlar. Giderken de o yıkıcılıklarına son vermiyorlar. O yüzden dünden çok daha kararlı bir şekilde yan yana gelmeli, örgütlenmeliyiz. Toplumu faşizm karşısında örgütlemeliyiz. Toplumu, halklarımızı, emekçileri, kadınları savunmalıyız. HDP olarak, HDK olarak bizler bu mücadele birliğini, faşizme karşı mücadelede bir öncülükle yeniden hayata geçirmeliyiz."

"HDP'nin ve onun bileşenlerinin bu mücadelesine karşı her gün yeni bir saldırı ile karşılaşıyoruz. Ama yılmak yok, mücadeleye devam diyoruz. Bugün burada olmamızın nedeni bizlerin buluşmasını engellemeye çalışanlardır. Her şeyi yasaklama peşindeleri. Önce bu ülkeyi açık cezaevine çevirdiler, savaş ve şiddet politikalarını dayatıyor, kayyımcı bir rejimle yol almaya çalışıyorlar. Bunu başaramayacaklar.

"Bunu nereden biliyoruz? Geriye dönüp baktığımızda o direniş geleneğinden yoldaşlarımızın verdiği mücadeleden biliyoruz. Bu mücadeleyi ileriye taşıyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu iktidarı yıkacağız. Sadece bu iktidarı, faşizmi yıkmakla kalmayacağız. Başka bir dünyayı inşa edeceğiz. Ortak vatanımızda demokratik cumhuriyeti mutlaka birlikte inşa edeceğiz. Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu'nun da beklediği barışı birlikte var edeceğiz.

ROJAVA'DA ORTAYA ÇIKAN SİYASİ İRADE ORTADOĞU'YA VE TÜRKİYE'YE BARIŞI GETİRECEK
"Bugün Suriye'de, Rojava'da savaşı dayatanlar, siyasi çözümün önünde engel olanlar, savaştan beslenmeye devam ediyorlar. Biz de onlara diyoruz ki; nasıl ki Kobanê düşmedi; mutlaka ama mutlaka Rojava'da ortaya çıkan o siyasi irade Ortadoğu'ya da, Türkiye'ye de barışı mutlaka getirecek.

"Yapmamız gereken tüm farklılıklarımızla, yan yana gelmek mücadeleyi büyütmektir örgütlenmektir. Şimdi HDP olarak büyük kongremize gidiyoruz, büyük konferansımızı yapacağız. Hep birlikte tüm bileşenlerimizle, tüm yapılarımıza bir araya geleceğiz. Bu kongre büyük bir değişim ve dönüşümün adımı olacak. Bunu birlikte başaracağız. 11'inci tez diyor ki; 'aslolan dünyayı değiştirmektir'. Evet biz de diyoruz ki, dünyayı değiştireceğiz, Ortadoğu'yu değiştireceğiz, Türkiye'yi değiştireceğiz. O yüzden de diyoruz ki işçiler, emekçiler, emekçiler, kadınlar, yoksullar birleşin. Bu iktidarı da bu köhne zihniyeti de gelin hep birlikte yıkalım.

"Bir kez daha Atılımın 25'inci yılı vesilesiyle, bu direnişin 25. yılında emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum Bugün ikinci 25 yılın ilk günü. Bugünden sonra da yolunuz açık olsun."

Atılım Gazetesi 25. yıl etkinliği Grup Vardiya ve Mehmet Atlı'nın seslendirdiği ezgilerlin ardından sona erdi.