18 Nisan 2024 Perşembe

Asrın Hukuk Bürosu'ndan Destici'ye tepki

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin, "İdam gelirse Abdullah Öcalan idam edilir" sözlerine tepki gösteren Asrın Hukuk Bürosu, "Ne şart altında olursa olsun, ağır tecrit koşullarında hiçbir ifade kanalı bulunmayan müvekkilimizin, ucuz ve kötü gündem tartışmalarına bilgisizce malzeme edilmesi kabul edilemez" diye belirtti.
Asrın Hukuk Bürosu, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici'nin, "İdam gelirse Abdullah Öcalan idam edilir" sözlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
 
"İdam cezası insanlık suçudur" denilen açıklamada, Meclis'te idam cezası tartışmasını gündemleştiren bir siyasi parti mensubunun "İdam gelirse Öcalan idam edilir" biçimindeki provokatif açıklamasının hukuksal ya da siyasi hiçbir gerekçeyle izah edilemeyeceği belirtildi. Açıklamada, "Gayriinsani, ölçüsüz ve ilkel intikamcı bir teknik olması nedeniyle ceza mevzuatından çıkarılan idamın bu biçimiyle yeniden gündemleştirilmesi ve bir de müvekkilimizin adı kullanılarak tartıştırılması asla kabul edilebilir değildir" denildi.
 
‘ÖCALAN AĞIR TECRİT ALTINDA'
 
Öcalan'ın 1999'dan bu yana ağır tecrit şartlarında İmralı Cezaevi'nde tutulduğu hatırlatılan açıklamada, "Bu tutukluluk hali, adil olmayan bir yargılamayla gerçekleştiği AİHM kararlarıyla da tespit edilmiş olan kesinleşmiş bir hükme dayanmaktadır. Dolayısıyla olası bir idam cezasının bugünden geriye müvekkilimize uygulanamayacağı kesindir. Diğer yönüyle bu şahsın, müvekkilimizin halen talimat verdiği yönündeki beyanları ise tamamen uydurma, hukuk ve gerçek dışıdır. Müvekkilimizin tabi tutulduğu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası 2014 tarihli AİHM kararı ile işkence ve kötü muamele yasağının ihlali kabul edilmiştir. İmralı Cezaevi'ne 27 Temmuz 2011'den bu yana tek bir avukatın, 11 Eylül 2016 tarihinden bu yana da tek bir aile ferdinin girişine izin verilmemektedir" diye belirtildi.
 
‘HUKUKEN KABUL EDİLEMEZ'
 
Asrın Hukuk Bürosu açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi: ‘'Uzun yıllardır İmralı Cezaevi'ne tek bir mektubun girişine de çıkışına da izin verilmemiştir. Yani İmralı Cezaevi mutlak bir tecrit altındadır. Bu şartlar altındaki bir tutuk rejiminin hangi insani ve hukuki ölçülere dayandırıldığı sorgulanmak bir yana, idam gibi insanlık dışı bir tartışmaya konu etmek ise izan dışılıktır. Müvekkilimizin İmralı'da sergilediği barış tavrı, Türkiye'ye damgasını vuran 2013-2015 çözüm sürecine, çatışmaların ve kanın durmasına yol açmıştır. Elbette bundan rahatsız olan çevreler, siyasi varlığını çatışmanın devamına bağlayanlar olabilir. Ancak her ne şart altında olursa olsun, ağır tecrit koşullarında hiçbir ifade kanalı bulunmayan müvekkilimizin, ucuz ve kötü gündem tartışmalarına bilgisizce malzeme edilmesi hukuken kabul edilemez.''