21 Aralık 2024 Cumartesi

Arzu Demir yazdı | Kadınlar şimdi de işkenceci devleti ifşa ediyor!

Devletin bir politikası olan bu cinsel işkence şimdi de "çıplak arama işkencesi" olarak gündemimizde. Kadınların, işkencenin gizli kalmaması için başlattığı ifşa, AKP'yi daha da köşeye sıkıştırdı.

2013 Gezi/Haziran ayaklanmasının hemen sonrasıydı. Taksim Gezi Parkı'ndaki komün, devletin saldırıları ile zorla boşaltılıp, Halkların Onur ve Özgürlük Ayaklanması geri çekilince, AKP faşizmi, sosyalistlere yönelik büyük bir karşı saldırıya geçmişti. Amaçları, ayaklanmanın intikamını almaktı. 18 Haziran günü, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'na (SGDF) yönelik siyasi soykırım saldırısı başlatıldı. ESP binaları ve sosyalistlerin evleri ile Etkin Haber Ajansı ve Atılım gazetesinin Aksaray'daki binası da basıldı. 100'e yakın sosyalist gözaltına alınarak tutuklandı. O günlerde ETHA'nın editörüydüm. Arkadaşım ve ajansımızın editörü Derya Okatan ile birlikte kaldığımız evimiz de ajansın bürosu ile aynı binaydı. Söz konusu soruşturma kapsamında ikimizin de hakkında herhangi bir gözaltı kararı olmamasına rağmen, bürodaki polis araması/talanı bitinceye kadar saatlerce fiili gözaltında tutulduk.

Baskının başındaki polisin ismini sonradan öğrendim; Gafur Ataç'tı. O zamanlar "öküz ölmemiş, ortaklık bozulmamış" ve AKP, henüz FETÖ'cü polislere yönelik tasfiyeyi tam olarak başlatmamıştı. Gafur Ataç, ben ve Derya'ya kendi evimizde, "arama" adı altında "çıplak arama" işkencesi yapılmasının talimatını vermişti. O günkü tartışmamızda, "Hukuka bir gün sen de ihtiyaç duyarsın" demiştik. Nitekim öyle de oldu! Bir gün basında fotoğrafını gördüm, "FETÖ üyesi olmak"tan tutuklanmıştı. Neyse… Bu ayrı bir mesele… "FETÖ"nün Gafurları gitti, yerine AKP'nin ve AKP'nin yeni ittifaklarının Gafurları geldi. Ancak işkence ve cinsel işkence baki kaldı. Çünkü, işkence ve cinsel işkenceyi devlet muhaliflerine karşı her zaman kullandı. 2012 yılında AKP tarafından Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı yapılan Sedat Selim Ay, devletin işkencecilerinden biriydi. Çok sayıda kadın, bu polis şefi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Kürdistan'da JİTEM ve kontrgerilla merkezlerinde cinsel işkence bir özel savaş yöntemi olarak uygulanageldi. Yasalarda nasıl tanımlandığından bağımsız olarak devlet cinsel işkenceyi, kimi zaman yoğun, kimi zaman seyrek olarak kullandı. Ancak asla terk etmedi, etmez de! Çünkü, genel olarak sindirme amacı taşıyan işkenceye ek olarak cinsel işkence, hiçleştirmeye, bireyin benliğini yok etmeye yönelik çok özel bir saldırıdır.

Devletin bir politikası olan bu cinsel işkence şimdi de "çıplak arama işkencesi" olarak gündemimizde. "FETÖ operasyonu" adıyla yapılan baskınlarda geçtiğimiz Ağustos ayında gözaltına alınan 30 üniversite öğrencisine Uşak Emniyet Müdürlüğü'nde çıplak arama işkencesi yapıldı. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun özel çabası ile kamuoyu bu suçtan haberdar olurken, Saray rejimi, bu gerçeğin üzerini önce yalanlarla örtmeye çalıştı, ardından Milletvekili Gergerlioğlu'nu hedef gösterdi. AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin'in HDP milletvekili için kullandığı, "Ömer Faruk Gergerlioğlu kadar Meclis'i terörize eden başka bir milletvekili görmedim" sözleri, suç üstü yakalanmanın öfkesiyle söylendi. Ardından da Meclis'te başka bir AKP'li, işkencenin belgesini sordu ahmakça.

Kadınların, işkencenin gizli kalmaması için başlattığı ifşa, AKP'yi daha da köşeye sıkıştırdı. Mücella Yapıcı'dan Barış Annesi Zekiye Kaya'ya, Avukat Betül Alpay Kabadayı'dan gazeteci Seda Taşkın'a çok sayıda kadın, gözaltı merkezleri ve hapishanelerde kendilerine yapılan çıplak arama işkencesini ifşa etti. Böylece, diktatörlüğün yalanını deşifre etti. İşkenceci devleti ifşa eden bu paylaşımlar, edebiyat dünyasında tacizci yazarlara karşı başlayan ve hızla yayılan "Me Too Türkiye" hareketinin etkisi kadar olmasa da önemli bir girişim oldu.

İktidar yayılma potansiyeli taşıyan -çünkü gözaltına alınan, tutuklanan her kadına bu işkence yapıldı- bu ifşanın önünü kesmek için, şimdi de yargı sopasını devreye sokuyor. Sosyal medyada çıplak arama ile ilgili paylaşım yapanlar hakkında soruşturma başlatılmış. Suçlama zaten cepte; "FETÖ lehine kasıtlı paylaşım yapmak."

Meclis'te de HDP'nin araştırma komisyonu kurulması yönündeki önergesi yine AKP-MHP ittifakı tarafından reddedildi.

Çıplak arama suçuna maruz kalan kadınlar, birbirlerinden aldıkları güçle, devleti ifşa etmeye devam edecek. Devleti ifşa mücadelesinin de nasıl geliştirileceği ve sokak mücadelesi ile güçlendirilerek faşist iktidar ile nasıl bir hesaplaşmaya girileceği sorusu da kadın örgütlerinin gündeminde bulunuyor.