21 Aralık 2024 Cumartesi

Arzu Demir yazdı | Doğru zamanda olunması gereken yerde olmak

Suruç Katliamı'nın 6. yıl dönümüne girerken, devlet, kontrgerillacı yüzünü İzmir'de HDP'ye yönelik saldırıda gösterdi. Bu yıl Suruç'un hesabını sorma mücadelesi, Deniz Poyraz'ın katledilişinin de hesabını sorma kararlılığını taşıyor.

Kendisi de Suruç Katliamı'ndan yaralı çıkan dönemin SGDF Eşbaşkanı Oğuz Yüzgeç, katliamın 8. ayında "Gitmek" belgeseli için yaptığımız bir röportaj sırasında, "Bu kampanyayı örgütlediğiniz için herhangi bir pişmanlık duydunuz mu?" sorusuna "SGDF doğru zamanda olması gerektiği yerdeydi" yanıtını vermişti. Katliamın yaralarını hala bedeninde taşıyan ve yoldaşlarının tabutlarını omuzlamak zorunda kalan bu genç devrimci, bu çok yalın cümlesi ile aslında bir devrimcilik çıtasını belirlemiş oluyordu.

Devrimcilerin, komünistlerin olması gerektiği yer, Rojava Devrimi'nin kalbi, Kobanê'ydi. Kent, çok ağır bir bedel ile MİT destekli DAİŞ çetelerinin işgalinden kurtarılarak özgürleştirilmişti. Üstelik tam da SGDF'nin kampanya sloganında yazdığı gibi; "Beraber savunulmuştu".

Dünyanın dört bir yanından enternasyonalist devrimciler, 21. yüzyılın Stalingrad'ı olan Kobanê savunmasına katılırken, bir dönem İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin gibi kentlerde SGDF'li olarak devrimci çalışma yürüten gençler de savunma mevzilerinde yerlerini almıştı. Bu gençlerden biri Emre Aslan'dı. MLKP savaşçısı olarak 24 Şubat 2015 tarihinde Kobanê'de ölümsüzlüğe yürüdü. Bir ay sonra bu kez bir dönem İstanbul'da ESP çalışmaları yürüten Sinan Sağır, Serêkaniyê cephesinde devrim için canını verdi. Bu iki genç komünist, tam zamanında olunması gereken yerde olmuşlar, kader birliği yaptıkları bir devrimin savunulmasında yerlerini almışlardı.

2015 yılının 19 Temmuz günü İstanbul, Ankara, Adana ve Diyarbakır'dan Kobanê'ye doğru yola çıkan devrimciler de aynı devrimci çizginin takipçileri olarak "beraber savundukları" bir kenti "beraber inşa etmek" istiyorlardı. Ancak 20 Temmuz günü, Suruç'ta Amara Kültür Merkezi'nin önünde MİT-DAİŞ iş birliği ile gerçekleştirilen katliam saldırısına maruz kaldılar. Kürt, Türk, Arap, Çerkes, Laz halklarından 33 devrimci o gün orada katledildi. Onlarcası yaralandı. Kobanê yolcularının en gençlerinden biri olan Güneş Erzurumluoğlu felç kaldı.

500'ü aşkın insanı Marmara, Ege, Orta Anadolu, Akdeniz, Çukurova ve Kuzey Kürdistan'dan Kobanê kampanyasına katan komünist irade sarsılmadan Suruç'tan çıktı. Elbette büyük bir yara aldılar. Ancak kaybettikleri yoldaşlarının ardından matem havasına girmediler. Nasıl ki şehit yoldaşlarının tabutlarını büyük bir öfke ile taşıdılarsa, katliamın yıl dönümlerini de faşizme meydan okuma niteliğindeki politik kampanyalarla karşıladılar.

Suruç Aileleri İnisiyatifi, SGDF ile katliam tanık ve yaralıları ile gençlik örgütleri, katliamın 6. yıl dönümünde de aynı çizgiden ilerliyor.

"Suruç için adalet, herkes için adalet" diyerek, Suruç'tan Ankara'ya, Cizre bodrumlarından Soma'ya devletin fail olduğu tüm katliamlara karşı antifaşist direnişi büyütmeye çalışıyorlar. Adalet arayanların öfkelerini Saray faşizmine karşı ortaklaştırmayı amaçlıyorlar.

Bu yıl 20 Temmuz gününe hazırlanırken, Suruç'tan Ankara'ya bir yürüyüş yapmak da gündemlerinde.

Suruç kenti adeta Saray faşizminin katliam merkezi gibi. 33 düş yolcusunun katledilmesinden 3 yıl sonra 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın koruma ve akrabaları, esnaf Hacı Esvet Şenyaşar ile oğulları Adil ve Celal Şenyaşar'ı katletmişti. Bir günde ailesinin yarısını kaybeden Emine Şenyaşar, o vahşetten sağ çıkan oğlu Ferit ile birlikte adalet arıyor. Baskılara, hakaretlere, gözaltılara, yalnızlaştırmaya maruz bırakıldıkları ama inatla direndikleri 4 aylık bir mücadeleyi geride bıraktılar.

Emine Şenyaşar tıpkı Cumartesi Anneleri gibi Türk devletinin sömürgeci faşist karakterini dünyaya gösteren bir sembol artık.

Katliamın 6. yılında SGDF ve Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin çağrısıyla gençler Emine Şenyaşar ve oğlunun acısına, öfkesine ortak olacak, tıpkı 6 yıl önce Kobanê'nin kaderine ortak olmak istedikleri gibi. Ankara'ya giderek, 10 Ekim Barış Mitingi'nde katledilenler için Suruç'tan Ankara'ya köprü kuracaklar; tıpkı 6 yıl önce Gezi'den Kobanê'ye kurdukları köprü gibi.

Suruç Katliamı'nın 6. yıl dönümüne girrerken, devlet, kontrgerillacı yüzünü İzmir'de HDP'ye yönelik saldırıda gösterdi. Bu yıl Suruç'un hesabını sorma mücadelesi, Deniz Poyraz'ın katledilişinin de hesabını sorma kararlılığını taşıyor.