18 Mayıs 2024 Cumartesi

Arkadaşım Oury Jalloh- Bu bir katliamdı!

Almanya?nın Dessau kentinde 7 Ocak 2005 tarihinde polis karakolunda hücrede kolları ranzaya bağlı şekilde yakılarak öldürülen Oury Jalloh davası, devlet içinde ırkçılığın vardığı boyutu ortaya koyduğu gibi, 13 yıldır sürdürülen adalet mücadelesinin de önemine de işaret ediyor.
Afrika’nın Sierra Leone ülkesinden Almanya’ya gelerek iltica eden ve ilticası ret edilip kendisine geçici oturum verilen Oury Jalloh, gözaltına alındığı 7 Ocak 2005 tarihinde karakol hücresinde kolları ranzaya kelepçeli bir şekilde yanarak can vermişti. Oury Jalloh’un yakılarak katledildiğine dair ciddi deliller olmasına rağmen, Almanya ‘adalet’i ısrarla kendiri yaktığını iddia ederek, katilleri aklamıştı.
 
Oury Jalloh gözaltına alındığında üzerinin arandığı ve kollarından ranzaya bağlandığı netti. Ayrıca polis hücredeki mikrofonu ve yangın alarmını kapatmış ve böylece hem bir çığlığın duyulmasını ve hem de yangın alarmının verilmesini engellemişti.
 
13  YILDIR SÜREN ADALET MÜCADELESİ
 
Jalloh‘un arkadaşlarının, Karavan, The Voice gibi mülteci ve göçmen haklarını savunan örgütlerin‚”Arkadaşım Oury Jalloh – bu bir katliamdı” şiarıyla sürdürdükleri ısrarlı mücadele sonucu polisler hakkında Dessau-Roßlau mahkemesinde dava açıldı. Ancak dava, 8 Aralık 2008’de beraat ile sonuçlandırıldı.
 
Ancak Karavan ve The Voice’un öncülüğünde sürdürülen ve AGİF, YS gibi kurumların da zaman zaman destek verdiği adalet mücadelesi, bu vahşi katliamın üzerinin örtülmesini engelledi. Söz konusu kurumlar bir yandan eylemler örgütlerken, diğer yandan da hukuki mücadeleyi sürdürdüler ve ellerinde olan belge ve bilgileri İngiltere’deki bağımsızbilirkişiye gönderdiler. Belgeleri inceleyen bilirkişi Jalloh’un tek başına kendini yakmış olamayacağı sonucuna vardı. Bilirkişinin hazırladığı rapor kamuoyuna açıklandı. Aynı zamanda polisler hakkındaki beraat kararına da hukuksal yönden itiraz edildi ve dava bir üst mahkemeye taşındı. Polislere verilen beraat kararı üst mahkeme tarafından bozuldu ve dava bu sefer Magdeburg’daki eyalet mahkemesinde görüldü.
 
Magdeburg eyalet mahkemesi Jalloh’un yakılarak katledildiği günün yıldönümü olan 7 Ocak 2010’da bir polis hakkındaki beraat kararını kaldırdı. Hakkında beraat kararı verilen ikinci polis için ise, mahkeme bu kararın kesinleştiğini belirterek, sadece bir polisi yargılamaya başladı.
 
12 Ocak 2011’de yeniden başlayan davayı 13 Aralık 2012’de sonuçlandıran Magdeburg eyalet mahkemesi, yargılanan polise “kasten öldürmek”ten günde 90 Euro karşılığı 120 gün, toplam 10 bin 800 Euro para cezası vererek, davayı kapatmaya karar verdi.
 
Bir polis merkezinde bir insanın yakılarak katledilmesini 10 bin 800 Euro para cezasıyla kapatılmasını kabullenmeyen kurumlar mücadeleyi sürdürdü. Katledildiği Dessau kentinde her yıl Ocak ayında düzenlenen eylemlerde polisin vahşice saldırılarına ve katılımcıları hastanelik etmesine rağmen, adalet mücadelesinde ısrar ettiler.
 
KAMUOYU BASKISINI BASINI HAREKETE GEÇİRDİ
 
Bu arada oluşan kamuoyu karşısında Alman 1. TV kanalı ARD’de konuyu araştırmaya başladı. Jalloh’un ailesiyle de görüşen ARD, bütün belge, bilgi ve Jalloh’un mahkeme dosyasını inceledi. ARD’de Dışardan bir müdahale olmadan Jalloh’un yanarak yaşakını yitiremeyeceği sonucuna vardı. ARD, Monitor adlı bir belgesel programıyla durumu kamuoyuna açıkladı.
 
Oluşturulan kamuoyu sonucu, ilk yargılamanın beraatla sonuçlandığı Dessau-Rosslau’da savcılık 2014’te yeniden soruşturma başlattı. ARD, 2017’de yayınladığı Monitor programında Dessau savcılığının Jalloh’un kendi kendini yakmadığını kabul ettiğini belirtti. Ancak dava bu savcıdan alınarak Halle kentindeki başka bir savcıya verildi.. Halle savcılığı ise 2017 Ekim ayında olayın açıklığa kavuşturulmayacağı iddiasıyla davayı yeniden kapattı.
 
İMZA KAMPANYASI YAPILDI
 
Jalloh için adalet mücadelesini sürdürmeye devam edenler, bunun bir işkence ve katliam olduğunun kabul edilmesi ve katil polislerin yargılanması talebiyle internet üzerinden bir imza kampanyası sürdürüyor. 
 
“Arkadaşım Oury Jalloh – Bu bir katliamdı! Tüm detaylarıyla açıklığa kavuşmalıdır!” başlıklı imza metnine 135 bini aşkın imza attı. 
 
Yürütülen imza kampanyasına katılım şu linkten olanaklı: https://www.change.org/p/mein-freund-ouryjalloh-es-war-mord-wir-fordern-l%C3%BCckenlose-aufkl%C3%A4rung
 
ADALET SAĞLANMADAN BU DAVA BİTMEYECEK
 
Oury Jalloh’un arkadaşlarından Mouctar Ouldadah Bah, bu katliamın peşini bırakmayanlardan. Bah, Jalloh’un arkadaşı olduğunu, bu şekilde katledilmesini, katillerin cezasız kalmasını kabul etmeyeceğini belirterek, davanın kapatılmasına karşı adalet mücadelesini sürdürdüklerini vurgulamakta. Bah, duyarlı herkesi yürütülen imza kampanyasına destek vermeye çağırmakta.
 
DAVA TEK DEĞİL
 
Oury Jalloh için sürdürülen mücadelenin yarattığı duyarlılık, aynı karakolda başka insanların da gözaltında öldürüldüğünü ortaya çıkardı. Yapılan araştırmalar aynı polis merkezinde Aralık 2017 ve Şubat 2018 tarihleri arasında gözaltına alınan 3 kişinin yaşamını yitirdiğini ortaya koydu. 
 
Mitteldeutschen Zeitung ve TAZ gazetelerinde çıkan yazılarda, Başsavcı Folker Bittmann’ın üç ölüm olayında dosyaların yok edildiğini ve bu durumun yaşanan ölüm olaylarını açıklığa kavuşturmayı olanaksız kıldığını belirttiği yer aldı. Başsavcı o dönemki polislerden bazılarının açıklama yapmaya hazır olduklarını söylediklerini, ancak bu polislere “tuhaf yaklaşımların” sergilendiğini de söylemekte.
 
Bütün bunlar Almanya polis teşkilatında ve adalet sisteminde göçmen düşmanlığının vardığı boyutu ve ırkçılığa karşı sokak mücadelesinin önemini ortaya koyuyor