23 Nisan 2024 Salı

Arif Çelebi: Ya komünizm ya faşizm, ara yol yok

AvEG-Kon'un yaz kampında düzenlenen panelde konuşan Arif Çelebi, "Dünyanın geldiği noktada ara çözüm yok. Ya komünizm ya faşizm. Sermaye egemenliği yıkılmaksızın herhangi bir çözüm noktası olamayacağını görüyoruz. İşte toplumsal devrimler çağı dediğimiz durum bu nesnel durumdur" dedi.

Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu'nun (AvEG-Kon) bu yıl Fransa'nın Akdeniz sahilinde dördüncüsünü organize ettiği yaz kampında, Marksist Teori dergisi yazarı Arif Çelebi'nin katıldığı 'toplumsal devrimler çağı' konulu panel etkinliği düzenlendi.

Konuşmasına, tüm dünyada komünizm davası ve mücadelesi adına ölümsüzleşenleri selamlayarak başlayan Çelebi, panel konusunu iyi kavramak ve anlamak için öncelikle içinde bulunduğumuz dünyayı iyi kavramak gerektiğinin altını çizdi. Çelebi, toplumsal maddi gerçeğin doğru tahlil edilmesi gerektiğini ifade etti.

EŞİTSİZLİK OLAĞANÜSTÜ BOYUTLARA ULAŞTI
Dünyada bugün en önemli konunun insanlar arasında eşitsizliğin olağanüstü boyutlara ulaşması olduğuna vurgu yapan Çelebi, "İster Amerika ister Fransa, ister Irak, ister Çin, ister Nijerya'ya bakalım. Yani dört kıtanın herhangi bir yerine baktığımızda karşımıza çıkan en önemli konu eşitsizlik. Bu eşitsizliğin merkezinde iki şey duruyor. Birincisi; emekçiler ile burjuvazi arasında uçurumun olağanüstü açılması. İkincisi; aynı zamanda zengin ülkeler ile yoksul ülkeler arasındaki uçurumun da olağanüstü oranda büyümesidir. Biz buna doğrudan açık bir şekilde sınıfsal eşitsizlik diyoruz. Bu eşitsizlik o kadar büyümüştür ki kapanması imkansızdır. Bizim için esas sorun budur. Tarihten günümüze kadar sınıflar arasındaki bu eşitsizlik hiçbir zaman bu boyuta varmadı" şeklinde konuştu. Çelebi, varoluşsal kapitalist krizin esas sorunlarından olan işsizlik, ekolojik ve cinsiyet eşitsizliği ile ilgili güncel ve tarihsel durumu aktardı.

REFORMCU ÇÖZÜM İMKANI KALMADI
Sermaye egemenliğinin saldırganlığı karşısında işçi ve emekçilerin, ezilenlerin sermaye egemenliğine saldırması gerektiğini vurgulayan Çelebi "Buradan çıkarılması gereken sonucun kapitalizm koşulları altında reformcu, düzen içi herhangi bir çözüm imkanının kalmadığının, insanlarının isteklerinin dışında bir olgu olduğudur" dedi. Geçmişte verilen mücadeleler sonucu taviz vermek zorunda kalan burjuvazinin gelinen aşamada artık taviz vermesini gerektirecek koşulların olmadığını söyledi. İşçi sınıfını sömürmek için saldırı, yağmalama, şiddet uygulamanın burjuvazi içinde bir zorunluluk olduğunu kaydeden Çelebi ''burjuvazi doğayı sonuna kadar yağmalayarak kendi kârlılk sistemini devam etirecek ya da kendisini bitirecek. Bu durum işçi sınıfı için de böyledir. Bugün uzlaşıcı sendikacılık ile yapılan da budur. Hak iddia edilemiyor, elde edilen kırıntılar dahi savunulamıyor, yeteri bir güç gösterilemiyor" dedi.

Çelebi, yapılması gerekenler, mücadele yöntem ve araçları üzerine yoğunlaştığı bölümde gençliğin pozisyonu ve durumu üzerine belirlemelerde bulundu. Sınıf çelişkisi, ekolojik ve cins çelişkisinin en çok karşılık bulduğu kesimin gençlik olduğunu söyledi. 2017 yılında küresel işsizlik krizinin % 35'inin gençliğin uluşturduğunu belirten Çelebi, gençliğin çeşitli ülkelerde içinde bulunduğu somut durum ile ilgili verileri paylaştı. Burjuvazinin yaşanan tüm krizlere yönelik siyasi, ekonomik ve ideolojik bir çözümünün olmadığını, bu olguyu sadece komünistlerin değil artık burjuva ekonomistlerin dahi dile getirdiğini ve kapitalizmi çöküşten kurtarmak için yaptıkları önerinin sadece büyük tekellerin vergilendirilmesi olduğunu ifade etti.

AYAKLANMALAR ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN DIŞA VURUMUDUR
Ekonomik koşulların değiştiği ortamlarda insanların karakter ve davranış biçimlerinin de değiştiğini belirten yazar Çelebi, daha ekolojist, daha eşitlikçi, daha cins özgülükçü, ailenin temel bir yerde durmadığını düşünen Z kuşağının bu nedenle bu kadar gündeme alındığını belirtti.

Çelebi, konuşmasının devamında "İnsanların içinde yaşadığı ekonomik koşullar çözülmeye başladı. İnsanların fikirleri, eski ideolojilerin hepsi çözülmeye başladı. Marks ve Engels'in dediği gibi katı olan her şey erimeye, buharlaşmaya başladı. Böyle bir sürecin karşımıza çıkardığı durum ayaklanmalardır. Bütün dünyada ayaklanmaların her yerde patlamasının merkezinde kapitalizmin ortaya çıkardığı, kendisinin ürettiği sorunlara karşı bir çözümün olmamasıdır. İnsanlar kendi çözümlerini yaratıyor ve sokaklara çıkıyor. Ayaklanmalar bu çözümsüzlüğün dışa vurumudur" dedi.

YA KOMÜNİZM YA FAŞİZM
Günümüzdeki ayaklanmalardan örnekler veren Çelebi, "Bu ayaklanmalar burjuvaziye, sermayeye karşı yönelemezse karşı ayaklanmalar ortaya çıkar. Dünyanın geldiği noktada ara çözüm yok. Ya komünizm ya faşizm. Sermaye egemenliği yıkılmaksızın herhangi bir çözüm noktası olamayacağını görüyoruz. İşte toplumsal devrimler çağı dediğimiz durum bu nesnel durumdur. Ama bunlar kendiliğinden olmaz. Kapitalizm asla kendiliğinden çökmez. O'nu çökertecek kuvvetler işçiler, emekçiler, kadınlar, gençlik ve ekolojistlerdir. Fakat bunun için de örgütlü güçler ve araçlar gereklidir. İnsanlar sermayenin egemenliğine karşı bilinçli örgütlenerek ve özel mülkiyeti ortadan kaldırırlarsa sorunlara ancak çözüm bulurlar. Bugün bu mümkündür, koşullar düne göre çok daha elverişlidir. Devrim ve sosyalizmden komünizme geçiş daha hızlı olabilir. Çünkü koşullar buna uygun. Ama bunun için bize her şeyden önce bir örgüt lazım" dedi.

Çelebi, konuşmasını, partili, örgütlü olmanın önemine vurgu yaparak ve ezilen tüm kesimin sermayenin egemenliğine karşı birleştirilmesinin zorunluluğunun altını çizerek bitirdi.

Panel soru-cevapla devam etti.