26 Aralık 2025 Cuma

Aralık ayında yaşanan katliamlar Dersim'de protesto edildi

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, aralık ayında yaşanan katliamları protesto etti. Devletin bu katliamların bir tarafı olduğuna dikkat çekilen eylemde, "Hakikat ve adalet arayışımızı sürdürmeye; toplumsal hafızayı canlı tutarak bu karanlık tabloyu görünür kılmaya devam edeceğiz" denildi.

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, aralık ayında yaşanan katliamlara ilişkin Sanat Sokakta basın açıklaması geçekleştirdi. Eylemde "Maraş, hapishaneler, Roboskî katliamları aydınlatılsın. Adalet istiyoruz" pankartı açıldı. Açıklamayı platform adına ESP MYK üyesi Orhan Çelebi yaptı.

Aralık ayının devletin yaşam hakkına yönelik saldırılarının arttığı bir dönem olduğunu söyleyen Çelebi, "Bu ayda yaşanan katliamlar, hukuken etkili biçimde soruşturulması ve failleri yargılanması gereken insanlığa karşı suçlar kapsamındadır. Maraş, hapishaneler ve Roboskî’de işlenen bu suçlar, devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü bilinçli biçimde ihlal ettiğini ortaya koymaktadır. Devlet, yurttaşlarını korumak yerine Kürtleri, Alevileri ve devrimcileri hedef alan ve süreklilik gösteren bir şiddet politikası uygulamıştır. Bu suçlara ilişkin yürütülmesi gereken etkili soruşturma ve yargılama süreçleri bilinçli biçimde işletilmemiştir. Soruşturma makamlarının hareketsizliği, dosyaların kapatılması ve sorumluların korunması; cezasızlığın bir ihmal değil, sistematik bir devlet politikası olduğunu göstermektedir" diye konuştu.

'DEVLETİN FAİL OLDUĞU KATLİAM'
19-26 Aralık Maraş katliamının devletin yaşam hakkını koruma sorumluluğunu ihlal ettiği bir suç olduğuna belirten Çelebi, "Günler boyunca süren saldırılara rağmen güvenlik güçlerinin etkili müdahalede bulunmaması, kamu düzenini sağlama yükümlülüğünün bilinçli biçimde yerine getirilmediğini göstermektedir. 19 Aralık 2000 tarihinde hapishanelerde gerçekleştirilen müdahaleler, devletin mutlak denetimi altındaki kişiler bakımından yaşam hakkının ağır biçimde ihlal edildiği bir süreci ifade etmektedir. Bu yönüyle hapishane katliamı, devletin yalnızca sorumluluk taşıdığı değil, bizzat faili olduğu bir yaşam hakkı ihlalidir. 28 Aralık 2011 tarihinde Roboskî’de, çoğu çocuk 34 Kürdün savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürülmesi, devletin sivilleri koruma yükümlülüğünün açık ve ağır ihlalidir. Roboskî katliamı, devletin güvenlik politikaları adına sivillerin yaşamını feda edilebilir gördüğünü ortaya koyan ağır bir insan hakları suçudur" dedi.

'HAKİKAT VE ADALET ARAYIŞI SÜRECEK'
Hakikat ve adalet arayışlarını sürdüreceklerini vurgulayan Çelebi, şöyle devam etti: "Maraş, hapishaneler ve Roboskî; yalnızca geçmişte kalmış münferit olaylar değil, Alevilere, Kürtlere ve devrimcilere yönelik olarak inşa edilen devlet politikalarının tarihsel ve kurumsal arka planını oluşturan ağır suçlardır. Bu suçlar ne zamanaşımına uğratılabilir ne de yüzleşme iddiası taşıyan söylemlerle geçiştirilebilir. Yaşam hakkını ihlal eden, etkili soruşturma yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve failleri sistematik biçimde koruyan bir devlet pratiğiyle karşı karşıyayız. Biliyoruz ki bu ülkede gerçek bir yüzleşme, ancak devletin işlediği bu suçlarla hesaplaşılması, sorumluların yargı önüne çıkarılması ve cezasızlık rejiminin dağıtılmasıyla mümkündür."