20 Eylül 2025 Cumartesi

Apê Musa katledildiği yerde anıldı

Diyarbakır'da 1992 yılında katledilen Apê Musa, katledildiği yerde anıldı. Anmada, ölümsüzleşen özgür basın çalışanları anılarak, mücadelenin devam edeceği sözü verildi.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Diyarbakır'da 20 Eylül 1992 tarihinde JİTEM tarafından katledilen gazeteci ve yazar Musa Anter'i (Apê Musa) katledildiği yerde andı. Seyrantepe Semti Cumhuriyet Mahallesi 442'nci sokakta yapılan anmaya, Anter'in ailesi, gazeteciler, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri katıldı. 

Saygı duruşu ardından basın metninin Kürtçesini Gazeteci Fahrettin Kılıç, Türkçesini ise DFG Eşbaşkanı Kesira Önel okudu.

Apê Musa'nın yarattığı değerleri, gazeteciliğini, yazarlığını anlatan Önel, "Kimi tanıktır mücadelesine, kimi sanıktır onunla birlikte, kimi görmüştür özgürlük yürüyüşünü, kimi okumuştur yazdıkların, kimi duymuştur ne ettiğini; yarattıklarını, anlattıklarını, sesini, gülüşünü, isyanını… Zivingê'nin bir mağarasında başladığında yaşamı Apê Mûsa'nın henüz Cumhuriyet kurulmamıştı. Ama yaşamının tamamı yeni kurulan bu devletin zorbalıklarına tanık olmakla geçti. 72 yıllık yaşamına onca şey sığdırdı ki, ölümünü bile bu zorbalığın, vahşetin ve Kürde kıyımı reva gören bu sistemin içine dahil etti" dedi.

ÖZGÜR BASIN GELENEĞİ 
Özgür basın geleneğinin bedellerle yaratıldığını kaydeden Önel, "Bu değerleri yaratanlar da basın şehitleridir. Onlar tüm baskı ve zora karşı dimdik ayakta durmayı bildi. Gözaltılar, işkenceler, tehditler, saldırılar karşısında milim geri adım atmadılar, eğilmediler, bükülmediler. O son anlarında bile cellatlarının yüzüne korkusuz gözlerle baktılar ve 'madem ölümdür bu davanın sonu, hoş gelmiş sefa getirmiş' diyerek, nasıl mücadele edileceğini cümle aleme, tüm dünyaya, en başta da bizlere gösterdiler" diye kaydetti. 

Apê Musa'nın, basın şehitlerinin sembol ismi olduğunu kaydeden Önel, "O, yazdığı zamanlarda hep anlatırdı Kürdün acısını, çilesini, maruz kaldığı zulmü. Kendisi bizzat yaşadığı içindi belki; sade, anlaşılır, öz ve vurgulu anlatırdı. Qimil'da özetlemişti halkın sorunlarını, Fırat suyu Marmara'ya Akar derken bir gerçekliğe parmak basıyordu. Zaman zaman bu anlatıları mizaha bürüyor, daha anlaşılır kılıyordu" diye belirtti.

"Ömrünün son yılına kadar yazmaya, çizmeye, anlatmaya devam etti.  Bundan 33 yıl önce bugün; bu kentte, bu mahallede, bu sokakta katlettiler Apê Mûsa'yı. Aldılar onu aramızdan. Tahammül edememişlerdi anlattıklarına; kalemi ve kelamı korkutmuştu onları" diyen Önel, Apê Musa şahsında ölümsüzleşen özgür basın şehitlerini andı.

'GELENEK DEVAM EDİYOR'
Ardından konuşan Musa Anter'in oğlu Dicle Anter ise babasının kalemini yerde bırakmayan gazetecilerin tüm baskılara rağmen gerçeği yazmaya devam ettiğini belirterek, özgür basın geleneğinin direnmeye devam edeceğini söyledi.

Gazeteci Hüseyin Aykol ise özgür basın geleneğinin gerçekleri aktarmadaki rolünü tarih boyunca ortaya koyduğunu belirtti. Aykol, "Barışın inşasında özgür basın geleneği üstüne düşeni yapacak. Nasıl ki yıllardır gerçeğin ortaya çıkmasa için mücadele yürütüyorlarsa şimdi de aynı şekilde mücadele edeceğiz. Barışın dilini oluşturarak barışı inşa etmeliyiz. Bunun için devletin basını da diline dikkat etmeli. Musa Anter bak; bugünde buraya geldik sana bir yıllık raporu sunmaya. Çok isterdim. Bu senede bu senede hiçbir gazeteci katledilmedi, tutuklanmadı demeyi ancak öyle olmadı. Birçok arkadaşımız tutuklandı. Gazeteciler kalleşçe katledildi. Mücadelemiz tüm saldırılara rağmen devam edecek" dedi.

VURULDUĞU YERE YÜRÜYÜŞ
Yapılan konuşmaların ardından sokağın girişinde buluşan kitle buradan Apê Musa'nın fotoğrafı ve "Özgür Basın susturulamaz" sloganı eşliğinde vurulduğu yere kadar yürüyüş yaptı. Daha sonra Apê Musa'nın katledildiği yere karanfil bırakıldı.