19 Mayıs 2024 Pazar

'Anadil haktır engellenemez'

21 Şubat Dünya Anadil Günü'ne ilişkin birçok yerde yapılan açıklamalarda, farklı anadil ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını isteyen kurumlar "Anadil haktır engellenemez" dedi.
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) 1999 yılında ilan ettiği 21 Şubat Dünya Anadil Günü'ne ilişkin Adana, Van, İzmir olmak üzere birçok kentte basın açıklamaları yapıldı. 
 
ADANA
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında İnönü Parkı'nda basın açıklaması yaptı. "Anadil haktır yasaklanamaz. 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü" pankartının açıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.
 
Dilin sadece sembolik bir iletişim aracı olmayıp, aynı zamanda tarihin, toplumsal hafızanın ve geleceği inşa etmenin önemli bir aracı olduğunu ifade eden İHD Adana Şube Yöneticisi Baran Öner, yarınların asla anadil olmadan kurulamayacağını belirtti. Öner, "Onun için diyoruz ki dilimiz bizim hem yaşamımız hem de varoluşumuzdur. Dilimize sahip çıkmak, varlığımıza sahip çıkmaktır. Bu ülkenin bir diller hapishanesi ve diller mezarlığı olmasını istiyorlar. Yasaklarla, inkar ve zorbalıkla dilimizi yok etmek istiyorlar. Tüm bunlara karşı mücadele bayrağı bu gün ellerimizdedir ve asla o bayrağı yere düşürmeyeceğiz. İnkara ve asimilasyona karşı gün mücadeleyi yükseltme günüdür. Biz bu ülkenin bir diller hapishanesi ve mezarlığı olmasına izin vermeyerek bu ülkeyi dillerin gül bahçesi yapacağız" dedi.
 
Türkiye'de anadilde eğitimin anayasal güvence altına alınmadığı gibi halen farklı diller üzerinde yasakçı anlayışın devam ettirildiğini kaydeden Öner, askeri darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL kararnamesi ile günlük tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat ile aynı zamanda Kürtçe yayın da yapan TV kanalları, haber ajansları, dergiler, radyolar, yayınevleri ile kurumların kapatıldığını hatırlattı. Öner, "Resmi olarak tanınmak ve kabul edilmek bütün dillerin en temel hakkıdır. Bütün diller resmi olarak koruma altına alınmalı, kendilerini geliştirmeleri sağlanmalı ve bu dillerin resmi eğitim dili olarak kabul edilmesi yasal güvence altına alınmalıdır. Kürt dili resmi dil statüsüne alınmalıdır. Gün anadil için mücadeleyi yükseltme günüdür" ifadelerini kullandı.
 
VAN
 
21 Şubat Uluslararası Anadil Günü nedeniyle Dil Kültür ve Sanat Araştırmaları Derneği (DÎSA-DER) tarafından basın açıklaması yapıldı. Dernek binasında yapılan açıklamaya çok sayıda kurum temsilcisi katıldı. "Zimanê me nasnameya me ye. Bila ziman bên axiftin da ku gel bên jiyandin" pankartı önünde açıklama yapan DÎSA-DER Eşbaşkanı Salih Sertkal 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü'nü kutladı. 21 Şubat Uluslararası Günü'nün ilan edilme tarihçesini anlatan Sertkal, UNESCO'ya göre dünyada 6 bin dilin bulunduğunun bunlardan 2 bin 500'ünün yok olma tehlikesi altında olduğunu belirtti. Sertkal, "Türkiye'de onlarca dil yok olmaya gidiyor. Kürtçe, Lazca ve Çerkezce eğitim verilmiyor. Bu diller de gün geçtikçe yok olmaya doğru gidiyor. DÎSA-DER olarak hiçbir dilin kaybolmasını istemiyoruz. Dil halkların kimliğidir. Dilin yaşanmasını istiyoruz" dedi.
 
Kürtçe dilin milyonlarca kişi tarafından konuşulmasına rağmen Eğitim dili olarak kullanılmadığına işaret eden Sertkal, "Kürt dili ve diğer dillerde eğitimler verilmelidir. Tüm dillerin özgür bir şekilde yaşatılmasını istiyoruz. Dilimiz kimliğimizdir" diyerek konuşmasını sonlandırdı. Açıklama "Bê ziman jiyan nabe" sloganlarıyla son buldu. Ardından katılımcılar 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü vesilesiyle Cumhuriyet ve Maraş caddelerinde bildiği dağıttı.
 
İZMİR
 
İHD İzmir Şubesi de Dünya Anadil Günü'ne ilişkin şube binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı, İHD Şube Yöneticisi Cemile Karakaya Türkçe, Şube Yöneticisi Vedat Çaçan ise Kürtçe okudu.
 
Karakaya, "Uluslararası Anadili Günü"nün ilk kez 2000 yılında, dünya çapında kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla kutlanmaya başlandığını hatırlatarak, UNESCO verilerine göre dünya üzerinde 2 bin 500 dilin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Türkiye'de 18 dilin tehlikede olduğunu belirten Karakaya, "UNESCO tarafından yüzyıl içinde bir dili konuşacak çocuk kalmayacak durumda ise o dil tehlikede, bir dili konuşan hiç çocuk kalmamışsa o dil ölü kabul edilmektedir. Etnik ve ulus düzeyinde toplulukların bütün ilişki ve etkinliklerinde kullandıkları ve anlaştıkları dil, o topluluğun anadilidir. Bireylerin anadilleri dışında sonradan öğrenilen ikinci, üçüncü diller o dillerle iletişim kurmayı sağlasa bile, asla insanın kendi anadili gibi olamamaktadır. Tarih boyunca sayısız uygarlığa beşiklik etmiş, diller ve kültürler zengini Anadolu ve Mezopotamya toprakları yıllardır uygulanan 'tekçi' politikalar sonucunda resmen bir çöle dönmüş durumdadır. Diller, kültürler, inançlar karşısında yıllardır süregelen yasakçı zihniyet, bugün AKP iktidarı tarafından devam ettirilmektedir" şeklinde konuştu.
 
Anadilin kullanımının engellenmesinin toplumun bütün bireylerini değişik boyutta etkilediğini dile getiren Karakaya, en fazla da çocukların etkilendiğini söyledi. Türkiye'de milyonlarca çocuğun kendi diliyle eğitim görme hakkının olduğunu vurgulayan Karakaya, "Türkiye dünyada çocuklarına bayram armağan eden tek ülke olmakla övünürken, milyonlarca çocuğun kendi anadili ile eğitim görmesine 'ülke bölünür' paranoyası ile yaklaşacak kadar 'çağ dışı' düşünceler ileri sürülebilmekte ve anadilinde eğitim talepleri 'suç' olarak kabul edilmektedir. Farklı anadili ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Anadil haktır engellenemez" dedi.