28 Mart 2024 Perşembe

Altın madenine karşı dayanışma çağrısı

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, Fatsa'da yapılmak istenen siyanürlü altın madeninin yaratacağı olumsuzlukları ve hukuksuz süreci madde madde sıraladı. Pandemi sürecinde doğanın bir kez daha öneminin ortaya çıktığı kaydedilen açıklamada, bakanlığın itirazları dikkate alması istendi.

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, Ordu ili Fatsa ilçesi sınırlarında planlanan Altıntepe Altın Madeni İşletme Kapasite Artışı ve Atık Barajı Projesi ile ilgili hazırlanan 10 Eylül 2020 tarihli ÇED raporuna ilişkin açıklama yaptı.

Bakanlık tarafından açıklanan ÇED raporunun Fatsa'da yaşanan gerçeklikle hiçbir ilgisinin olmadığının altı çizilen açıklmada, "Pandemi ve salgın hastalık sebebi ile doğanın bir kez daha kıymeti ortaya çıkmışken bu süreçte bir araya gelmenin riskleri göz önünde bulundurularak, itirazlarımızı ilgili kurumlara online olarak iletmeye çağırıyoruz" denildi. 

Kamuoyuna dayanışma çağrısı yapılan açıklamada, maden projesinin vereceği zararlar madde madde şöyle sıralandı:

Tanımlı ÇED alanının yakınında bulunan dereler ile yine bu derelerin birleştiği Elekçi Irmağında ağır metal kirliliği ile ilgili, sivil toplum kuruluşları tarafından bağımsız kuruluşlara yaptırılmış olan çalışmalarda, ilgili derelerde ve Elekçi ırmağında, ağırmetal yönünden kabul edilir limitlerin çok üzerinde değerler tespit edilmiş; halk ve çevre sağlığı açısından sağlıklı olmadığı tespit edilmiştir. Bu konuda yapılmış herhangi bir çalışma ve dere/ırmak su kalitesi ile ilgili denetimlerle ilgili ÇED raporunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Konu ile ilgili, ağır metal yönünden en büyük risk faktörü olan maden sahasından atık su deşarjı yapılıp yapılmayacağı ve bu deşarjın var olan kirliliğe etkileri raporda yer almamaktadır. Yine ilgili saha içerisinde içme suyu kaynakları bulunmasına rağmen, ilgili Çevre Kanunu veya İçme ve Yeraltı Su Kalitesi Koruma Yönetmeliklerine aykırı olan bu durum ilgili ÇED raporunda yer almamaktadır. Tanımlı ÇED alanına yakın Bahçeler, Yukarıbahçeler, Yukarı Tepe, Aşağı Tepe gibi yakın köylerdeki içme suyu denetimlerinde de köy halkının kullanmış olduğu kaynak ve içme sularının ağır metal yönünden uygun olmadığı, yine komşu köylerdeki içme sularının da kullanılabilir olmadığı, bu kaynak sularına daha önce içilebilir raporu verildiği ve madencilik faaliyetleri sonrasında kaynak sularının kullanılamaz hale geldiği anlaşılmaktadır. Buna dair denetimler önlemler ve tedbirler, ilgili raporda yer almamış ve kurum denetimleri ile ilgili sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
Doğal orman alanı son derece sınırlı olan ülkemizde, nadir kalan doğal orman örtüsünün yok edilmesi, ilimizde son yıllarda yaşanan kuraklık, sel, dolu vb. iklimsel değişikliklere bağlı felaketlerin tehdidi altında olan ilimizde madencilik ve diğer gerekçelerle orman ve ağaç kesimlerinin etkileri bu raporda hiçbir şekilde tartışılmamıştır.
İlgili raporda risk altında olan bölgenin en önemli geçim kaynağı hakkında bilgilere yer verilmemiştir. Ordu ili ortalama 200 bin ton kabuklu fındık ile tüm Türkiye de üretilen fındığın yüzde 30'nu ve yine tüm dünyada üretilen 800 bin-1 milyon ton fındığın yüzde 20-25'ni üretmektedir. Madenin etki alanı içerisinde bulunan; Fatsa, Ünye, Kumru Korgan Havzası, Ordu'da üretilen fındığın yarısını ve yine dünya fındığının yüzde 10-15' ini üretmektedir. Sadece Fatsa ilçesi 30 bin ton kabuklu fındık ile dünya fındığının yüzde 3-5'ini üretmektedir. Üretilen bu fındığın ülkemize getirisi 2,5 milyar dolar olup, sadece Fatsa'nın ürettiği ihraç geliri 100 milyon dolar seviyesindedir. Ülkemizin fındık üretiminde ki imajı ve bölge gelirinde yaşayacağımız kayıplar göz ardı edilerek, kamu yararı olduğundan bahsedilmiştir. Fındık ile ilgili değerlendirmeler ÇED raporunda yer almamaktadır.
■ Ayrıca toplamda 72,9 hektarlık kesilen fındık bahçesinden ve 160 hhektarlık kesilecek fındık bahçesinden  oluşacak yıllık kayıp miktarı fayda maliyet analizinde yer almamıştır. Yine yok edilecek 230 hektarlık ormanlık alanın çoğunlukla kestane ormanı ve ağaçlara bağlı arıcılık faaliyeti ile kaybedeceği orman ürünleri kaynaklı ekonomik gelir kayıpları ilgili raporda yer almamaktadır. Toplamda 20 yıl sonunda madenden elde edilecek gelirle, bölgede yaşanacak 20 yıllık gelir kaybı karşılaştırması raporda yer almamaktadır.
İlgili raporda Maden işletmesi süreyi 2033 yılına kadar uzatmak istese de, ÇED raporunda iklim değişikliği ve küresel ısınma sonucu yaşanacak muhtemel bir kuraklık durumunda bunun bölge tarımı ve su ekosistemine etkileri ile, su temininin nasıl yapılacağı açıkça yazılmamıştır. İlgili su havza yönetim planlarına raporda yer verilmemiştir. Dünyada çerezlik olarak ilk sırada yer alan Ordu ve Fatsa'da yetişen fındığın lezzetinin yöreye has mikro iklimle ilintili olduğu açıkça kaynaklarda yer alırken madenin bölge iklimine etkileri raporda yer almamaktadır.
Fatsa ilçe sınırları içerisinde birçok tarihi sit alanı, ören yerleri, turizm gelirleri de kamu tarafından desteklenen projelerdir. Organik ve eko- tarım, yayla turizmi gibi faaliyetler de düşünüldüğünde, madenciliğin turizm gelirleri ile ilçe imajına etkileri yine bu raporda dikkate alınmamıştır.
Şirket ilgili arazilerin kadastro durumlarını tartışırken köylünün mülkiyetinde olan arazileri satın alacağını veya kamulaştırılacağını raporda belirtmiştir. Kamulaştırma yetkisinin şirket adına nasıl verildiği raporda açıklanmamıştır.  Şirketin böyle bir yetkisi var mıdır? Yoksa bu yetkiyi nereden almaktadır? Kamunun şirketle bir ortaklığı bulunmakta mıdır? Buna nasıl ve hangi gerekçe ile raporuna yazdığı bilinmemektedir. Madenciler bu memlekette kamulaştırma yapacağını söyleyerek kendini mülki idare yerine koymaktadır.