Alper Sapan: Kobanê yolunu kara-kızıl bayrağıyla adımladı

Yoldaşları sokaklarını adımladığı Eskişehir'de Alper için Düş Yolcuları Hatıra Fidanlığı kurdu. Devrimi, bir kenti, bir düşü yeşertmek için yola çıkmışlardı. Düştükleri yerden yeşerdiler. Adları hiç eksilmedi sokaklardan.
Alper Sapan, Eskişehir'den Kobanê yoluna düştüğünde 19 yaşındaydı. Şevger Ara Makhno, Lorenzo Orsetti gibi kara-kızıl bayrağıyla adımladı o yolu. Anarşistti, Eskişehir Anarşi İnisiyatifi'nin kuruluşunda yer almıştı. Karadeniz'den, Giresunluydu ama bu kimlik olumlu-olumsuz bir anlam taşımıyordu onun için. Arada bir gitar çalar, İspanya İç Savaşı'nın marşlarından "A las barricadas", "Haydi barikatlara" dilinden düşmezdi. Sadeydi, çok alışveriş yapmazdı, gereksiz gördüğü hiçbir şey için harcama yapmazdı, az eşyası vardı. Suruç'a gideceği zaman Eskişehir'den Ankara'ya otostopla gidip SGDF'lilerle buluşmuştu.
DAİŞ çeteleri ve işbirlikçileri tarafından boğulmak istenen Rojava devrimine omuz vermek istedi. Devrimi kendi topraklarında görmek; direnen, savaşan ve yıkılan bir kenti yeniden inşa etmek istedi. Efrin'i savunurken ölümsüzleşen anarşist Şevger yoldaşının mezar taşındaki sözleri, kendisinden önce ölümsüzleşen Alper'e adamak hiç yanlış olmaz: "Fighting for our ütopia." Ütopya savaşçısıydı Alper, düş yolcusuydu. Düşünün gerçeğe döndüğü topraklar için yola düşüp Suruç'a varmıştı.
15 Mayıs Vicdani Ret Gününde Eskişehir'de "Ölüm değil yaşam için reddet" eyleminde vicdani reddini açıklamıştı. Savaşsız, ulussuz, sınırsız bir dünya için… Sadece savaşı değil, savaşı yaratan sistemi, iktidar için ölmeyi ve öldürmeyi reddediyordu. Vicdani reddini açıklarken, "Devletler kendilerine itaat etmeyenlere işkence etti, sürgüne gönderdi, sindirdi, öldürdü. Bu zulmü görmezden gelmeyi, insanlık vicdanına aykırı buluyorum. İktidarların güçlerini ve zenginliklerini koruması uğruna verilen savaşları, kardeşi kardeşe kırdırtan militarist zihniyeti reddediyorum. İktidarların çıkarları uğruna bireylerin iradelerini gasp etmesini, dünyanın her bir yanında ezilen halkların katledilmesini izlemeyeceğim, sessiz kalmayacağım" demişti.
Sessiz kalmadı.
Yoldaşları sokaklarını adımladığı Eskişehir'de Alper için Düş Yolcuları Hatıra Fidanlığı kurdu. Devrimi, bir kenti, bir düşü yeşertmek için yola çıkmışlardı. Düştükleri yerden yeşerdiler. Adları hiç eksilmedi sokaklardan. "Suruç için adalet" hiçbir zaman yalnızca bir slogan olarak kalmadı, bedelsiz de olmadı. Suruç gazileri, tanıkları, ölümsüzleşenlerin aileleri, Suruç'u ananlar işkencelere, yargılamalara, tutuklamalara rağmen, onur olarak savundular Suruç'u, Suruç'ta ölümsüzleşenleri. Yaşadı, yaşıyor…
*Portre dizimiz yarın Cemil Yıldız ile devam edecek...
Kaynakça:
*Kobanê'ye Gitmek
*Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak