30 Ekim 2024 Çarşamba

Alevi ve Arap kadınlardan Adana'da 25 Kasım paneli

Adana'da düzenlenen 25 Kasım panelinde söz alan avukat Ayşe Zilan, kadına yönelik şiddet biçimleri ve şiddete karşı yapılması gerekenleri anlattı. SKM Genel Meclis üyesi ve ajansımızın editörü Nadiye Gürbüz de, kadın özgürlük mücadelesinin siyasal görevleri üzerine değerlendirmelerde bulunarak, 25 Kasım'da sokağa çağırdı.

Demokratik Alevi Derneği (DAD), Kilikya Nehir Sosyal Dayanışma ve Kültür Derneği ile Arap Alevi Dayanışma Derneği, Adana'da 25 Kasım gündemli panel düzenledi. Selmani Park Kültür Merkezi'nde gerçekleşen panele avukat Ayşe Zilan ile Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Meclis üyesi ve ajansımızın editörü Nadiye Gürbüz katıldı.

DAD Adana Şube Eşbaşkanı Sevgi Avcı panelin açılış konuşmasını yaptı. Ardından kadın özgürlük mücadelesini anlatan sinevizyon izletildi.

ZİLAN: ŞİDDET FAİLİ ERKEKLERE 'İYİ HAL' İNDİRİMİ UYGULANIYOR
Avukat Ayşe Zilan, şiddetin ne olduğunu anlattı. Şiddetin sadece vücudumuza yönelik fiziksel şiddetten ibaret olmadığını, ekonomik, cinsel, psikolojik şiddet boyutları olduğu boyutlarına değinen Zilan, kadınların şiddete maruz kaldığınıyapması gerekenleri örnekleriyle anlattı.

Şiddete uğrayan kadınların aldırması gereken korunma tedbirleri konusunda bilgi veren Zilan, 6284 sayılı yasada koruma tedbirlerinin 6 ay uygulanması gerektiği belirtilmesine rağmen son dönemlerde 1 ay şeklinde uygulandığını söyledi. Kadınların her ay korunma tedbirlerini yenilemek zorunda bırakıldığını kaydetti. Şiddete maruz kalan kadınların polis yada jandarmaya başvurduğunda yaşadığı şiddeti kanıtlamak zorunda bırakıldığını, polisin aile içi şiddette barıştırma yoluna başvurduğunu kaydeden Zilan, kadınların suç duyurusu aşamasında yapması gerekenler konusunda bilgi verdi.

Hukuk sisteminde kadına şiddet uygulayan, kadınları katleden erkeklere "iyi hal" ve "haksız tahrik" indirimleri uygulandığını, ancak özsavunmasını uygulayan kadınların yüksek cezalara çarptırıldığını vurgulayan Zilan, pandemi döneminde kadın avukatlar olarak yaptıkları bir araştırma hakkında bilgi verdi. Zilan, "2015-2020 yılları arasında yaptığımız araştırmada bu gerçekle karşılaştık. Kendilerine şiddet uygulayan erkeklere özsavunmasını uygulayan kadınlar, şiddet sarmalı içinde olduğunu mahkemelere bir tür kanıtlayamıyor. Ancak erkekler tanık yokken kadınları öldürüp 'erkekliğime hakaret etti' diyerek 'haksız tahrik', 'iyi hal' indirimleri alıyor. Kısa süre cezaevinde kalıp çıkıyor" dedi.

GÜRBÜZ: AKP-MHP İKTİDARI DÖNEMİNDE KADINA YÖNELİK ŞİDDET ARTTI
Ardından söz alan SKM Genel Meclis üyesi Nadiye Gürbüz, konuşmasına İran'da direnen, Rojava kadın devrimine can veren, kadın özgürlük mücadelesi ve erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadınları selamlayarak ve anarak başladı. Mirabel kardeşlerin mücadelesi ve katledilmesi sürecini anlatan Gürbüz, geçmiş iktidarlar döneminde kadına yönelik şiddet, kadın katliamlarının yaşandığını, bunun erkek egemen sistemden kaynaklandığını söyleyerek, AKP-MHP faşist iktidarı sürecinde kadına yönelik şiddetin, kadın katliamlarının, cinsel saldırıların arttığını rakamlarla anlattı.

Kadına yönelik şiddette aile kurumunun belirleyiciliğine değinen Gürbüz, "Kol kırılır yen içinde kalır" anlayışının kadınlara yönelik aile içindeki şiddeti meşrulaştırmayı amaçladığına işaret etti, "Hatta çoğu zaman bizlerin de bunu kabullenmemiz sağlandı. Aile içinde şiddet sadece fiziksel şiddetle sınırlı değildir. Cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet aile içinde sınırsızca uygulandı" ifadelerini kullandı.

'ŞİDDETİ KADIN DAYANIŞMASIYLA ÖNLEYEBİLİRİZ'
AKP-MHP faşizminin aile politikalarına değinen Gürbüz, bu politikalarla kadına yönelik şiddetin artmasının hedeflendiğini belirterek, "AKP-MHP faşizmi, özellikle 2023 genel seçimleri öncesinde 'ailenin kutsallaştırılması' tartışmaları başlattı. Devletin olanaklarıyla gerici güçlerle birlikte mitingler düzenledi. Ve böylece biz kadınların kazanılmış haklarına daha fazla saldıracağının sinyallerini verdi" diye de ekledi. Gürbüz, şiddetin önlenebilmesi için kadın dayanışmasının önemine işaret etti. Gürbüz, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde en önemli yasal düzenlemelerden olan İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması sürecini, 6284 sayılı kanunun kaldırılması, nafaka hakkının gasbının takip ettiğini aktardı.

Bireysel erkek şiddetinin yanı sıra kadınlara yönelik devlet şiddeti yaşandığını söyleyen Gürbüz, "'Makbul kadın' normlarına uymayan kadınların yaşam tarzına yönelik saldırılar, siyasetin içindeki kadınların gözaltı ve tutuklama saldırısı ile teslim alınmaya çalışılması, hapishanelerde siyasi tutsak kadınların yaşadığı ağır tecrit koşulları, burjuva hukukun düşman politikası, asker ve polisin Kürt kadınlarına yönelik cinsel saldırısı ve ajanlaştırma politikası, Filistin ve Rojava'daki işgalciliğin kadın düşmanı saldırılarına karşı mücadele perspektifi de 25 Kasım'ın gündemidir" dedi.

Siyonist İsrail'in Filistin halkına yönelik katliam saldırılarında en fazla kadınların mağdur olduğunu, ancak kadınların aynı zamanda direnişin bir parçası olduğunu vurgulayan Gürbüz, 6 Şubat depreminin ardından kadınlara yönelen şiddet ve görünmez emeklerinin nasıl sömürüldüğünü anlattı.

'25 KASIM'DA SOKAKLARDA BULUŞALIM'
Gürbüz, SKM'nin 25 Kasım'da "Savaşa, yoksulluğa, erkek-devlet şiddetine karşı isyandayız" şiarıyla sokağa çıkacağını söyleyerek, kadınları 25 Kasım'da sokaklarda buluşmaya çağırdı.

Kadın ve erkeklerin de katıldığı panelde son olarak erkeklerin sorumluluklarına değinen Gürbüz, erkeklere bu sistemin sunduğu olanakları reddetme, birbirleriyle mücadele etme, değiştirme çağrısında bulundu.

Panelistlerin sunumlarının ardından Kilikya Nehir Sosyal Dayanışma ve Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Günay Mutluhan, kadınların kendilerine değer vermesinin önemine değinerek susmamaları gerektiğini vurguladı.

Etkinlik, Kürtçe, Zazaca, Arapça ve Türkçe söylenen şarkılarla sona erdi.