19 Mayıs 2024 Pazar

AİHM'in bu kararını kaygı verici ve art niyetli buluyoruz

AİHM'in Hasankeyf'e ilişkin verdiği karara tepki gösteren Ekoloji Birliği, "AİHM'in bu kararını kaygı verici ve art niyetli buluyoruz" dedi.
Ekoloji Birliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Projesi tarafından su altında bırakılmayla karşı karşıya olan 12 bin yıllık antik kent olan Hasankeyf'e ilişkin kararına ilişkin açıklama yaptı.
 
Perşembe günü açıklanan AİHM kararında, bireylerin kültürel mirasa erişim hakkı konusunda, üye ülkelerin, kültürel mirasın korunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) hükümlerine dâhil edilmesine ilişkin görüş birliğine varmadığı belirtilen açıklamada, "Bu bağlamda kültürel mirasın korunmasının AİHS'nde bireysel hak olarak yer almamasını gerekçe göstererek kendisini yetkili bulmadı ve başvuruyu reddetti" denildi.
 
Uluslararası evrensel hukukun merkezi olarak görülen AİHM'in bu kararı, tarihsel, kültürel ve ekolojik anlamda çok büyük bir öneme sahip Hasankeyf'in, kapitalist rantçılığa kurban edilmesi sürecindeki son darbe olduğu vurgulanan açıklamada, "AİHM'in bu kararı, ekolojiyi ve insanlığın ortak kültürel mirasını korumak yerine, devletlerin ve şirketlerin 'kalkınma ve enerji ihtiyacı' taleplerinin daha çok önemsendiğini ortaya koyuyor. Bu kararın, davanın başvurusundan 13 yıl sonra, yani baraj inşaatının son aşamasında verilmesi, sergilenen tavrı daha da netleştiriyor" diye kaydetti.
 
İç hukuk yolu olarak, Türkiye mahkemelerinde açılan davalarda da başından beri "kalkınma ve enerji ihtiyacı" taleplerini gözeten bir yaklaşım sergilediğinin altı çizilen açıklamada, "Ilısu Baraj Projesinin yapımı ilk olarak 20.03.1997 tarihinde 1997/9532 sayılı karar ile Bakanlar Kurulu tarafından kararlaştırılmıştı.  Bu tarihten günümüze kadar, ilki 1999'da olmak üzere, 'kültürel miras tahribatının uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu' gerekçesiyle, Ilısu Baraj Projesi iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle, sayısı 10'un üzerinde dava açıldı. Bu davaların hemen hepsinde özetle; tarih, kültür ve çevre mevzuatına uygun bulunarak Ilısu Baraj Projesinin devamında sorun görülmedi" diye belirtildi.
 
AİHM'nin bu kararının birçok yerde, devletlerin ve şirketlerin tarihsel ve kültürel mekânlara yönelimini cesaretlendireceği ifade edilen açıklamada, "Eğer Hasankeyf'in korunması yönünde bir karar verilseydi, başta Türkiye olmak üzere tüm devletlerin tarihsel, kültürel ve doğal mekânlara yaklaşımını koruyucu yönde değiştirecek bir etki sağlanabilirdi" denildi.
 
Tarihsel ve kültürel mekânlara erişilebilirliğin temel bir insan hakkı olarak değerlendirilmesine karşın, insan haklarının korunmasında kendisini merkez sayan AİHM gibi bir kurumun verdiği bu kararın üzücü olmakla beraber, gerçekte neyin belirleyici olabileceği konusunda da kaygı verici olduğunu belirten Ekoloji Meclisi, "Bizler Türkiye genelinde mücadele yürüten 60'a yakın kurumun ve örgütün birliği olan Ekoloji Birliği olarak AİHM'in bu kararını kaygı verici ve art niyetli buluyoruz. Bu doğrultuda tarihsiz, kültürsüz ve doğasız yaşanamayacağı bilinciyle, başta Hasankeyf olmak üzere tarih, kültür ve doğa katliamına karşı mücadeleye devam edeceğimizi duyuruyoruz" dedi.