28 Haziran 2025 Cumartesi

Ağır hasta tutsak Fatma Tokmak'ın serbest bırakılması için yeni başvuru yapıldı

Kalp hastası tutsak Fatma Tokmak "hapishanede kalamaz" raporuna rağmen tahliye edilmiyor. Tokmak'ın tahliye için yeni bir başvuruda bulunan avukatı Eren Keskin, "Yürüyemiyor, uyuyamıyor" sözleriyle Tokmak'ın hayati tehlikesine işaret etti.

Ağır hasta tutsaklardan Fatma Tokmak, tüm girişimlere rağmen tahliye edilmiyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) sağlık raporlarını inceleyerek, "hapishanede kalamaz" raporu vermesine rağmen, iktidarın politikaları doğrultusunda kararlar veren Adli Tıp Kurumu (ATK) 2022 yılında "hapishanede kalabilir" raporu vererek Fatma Tokmak'ın tahliyesini engelledi.

Fatma Tokmak'ın tahliyesi için birçok defa ATK'ye başvuran, ancak sonuç alamayan avukatları, geçtiğimiz hafta Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na yeni bir başvuruda bulundu. ATK'nin Fatma Tokmak'ın durumunu yeniden değerlendirilmesini ve infazının ertelenmesini talep eden avukatlarından İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu.

FATMA'YA VE 2 YAŞINDAKİ OĞLUNA AĞIR İŞKENCE YAPILDI 
Müvekkilinin 1996 yılından bu yana tutsak olduğunu, 2010 yılından itibaren de Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde olduğunu anımsatan Keskin, Tokmak'ın 2 yaşındaki çocuğu Azad'la birlikte gözaltına alındığını, o dönem yasal gözaltı süresi 15 gün olmasına rağmen bir aya yakın gözaltında kaldığını aktardı. Fatma'ya ve çocuğuna yoğun işkence yapıldığını aktaran Keskin, işkencenin TİHV raporlarıyla belgelendiğini, ATK raporuyla da Azad'ın işkence gördüğünün belgelendiğini hatırlattı. Azad'ın sırtındaki sigara söndürme izlerini kabul eden ATK'nin "ne zaman yapıldığını tespit edemeyiz" diyerek geçiştirdiğini kaydeden Keskin, Fatma Tokmak'ın Türkçe bilmediğini, mahkeye çıktığında neyle suçlandığını dahi anlamadığını söyledi.

Azad'ın, yasal olarak hapishanede annesiyle kalması gerektiğini fakat çocuk esirgeme kuruma verildiğini belirten Keskin, bir buçuk ay Azad'ı geri almak uğraştıklarını ve mücadelenin sonucunda çocuk esirgemeden alabildiklerini dile getirdi. Hapishanede bulunduğu dönemde kalp hastalığının başladığını, hastalığının yaşamsal bir tehlike oluşturduğunun ATK tarafından saptandığını kaydeden Keskin, o dönem ATK'nin "hapishanede kalması sakıncalı" raporu verdiği için Tokmak'ın 2000 yılında tahliye edildiğini hatırlattı. 5 yıl çocuğuyla İstanbul'da bir yaşam kuran, çalışmaya başlayan ve yurtdışına gitmeyi kabul etmeyen Fatma Tokmak'ın müebbet hapis cezası verilerek 2005 yılında tutuklandığını söyledi.

ATK FİKİR DEĞİŞTİRDİ
Fatma Tokmak'ın sağlık sorunlarının ağırlığına işaret eden Keskin, "Son gittiği doktor, 'neden bu kadar geç kaldın' diye sormuş. Trajikomik bir soru gerçekten. Çünkü yıllardır dile getiriyoruz. Kaldı ki Fatma'nın cezaevinde kalmasının hayati açıdan tehlikeli olduğuna dair TİHV'in raporu var. Buna rağmen ATK daha sonraki yıllarda önce 'tehlikeli bulduğu' hastalığı sonra 'tehlikeli bulmadığı' için ve bu şekilde raporlar verdiği için Fatma halen cezaevinde. Zaten 2027 yılında tahliye süresi geliyor. Ancak Fatma'nın şu anda yaşamsal olarak durumu çok ağır. Yürüyemiyor, hiç uyumuyor. Hareketleri son derece yavaş. Açıkçası korkuyoruz" ifadelerini kullandı.

KALP KAPAKÇIĞI ACİL DEĞİŞTİRİLMELİ
Fatma Tokmak'ın Nisan 2025'te gittiği doktorun, kalp kapakçığının "acilen" değiştirilmesi gerektiğini belirttiğini söyleyen avukat Keskin, "Hasta tutsakların serbest bırakılması için bir yasal düzenlemeye gerek yok. Ama son pakette yeterli olmasa da bir madde geçtiği için başvurumuzu yaptık" dedi.

'HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN'
Yeni süreçte iktidarın güven verici adımlar atması gerektiğini belirten Keskin, hasta tutsakların serbest bırakılmasının önemine işaret ederek şunları söyledi: "Fatma'nın cezaevinden çıkmasına bir yıl kalmış. Kadın yıllardır 'Hastayım beni bırakın. Ameliyatlarımı rahat rahat olayım. Hayatımı biraz dışarıda yaşayayım' diye mücadele ediyor. Fatma'nın bu kadar hastayken cezaevinde tutulmasını anlamıyoruz. İHD verilerine göre, bin 412 hasta mahpus var. Bunlar sadece bize ulaşanlar, bunun dışında da eminim sayı çok daha fazladır. Hasta mahpuslarla ilgili şöyle bir sorun var; tespitte tek yetkili kurum ATK ve siyasal iradeye bağlı bir kuruluş. Bağımsız hekimlerin, hastanelerin de rapor vermesi gerektiğini söylüyoruz. Ama bu, Türk yargısı tarafından kabul edilmiyor. ATK de siyasal iradenin taleplerine uygun kararlar veriyor ve çoğunlukla tıp etiğine aykırı oluyor bu raporlar. Bu nedenle birçok hasta mahpus cezaevinde kalmaya devam ediyor. Adli, siyasi, Kürt ve Türk ayrımı yapmadan bütün hasta mahpusların serbest bırakılması gerektiğini söylüyoruz."