Adalet nöbetindeki aileler Mecliste basın toplantısı gerçekleştirdi
Depremde yakınlarını kaybedenlerin aileleri Mecliste gerçekleştirdikleri basın toplantısında, "Vereceğiniz oy, yalnızca bir yasa maddesine değil; ya adaletten ya da sermaye ve güçlüden yana bir tercihtir. Deprem suçları zamana, indirimlere, aflara sığdırılamaz" dedi.
Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde katledilenlerin yakınlarının, 11. Yargı Paketinin 27. Maddesinin değiştirilmesi talebiyle başlattıkları adalet nöbeti üçüncü gününde devam etti. Depremde yakınlarını kaybedenler, bugün Meclis Genel Kurulunda tartışılacak olan pakete ilişkin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri ile birlikte Mecliste basın toplantısı gerçekleştirdi.
Basın toplantısında konuşan DEM Parti Milletvekili Newroz Aslan Uysal, "11. Yargı Paketi Meclise sunuldu ve bugün itibariyle maddeler üzerinde görüşmelere başlanacak. 27. madde eşitlik ve infazda adalet gerekçesiyle getirildi. Ancak ilk çıktığı günden bugüne kadar siyasi mahpusları dışarıda bırakarak bir ayrımcılığa sebep oldu. Aynı zamanda eşitlik iddiasıyla toplumda ağır suç diye ifade ettiğimiz, insanlık suçu diyebileceğimiz; kadına karşı şiddet, çocuğa karşı cinsel istismar, deprem suçları, iş cinayetleri gibi gerçek anlamda siyasi politik olarak kayıplar olduğu, toplumun vicdanını sızlatan suçlara ilişkin de örtülü bir af yaratma riski barındırmakta" dedi.
'HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALSINLAR'
Maraş Saitbey Sitesinde oğlunu kaybeden Sema Ulupınar, "27. maddede canlarımızın katillerinin muaf tutulmasını, hak ettikleri cezaları almalarını istiyoruz. Bizim yüreğimiz yanarken onlar çıkıp keyifle, güzel güzel aileleriyle vakit geçirsin istemiyoruz. Bizi nasıl yaktılarsa onlar da öyle yansınlar" dedi.
'TUTUKLU KİMSE YOK'
Malatya Trend Garden Residenceda kızını kaybeden Sibel Köksalan, "Verilen izinlerle 12 daireden 44 daireye çıkarılmış. 10 saniye içinde yerle bir olduğunu gördüm. Kızımı o harabenin, toprağın içinden çıkardım. O geceye dayandım. Her şeye dayandım bugüne kadar. Ayda bir mahkemelere gittim dayandım çünkü adalet istiyorum. Her depremde aynı şeyi yaşıyoruz. Peki ne oldu o müteahhitler? Ne oldu o izinleri verenler? Bizim mahkememiz bitti,istinafa gitti. Daha cezalarını almadılar, tutuklu hiç kimse yok" diye konuştu.
'ADALET ENKAZ ALTINDA BIRAKILMASIN'
Antakya Özyurt Apartmanında ailesini kaybeden Kübra Özyurt, söz konusu olanın basit bir yasa olmadığını ifade etti. Özyurt, "Oylama yapacak olan tüm vekillere sesleniyoruz: Vereceğiniz oy, yalnızca bir yasa maddesine değil; ya adaletten ya da sermaye ve güçlüden yana bir tercihtir. Deprem suçları zamana, indirimlere, aflara sığdırılamaz. Bu suçlar kamu vicdanından muaf tutulamaz. Talebimiz açık ve nettir: Deprem suçları 11. Yargı Paketinden muaf tutulsun. Sorumlular korunmasın, rant düzeni aklanmasın, adalet bir kez daha enkaz altında bırakılmasın. Buradan kamuoyuna da sesleniyoruz: Bu mücadele yalnızca depremzedelerin değil, bu ülkede güvenli yaşamak isteyen herkesin mücadelesidir. Biz kaybettiklerimiz ve henüz kaybetmediklerimiz için buradayız" ifadelerini kullandı.
'HİÇ KİMSE YANIMIZDA DEĞİLDİ'
Kız kardeşini, yeğenini ve eniştesini kaybeden Beliner Güney ise deprem olduğunda günlerce hiçbir çalışma yapılmadığını belirterek şunları söyledi: "Hiç kimse bizim yanımızda değildi. Hiç kimse bize yardım eli uzatmadı. Dört kişiden biri bile içeride değil, biri cezaevinden 'ben nefes alamıyorum, yaşlıyım' diye çıktı. Benim ablam 4-5 gün boyunca orada nasıl nefes aldı?"