21 Mayıs 2024 Salı

'33'lerin düşlerini sonsuz kılmak için yaz, çiz, söyle'

SGDF, Suruç katliamının 5. yıldönümü dolayısıyla "Suruç için adalet, herkes için adalet" talebiyle kampanya başlattı. Kampanyanın bir ayağı da "Suruç için üret" şiarıyla sanat alanında örgütlenecek. Kampanya komisyonunda yer alan BEKSAV Eşbaşkanı Canan Kaplan, "Suruç şehitlerinin yarım kalan düşlerini tamamlamak, mücadelelerini sürdürmek için sanat alanında söz söylemek istiyoruz" dedi. Kaplan, karikatürden öyküye, şiirden ezgiye, tiyotrodan dansa sanatın tüm dallarında, üreten herkesi Suruç için üretmeye çağırdı.

IŞİD çetelerinin; halkıyla, yaşamıyla, kültürüyle yok etmeye çalıştığı Kobane'nin yeniden inşası için Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) çağrısıyla dört bir yandan yola çıkan yüzlerce kişi Suruç'ta toplandı. Halklar arasında köprü kurulmasına engel olmak isteyen barbar IŞİD çeteleri, Amara Kültür Merkezi'nde canlı bomba ile saldırı düzenledi. Bir devrime dokunma düşünü gerçek kılmak isteyen gençlerden 33'ü, o gün orada katledildi. 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta halkların yürüklerinde kapanmayan bir yara açıldı. 

Suruç katliamının 5. yılı yaklaşıyor. Beş yıldır adalet mücadelesini, Suruç aileleri, gazileri ve tüm devrimci-demokratik güçlerle birlikte örgütleyen SGDF, bu yıl "Suruç için adalet, herkes için adalet" şiarıyla bir kampanya başlattı. Kampanyanın bir ayağı da "Suruç için üret" şiarıyla sanat alanında örülecek.

Suruç şehitlerinin sevdikleri ezgiler yeniden seslendirilecek, onlar için şiirler-öyküler yazılacak, okunacak, onlar için tablolar çizilecek, sokakta performanslar sergilenecek, kısa filmler çekilecek. 

"Suruç için üret" şiarıyla yürütülecek kampanyaya ilişkin BEKSAV Eşbaşkanı Canan Kaplan'la konuştuk. 

"Suruç için adalet" kampanyası kapsamında, 33'lerin yarım kalan düşlerini tamamlamak, ölümsüz kılmak için sanat alanında da kampanya örgütlemek istediklerini belirten Kaplan, BEKSAV'dan sanatçılar olarak bunun için ayrıca bir komite kurduklarını söyledi. 

"Sanat her zaman çağları aşan bir rol üstleniyor, doğası gereği" diyen Kaplan, adalet mücadelesinde sanatın rolüne ilişkin şunları söyledi:

"BEKSAV'dan sanatçılar olarak 'Toplum için sanat, özgürlük için bilim, insanlık için politika' diyoruz. Sanatın bir tarafı olmalı dediğimiz için bu ifadeleri kullanıyoruz. Taraf olmak bugün bakımından LGBTİ+'ların, Kürt halkının, kadınların, tüm ezilen işçi ve emekçilerin taleplerinin yanında olmak ve üretimlerimizle o taleplere dair söz söylemektir.

"Biz, sanatın ve sanatçının politik bir duruşu olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle de her hangi bir politik talebin estetize edilmesi görevi de sanatçılara aittir. Sanatçılar bu mücadelenin dışından bakıp, resmini çeken-mecazen söylüyorum- insanlar değildir, olmamalı. Mücadelenin içinde olmalı, oradan üretmeli. Biz de, zaten içerisinde olduğumuz bir mücadeleyi sanatımızla büyütmek, anlatmak ve toplumun her kesimine taşımak istiyoruz."

BEKSAV olarak, o gün Suruç'da 33 düş yolcusunun katledildiği Amara Kültür Merkezi'nde olduklarını hatırlatan Kaplan, "Görevimiz ve amaçlarımız orada olmamızı zorunlu kılıyordu, tarihsel olarak. Bugün de tarihsel olarak bu adalet mücadelesinde kendi cephemizden bir alan açma görevi önümüzde duruyor" dedi. 

SURUÇ İÇİN YAZ, ÇİZ, SÖYLE
Geçen yıl da Suruç için sanat alanında birçok sanatçının üretim yaptığını anımsatan Kaplan, bu yıl yapılacak kampanyaya ilişkin şu bilgileri verdi: 

"Kampanyanın üç ayrı ayağı var; yazın, müzik ve performans sanatları. Yazın alanında gelecek öykü, şiir, karikatür gibi ürünler Sanat ve Hayat dergisinin, Ağustos ayında çıkacak Suruç özel sayısında yayımlanacak. Geçen yıl yapılan ve BEKSAV'da bulunan eserler, bu yıl da ortaya çıkacak ürünlerle bir araya getirilecek. Ayrıca hapishanelerden de karikatür, şiir, öykü ya da mektup istedik. 

"Çalışmanın ikinci ayağı, müzik alanında. Bu kapsamda Suruç şehitlerinin sevdikleri ezgiler sanatçılar tarafından seslendirilecek. Bunlar hem sanatçıların hem de kampanya için açılan sosyal medya hesaplarından yayınlanacak. Ayrıca, adalet haftası olarak belirlenen haftada yapılacak etkinliklerde de toplu halde yayınlanacak.

"Bir de performans alanı var. Bu alanda da grafitti, enstalasyonlar ve dans gibi başkaca sanat üretimleri olacak. Bir meydanda dans ya da tiyatro gösterimi yapılacak. 

Tüm bu alanlarda ortaya çıkacak ürünler bir açık hava sergisinde, şehrin farklı yerlerinde, sokaklarda sergilenecek."

'YARIM KALAN HAYALLERİ TAMAMLAMAK, MÜCADELENİN SÜRDÜĞÜNÜ HATIRLATMAK İÇİN...'
"'Suruç için üret' kampanyası, bizim için sadece 33'lerin dünyasına dair anlatıları işlemek değil, aynı zamanda gençlerin yarım kalan hayallerini sanat alanında da tamamlamak" diyen Kaplan, şöyle devam etti: "Adalet mücadelesi bir yandan öfkeyi, bir yandan yası, bir yandan sınırları aşmak arzusunu, bir yandan devrimcilerin bir kenti yeniden inşaya gitme cesaretini yani pek çok şeyi içeriyor. Bunların hepsini ifade edebileceğimiz alanlar giderek azalıyor, gasp ediliyor. Bu gasba karşı sanat cephesinden de bir cevap olmak gerekiyor. Bu nedenle hem 33'lerin anısını ölümsüzleştirmek hem de onlara borçlu olduğumuz, o yarım kalan mücadeleyi tamamlamak ve mücadelenin hala sürdüğünü hatırlatmak istiyoruz."

Kaplan, sadece Suruç için değil, Ankara, Diyarbakır ve Antep katliamları için de adalet mücadelesi verildiğini söyledi. 

'ADALET MÜCADELESİNDE SÖZÜMÜZÜ BİRLİKTE BÜYÜTELİM'
Amatör ya da profesyonel, her yaştan sanat alanında üretim yapan herkesi Suruç için üretmeye çağıran Kaplan, "33'lerin düşlerine ortak olmak isteyen, sanatla buluşturmak isteyen herkese 'Suruç için üret' çağrısı yapıyoruz. Bu açıdan da aslında 33 yaşamın bizden nasıl çalındığını ve 33 ayrı dünyanın bize ne anlatmak istediğini tartışmak istiyoruz. Onların amacı her anlamda sınırları aşmaktı, bunu anlatmak istiyoruz, bu adalet ve sınır temalı bir öykü de olabilir, bir karikatür, bir resim, bir performans, dans, bir kısa film de olabilir. Adalet mücadelesine dair sanatın da söyleyecek sözü olduğunu ortaya koymak istiyoruz. Bu sözü birlikte büyütelim" şeklinde konuştu.