20 Nisan 2024 Cumartesi

19 Aralık katliamının 18 yılında adalet istendi

İnsan hakları savunucuları, 28 devrimcinin öldürüldüğü 19 Aralık cezaevi katliamının yıl dönümünde, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Dersim ve Diyarbakır'da açıklamalar yaptı.
19 Aralık katliamının yıl dönümü nedeniyle İHD, subelerinin olduğu kentlerde açıklama ve toplantılar yaptı. Eylemlerde, 18 yıl önce katledilen 28 devrimci anılırken, katliamın faillerinin cezalandırılmamasına tepki gösterildi. 
 
İSTANBUL
 
İstanbul Şubesi, 19 Aralık katliamının yıl dönümü dolayısıyla Ümraniye  E Tipi Hapishanesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) yönetici ve üyeleri de destek verdi.
 
Basın metnini okuayn Ferit Barut, 19 Aralık'ta, iş makineleri, ateşli silahlar, gaz bombaları, yanıcı kimyasal silahlar kullanılarak 20 hapishanede aynı anda yapılan ve 4 gün süren operasyon sonucunda 30'u tutsak 2'si asker 32 insan hayattan koparıldı, yüzlerce tutsak kalıcı hasarlar bırakacak şekilde yaralandığı bilgisini aktardı.
 
Saldırı sırasında katledilen devrimcilerin adlarını sıralayan Barut,  dönemde devletin katliamı sonuna kadar savunduğunu vurguladı. Operasyonu protesto için devamında başlatılan açlık grevlerinde yüzün üstünde insan hayatını kaybettiğini de anımsatan Barut, "Dışarıda olayı protesto eden 3 bine yakın kişi göz altına alındı. Katliamdan sağ kurtulan mahpuslar, hücre tipi hapishanelere götürüldüklerinde de ağır işkence ve tecride maruz bırakıldılar. Ardından da isyan ve mala zarar verme suçlamasıyla haklarında davalar açıldı" dedi.
 
Hızla delillerin karartılmaya çalışılmasına dikkat çeken Barut, katliam failleri ve sorumlularının terfi ettirildiğini belirtti, dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, bu katliamdaki rolü nedeniyle 2004 yılında  ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası'yla ödüllendirildiğini dile getirdi.
 
Bayrampaşa Hapishanesi'yle ilgili ilk davanın katliamdan 10 yıl sonra açıldığını söyleyen Barut, şunları da kaydetti: 
"O dönem Bayrampaşa Cezaevi Jandarma Bölük Komutanı olan Zeki Bingöl, ifadesinde, operasyonun İstanbul Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş'un yazılı verdiği 'Tufan Harekât Emri'ne göre gerçekleştirildiğini söyledi ve aralarında üst düzey komutanların da olduğu 157 jandarmaya 'öldürme' ve 'öldürmeye teşebbüs' suçlamalarıyla, 2015 Mart'ında ikinci bir dava açıldı. 'Gizli' ibareli harekat emirleri 14 yıl sonra mahkemeye gönderildiğinde görüldü ki; müdahale harekat emrinde; Adalet, İçişleri, Sağlık Bakanlıklarının, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Dairesi Başkanı Osman Özbek'in  imzası var. Ve operasyon emri 12 Aralık'ta verilmiş. Bu tarih itibariyle Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı İstanbul Jandarma Komutanlığı emrine verilerek operasyon hazırlığı yapılmış, operasyona katılacak birimler yeni görev yerlerine sevk edilmiş, katliam ince ince planlanmış."
 
Katliamın davalarında birçoğunda beraat ettirildiğini işaret eden Barut, Bayrampaşa ve Ümraniye davalarının ise zaman aşımına  uğratılmaya çalışıldığını kaydetti. AİHM'in Türkiye'yi bu katliamdan dolayı mahkum ettiğini anımsatan Barut, "Ancak hapishanelerde değişen bir şey olmadı. Hapishaneler halen insanlık dışı, onur kırıcı muamelelerin mekanı durumunda ve her geçen gün işkence iddiaları artıyor" diye konuştu.
 
Egemen zihniyetin, hapishaneleri birer işkence merkezine dönüştürme gayretinde olduğunu vurgulayan Barut sözlerine şu biçimde sürdürdü: 
"Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine karşı durmaya ve mahpuslarla dayanışmaya devam edeceğiz. Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri etkin bir şekilde soruşturulmalı ve sorumlular yargı önüne çıkarılmalıdır. 19 Aralık katliamı bir insanlığa karşı suçtur. Yargılama bu suç kapsamında yapılana, zamanaşımıyla desteklenen cezasızlık son bulana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız."
 
ANKARA 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, 19 Aralık cezaevi katliamının 18. yıl dönümüne ilişkin Ankara şube binasında bir basın toplantısı düzenledi. 
 
İHD MYK ve Cezaevleri Komisyonu Üyesi Nuray Çevirmen, 19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerinde 29 devrimcu tutsağın katledildiğini hatırlattı. Sorumlulardan biri olan dönemin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’a AKP iktidarı tarafından “Üstün Hizmet Madalyası” verildiğini hatırlatan Çevirmen, “Oysa aynı devletin mahkemeleri, bütün politik baskılara rağmen, yapılanın hukuksuzluğunu kararlarında dile getirmek zorunda kalmıştı. Örneğin Hacer Arıkan’ın açtığı davada Danıştay 10’uncu Dairesi, 23 Ocak 2014’te devletin tazminat ödemesi gerektiğine hükmederken, olan bitenin hukuki özünü açıkça ortaya koymuştu” dedi.  Çevirmen ayrıca, Danıştay 10’uncu Dairesi tarafından konuya ilişkin verilen "Pasif direnişteki mahkûm ve tutukluların can güvenliğinin sağlanması yönünde gerekli önlemler almayan idarenin ağır hizmet kusuru bulunmaktadır” şeklindeki kararını da paylaştı.
 
19 Aralık katliamının "insanlığa karşı işlenmiş bir suç" olduğunun altını çizen Çevirmen, "Türkiye, insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının işlemeyeceğini kabul etmiş ülkelerden biridir. Şu an Türkiye’yi yönetenler her ne kadar devletin kabul ve ilan etmiş olduğu hukuka, başta Anayasa normları olmak üzere, uymuyorsa da biz insan hakları mücadelesini yürütenler olarak çağrımızı yapmakta yarar görüyoruz: 19 Aralık operasyonunda adil yargılamanın önündeki engelleri kaldırın" diye konuşüu.
 
İHD'nin 19 Aralık gününü “Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak ilan ettiğini belirten Çevirmen, cezaevlerinde katledilen insanlar için adalet istemeye devam edeceklerini belirtti.
 
İZMİR
 
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), İzmir Tabipler Odası (İTO), İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER) yaptıkları ortak toplantı ile 19 Aralık katliamını protesto etti.  
 
Katledilen devrimcileri anan İHD İzmir Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek, katliamın ardından F Tipi tecrit cezaevi sistemine geçildiğini belirtti. Katliamda rol alan kişilerle ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmediğini söyleyen Çiçek, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, yardımcıları da Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ın olaylara kayıtsız kaldığını dile getirdi. 
 
ADANA 
 
İHD Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu ile Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi Üyeleri, katliamda yaşamını yitirenleri andı. İHD'de düzenlenen toplantıda konuşan komisyon sözcüsü Nejat Okay, insan hakları savunucuları olarak tutsaklarla dayanışma içinde olmaya devam edeceklerini belirtti.
 
MERSİN 
 
İHD Mersin Şubesi'nin basın toplantısında 35 yılını cezaevinde geçiren ve geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Hasan Gülbahar konuştu. Tutukluların PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine girdiğine dikkat çeken Gülbahar, tutukluların her türlü bedel vermeye hazır olduğunu ve devrimci bir ruhla direniş gösterdiğini aktardı. Gülbahar, herkesi açlık grevini direnişini sahiplenmeye çağırdı. 
 
DİYARBAKIR
 
İHD Diyarbakır Şubesi, 19 Aralık'ta cezaevlerine düzenlenen operasyonun yıl dönümüne ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi. İHD Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Hapishaneler Komisyonu Üyesi Hediye Saltan, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ve Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman’ın yaptıklarının bilincinde oldukları için operasyonun doğrudan sorumluluğunu hiçbir zaman almadıklarını ve bunun yerine “Bu bir devlet kararıydı, MGK’da kararlaştırıldı” gibi sözlerle bir katliamı basit bir teknik meseleymiş gibi göstermeye çalıştıklarını söyledi. Saltan, 19 Aralık operasyonunda adil yargılanmanın önündeki engellerin kaldırılmasını istedi.   
 
DERSİM 
 
İHD Dersim Şubesi de dernek binasında basın açıklaması yaptı. Toplantıda konuşan İHD Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, "Biz bir kez daha çağrımızı yineliyoruz 19 Aralık operasyonunda adil yargılama önündeki engelleri kaldırın. Hukukun üstünlüğü ve temel insan haklarına saygı olmadan ülkenin ve toplumun geleceği karanlık olacaktır" dedi.