27 Kasım 2025 Perşembe

19 Aralık Katliamı avukatları: İnsanlığa karşı suçlarda zamanaşımı olamaz

19 Aralık Katliamına ilişkin davada verilen zamanaşımı kararına tepki gösteren dava avukatları, İstanbul Barosunda yaptıkları açıklamada kararın cezasızlık politikasının yeni bir halkası olduğunu belirterek, katliamın insanlığa karşı suç niteliği taşıdığını vurguladı.
19 Aralık Katliamı davasının avukatları, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 17 Kasım 2025'te verdiği zamanaşımı kararına ilişkin İstanbul Barosunda basın açıklaması yaptı. Açıklamayı avukat Güçlü Sevimli okudu.

Sevimli, 19-22 Aralık 2000 tarihli katliamınİstanbul ayağında Bayrampaşa Hapishanesinde Mustafa Yılmaz, Cengiz Çalıkoparan, Murat Ördekçi, Ali Ateş, Aşur Korkmaz, Fırat Tavuk, Özlem Ercan, Seyhan Doğan, Şefinur Tezgel, Gülser Tuzcu, Nilüfer Alcan ve Yazgülü Güder Öztürk'ün katledildiğini hatırlatarak şunları kaydetti: "22 Aralık 2000 günü sonunda siyasi tutuklu ve hükümlüler F Tipi Cezaevlerine konuldular. Operasyon, kelimenin tam anlamıyla 'katliam' şeklinde tezahür etmiştir. Operasyonu gerçekleştirenler öldürme kastıyla hareket etmiş ve bunu da hayata geçirmişlerdir."

'SORUŞTURMA 10 YIL SÜRÜNCEMEDE BIRAKILDI'
Sevimli, sürecin başından itibaren soruşturmanın etkili biçimde yürütülmediği, özellikle dönemin Eyüp Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel'in dosyayı 10 yıl boyunca hiçbir işlem yapmadan elinde tuttuğu vurguladı. 2010'da yalnızca 39 er rütbeli asker hakkında dava açıldığını, ikinci savcı tarafından hazırlanan 2015 tarihli iddianameyle 157 asker daha yargılamaya dahil edildiğini ifade eden Sevimli, "Savcı Ali İhsan Demirel soruşturma dosyasını tam 10 yıl boyunca tek bir işlem yapmadan elinde tutmuş, tek bir şüphelinin dahi ifadesini almamış, maddi gerçeği araştırmak için hiçbir çaba sarf etmemiştir."

'AİHM İÇTİHATLARI BU DAVAYA BİREBİR UYGUNDUR'
Sevimli, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının altını çizerek, dosyada zamanaşımı işletilemeyeceğine ilişkin şunları söyledi: "Avrupa mahkemesi, şüpheli ya da sanık konumunda olan kamu görevlileriyle ilgili soruşturma veya kovuşturmalar etkili bir şekilde yürütülmediyse zamanaşımının da söz konusu olamayacağını ifade etmektedir." Sevimli ayrıca, soruşturmanın yıllarca geciktirilmesi, duruşma aralıklarının uzun tutulması ve sanık askerlerin sorgularının yıllara yayılmasının, etkisiz yargılamanın açık kanıtı olduğu dile getirdi.

'BU İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR'
Operasyon niteliğinin uluslararası hukuka göre "insanlığa karşı suç" kapsamında olduğunu ifade eden Sevimli, "Dava konusu olayın bir katliam şeklinde yapıldığı ve belirttiğimiz uluslararası belgelerde ortaya konan kapsam ile şartların, dava konusu olayda oluştuğu açıktır" dedi. Sevimli, operasyonun aynı anda 20 ayrı hapishaneye yapılması, binlerce askerin katılması ve ağır silahların kullanılması, sistematik ve yaygın bir saldırının göstergesi olduğunu ifade etti.

Sevimli son olarak, zamanaşımı kararını cezasızlık politikasına eklenen yeni bir halka olarak belirterek şöyle konuştu: "Mahkeme, son hükmünde zamanaşımı diyerek adaletsizliği tesis etmiştir. Her şeye rağmen inanıyoruz ki gelecekte bu dava ve yaşanılanlar asla unutulmayacak, katliamı gerçekleştirenler halkın adalet arayışından kurtulamayacaktır."

'İNSANLIĞA KARŞI SUÇTA ZAMANAŞIMI OLMAZ'
Basın açıklamasının ardından söz alan dava avukatlarından Gülizar Tuncer, uluslararası sözleşmelerin açık hükümlerine dikkat çekerek şunları söyledi: "İnsanlığa karşı suçlar nerede ve ne zaman işlendiğine bakılmaksızın suç olarak kabul edilir. Türkiye'nin bu sözleşmelere taraf olması ve Anayasa'nın 90. maddesi gereği uluslararası sözleşmelerin iç hukukta en üst norm olması nedeniyle, ulusal düzenlemelerle çelişki olsa dahi uygulanması gereken hükümler uluslararası sözleşmelerdir." Tuncer, bu nedenle tüm katliam dosyalarının zaman aşımına uğratılamayacağını ve insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

'PLANLI KATLİAMDI, KARARI KABUL ETMİYORUZ'
Dava avukatlarından Several Ballıkaya ise 19 Aralık operasyonun planlı ve organize bir katliam olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bu planlı bir katliamdı; her yönüyle organize edildi. Devlet, korumakla yükümlü olduğu kişileri korumak yerine adeta savaşta düşmanla çatışır gibi bir yöntem izledi." Operasyon sonrası F tipi hapishanelerinin devreye sokulmasının Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde kırılma yarattığını vurgulayan Ballıkaya, kararı kabul etmediklerini belirterek şunları söyledi: "Bu kararı kabul etmiyoruz ve yargılamanın bu şekilde kapatılmasını kabul etmiyoruz. Bundan sonraki süreçte mücadelemizi sürdüreceğiz."