29 Mart 2024 Cuma

10 Ekim davası: Sınırı geçmek bir şehirden başka bir şehre geçmek gibiydi

Ankara Gar katliamı davasında, başlarına ödül konulan ve etkin pişmanlıktan yararlanan Gar katliamının planlayıcısı olan sanıkların eşleri dinlendi. Tanık olarak dinlenenlerden Şengül Büyükçelebi sınırdan geçmenin bir şehirden başka bir şehre geçmek gibi olduğunu söylerken, bir diğer tanık olan Ayşenur İnci ise davada tek tutuklu bulunan Erman Ekici'yi tanıdığını belirtti.

Ankara'da 10 Ekim 2015'te 103 kişinin katledildiği, yüzlerce kişinin yaralandığı Gar katliamının firari sanıklar yönünden tefrik edilen davanın 4'üncü duruşması Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde verilen aranın ardından devam ediyor.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre İlhami Balı'nın eşi Hülya Balı'nın dinlenilmesinden sonra IŞİD'in Türkiye ve Suriye sınır sorumlusu olmakla suçlanan firari sanık Deniz Büyükçelebi'nin eşi Şengül Büyükçelebi duruşmaya Nizip Ağır Ceza Mahkemesi'nden SEGBİS ile bağlandı.
 
'İLHAMİ BALI VE EŞİ HÜLYA BALI KAÇAKÇILIK YAPIYORDU'
Şengül ifadesinde, 2002'de Deniz Büyükçelebi'yle evlendiğini ve Antep'te bulunan Müslüman Gençler Derneği'ne gittiğini, Kuran dersi dışında kendisine bir şey anlatılmadığını iddia ettti. Şengül, "IŞİD'e katıldığını Suriye'ye gittiğimizde öğrendim. Antep'te kaçakçılık yapıyordu. Nusret Yılmaz ile kaçakçılık yapıyordu. Yabancı oldukları için dillerini anlamıyordum, bizim evimizde bir kaç saat kalıyorlardı. Sonrada Suriye'ye gidiyorlardı. Suriye'ye Kilis tarafından geçtik. O zaman geçmek çok kolaydı. Kaçakçılar götürdü. Suriye tarafına 2014 yılında geçmiş olması lazım. Müslüman Gençler Derneği'ne ders veriyordu. İlhami Balı ve eşi Hülya Balı da kaçakçılık yapıyordu" dedi.
 
Deniz Büyükçelebi'nin 6 yıl önce enkaz altında kalarak öldüğünü belirten Şengül, İŞİD örgüt üyeliği davasında ceza almadığını, eşinin soyadının düşmesi davasının devam ettiğini kaydetti. 
 
'SINIRI BAŞKA BİR ŞEHRE GEÇER GİBİ GEÇTİK'
Mağdur avukatlarından Murat Kemal Gündüz ise, "Eşiniz fırıncılık yaparken, düzenli iş yaparken insan kaçakçılığı işine ne zaman başladı" diye sordu. Soruya cevap veren Şengül, "2013, 2014 yıllarında yaptı" dedi. Eşinin bu süreçte hiç gözaltına alınmadığını, evlerine operasyon yapılmadığını söyleyen Şengül, "Sınırda hiç polis, güvenlik yoktu. Başka bir şehre geçer gibi biz sınırdan, zeytin ağaçlarının arasından Kilis tarafından Suriye'ye geçtik" diye konuştu.
 
'HÜLYA BALI İLE 3 AY AYNI EVDE KALDIK'
 Avukat Senem Doğanoğlu'nun sorularını yanıtlayan Şengül, eşinin Antep'te de Suriye'de de insan kaçakçılığı yaptığını ifade ederek, "İlhami, Deniz ve Mustafa kaçakçılığı organize ediyordu. İlhami Balı'nın eşi Hülya Balı ile 3 ay aynı evde yaşadık. Neden dışarıda görüştük dediğini bilmiyorum. Babam ben Türkiye'ye geçmeden önce emniyete gidip 'Kızım gelecek' demiş emniyettekiler ise 'Gelince buraya gelsin' demiş. Bu yüzden ben kendim gittim. Kimse beni arayıp, sormadı. Suriye'ye geçerken çok rahat taşındık eşyalarımızla. Hülya Balı da eşyalarını alarak geçti" dedi.
 
MAHKEME BAŞKANI: ŞEHİR DIŞINDA OLDUKLARI İÇİN GETİRTEMİYORUZ
 Mahkeme salonundan Erman Ekici kendisi ve eşini görüp görmediği sorulduğunda daha önce mahkeme başkanına "Gördüm" diyen Şengül, "Görmedim" dedi. Şengül'ün hareketlerindeki kimi değişiklikler nedeniyle yanında birinin müdahale ettiği şüphesi yaratınca, aileler mahkeme başkanına "Tanıklar neden buraya getirilmiyor, oradan hep yönlendiriyorlar" diye tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Onlar şehir dışında oldukları için getiremiyoruz" yanıtını verdi. Aileler kendilerinin de şehir dışından geldiklerini ifade ederek mahkemeyi adil olmaya çağırdı. 

IŞİD ÜYESİ AYŞENUR İNCİ TANIK SIFATI İLE İFADE VERDİ
Hakkında "IŞİD üyeliği" davası devam eden ve geçmişte etkin pişmanlıktan yararlanarak 139 kişiyi teşhis eden Ayşenur İnci, tanık sıfatıyla Adıyaman'dan SEGBİS ile bağlandı. İçişleri Bakanlığı'nın "Terörden Arananlar Listesi"nde mavi kategoride yer alan ve 1 milyon 500 bin lira ödül konulan İnci, 2018 yılında Habur Sınır Kapısı'nda teslim olmuş ve çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılmıştı.

Ersan Ocak ile imam nikahıyla evlendiğini söyleyen Ayşenur, "Ona inanarak Suriye'ye gittim. Böyle bir örgüte katılmadım, varlığından haberim yoktu. Suriye'ye gittik 50 yıl geriye gitmiş gibiydik" dedi. Davanın tutuklu sanıklarından Erman Ekici'yi Suriye'de gördüğünü belirten Ayşenur, Suriye'de birçok milletten insanın IŞİD'e katıldığını belirtti.
 
ERSAN OCAK SURİYE'YE GİTTİKTEN SONRA DEĞİŞMİŞ!
İmam nikahı kıydıkları Ersan Ocak'ın tanıştıkları dönemde "serseri" olarak adlandıran ve dinine bağlı olmadığını söyleyen Ayşenur, sonrasında ise değiştiğini ifade etti. Dini eğitim almak için Suriye'ye gittiğine dönük mektubu erkek arkadaşının zorlamasıyla yazdığını öne süren Ayşenur, "Suriye'de Kuran okumayı bilmiyordum. Komşumuz öğretti. Onun dışında herhangi biri eğitim almadık" diye konuştu.
 
'İŞİD BİZE KİMLİK VERDİ'
Avukatların sorularını yanıtlayan Ayşenur, "IŞİD bize kimlik verdi. Eşim 'bunla hastaneye gidebileceğiz' dedi. Arapça konuşabiliyorum ama okuyamıyorum. İlk kontrol sırasında beni geri çevirdiler cezalandırmadılar da. Her yer bombalanıyordu, bizimle uğraşacak halleri yoktu" ifadelerini kullandı.
 
AYŞENUR İNCİ ERMAN EKİNCİ'Yİ TEŞHİS ETTİ
Savcının "Erman Ekici'yi teşhis edebilir misiniz" sorusu üzerine Ayşenur İnci, Erman Ekici'yi teşhis etti. Savcının, "Ankara'daki saldırıya ilişkin bir şey duydunuz mu" sorusuna ise Ayşenur  "Hayır duymadık. Haberlerde Gar'da patlama olduğunu duydum. Başka da bilgim yok" yanıtını verdi. Erman Ekici'nin "Ben sizin eşinize eğitim vermişim, öyle diyorsunuz. Bu kadınlar arasında dedikodu mu" sorusuna ise Ayşenur, "Arabaya binerken gördüm sizi. Siz bir yere gidiyordunuz. Orada ne eğitimi verdiğinizi nereden bileyim" yanıtını verdi.
 
'ALLAHU EKBER DENİLEREK KARŞILANDIK'
İçişleri Bakanlığı'nın "arananlar listesinde" yer alan mavi kategoride 1,5 milyon TL ödül ve kırmızı bülten ile 'IŞİD üyesi olmak' suçundan aranan ve 22 Ocak 2018'de Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinde teslim olup mahkemece serbest bırakılan Demet Taşar tanık sıfatıyla Adıyaman'dan SEGBİS ile bağlandı. Eşi Mehmet Taşar'ın zorlamasıyla Suriye'ye gittiğini ifade eden Demet Taşar, "Eşim 'Arkadaşlarım gidiyor ben de gidiyorum. Akşam yola çıkacağız' dedi. Beğenmezsek geri döneceğiz diye gittik. Arkadaşları Mahmut ve Ömer'i kıramıyordu, onlar ne derse onu yapıyordu. Gaziantep'ten büyük bir transit araçla tanımadığım bir sürü kişiyle bir süre gittik. Arapça konuşanlar 'Yürüyün' dedi. Bayanlar olarak önde yürüdük. Tren rayını geçince silahlı adamlar karşıladı. Yabancı bir sürü kişi vardı. Hepsi Allahu Ekber diyerek karşıladı bizi. İlk gece okul gibi bir yerde kaldıktan sonra Telabyat'a götürdüler" ifadelerini kullandı.

Duruşma tanıkların ifadeleri ile devam ediyor.