19 Mayıs 2024 Pazar

1 Temmuz'da kadınlar isyanlarını buluşturup sokaklara çıkacak- 1

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının uygulamaya konulacağı 1 Temmuz günü kadınlar sokaklarda, meydanlarda isyanlarını buluşturacak. Erkek egemen faşist sisteme karşı susmadıklarını, korkmadıklarını ve en önemlisi itaat etmeyeceklerini haykıracaklar. ETHA'ya konuşan kadın örgütü temsilcileri, 1 Temmuz günü İstanbul'da Taksim'de, diğer kentlerde de sokaklarda olmaya, hayatı durdurmaya çağırdı.

İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesi kararının fiiliyattaki uygulaması 1 Temmuz itibariyle yasal kılıfa büründürülecek. Kadınların hayatlarına sahip çıkma mücadelesi olarak ele aldıkları mücadele İstanbul Sözleşmesi'nden ibaret değil. Fakat önemli bir aşamasını oluşturuyor sözleşme. Üstelik gerek İstanbul Sözleşmesi, gerek 6284 Sayılı Yasa kadınların mücadelesi sonucu elde ettikleri kazanımları.

Erkek egemen faşist iktidarın bu kazanımlardan birini ellerinden almasının diğerlerine de sıranın gelmesine neden olacağının farkında kadınlar ve LGBTİ+'lar. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi ile ilgili mücadelede 1 Temmuz önemli dönem noktalarından birini oluşturuyor.

Bugüne kadar sokakları terk etmeyen kadınlar 1 Temmuz günü yeniden bir irade beyanında bulunacak. Kadın dayanışmasının, militanlığının, yan yana duruşunun, erkek egemenliğine geri adım attıracağını geçmiş deneyimlerinden bilen kadınlarla 1 Temmuz gününü ve sonrasını konuştuk.

TUĞCU: 1 TEMMUZ'DA TAKSİM'DE, SOKAKLARDAYIZ
Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi'nden Sinem Tuğcu, 1 Temmuz'u AKP iktidarı ve erkek egemen devletin kadınların ve LGBTİ+'ların haklarını ellerinden alacağı gün olarak gördüklerini bu nedenle sokakta olacaklarını söyledi. İstanbul için Taksim Tünel'de buluşacaklarını söyleyen Tuğcu, 81 kentte kadınların o gün sokaklara çıkacağını belirtti.

İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesinin kadınların ve LGBTİ+'ların hayatlarının ellerinden alınması anlamına geleceğine işaret eden Tuğcu, "Hayatlarımızı katledilmeden, şiddet, tecavüz, taciz görmeden yaşayabilmek için mücadele vereceğiz. Bunun başka çıkar yolu yok. 1 Temmuz'da Taksim'de olacağız. Sadece Taksim'de değil tabii ki diğer illerde ve ilçelerde de sokakta olacak bütün kadınlar" dedi.

Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi olarak da sokakta olacaklarını, tüm kadınlarla sokakta buluşacaklarını aktaran Tuğcu, "Çünkü bu hepimizin meselesi. Ayrıca LGBTİ+'ların da meselesi" sözleriyle tüm kadınlar ve LGBTİ+'ların o gün sokaklarda olmasının önemine işaret etti.

'1 TEMMUZ'DA HAYATI DURDURACAĞIZ'
İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesinin kadınların hayatlarının durdurulması anlamına geleceğini söyleyen Tuğcu, "Bizim hayatlarımız durduruluyorsa, biz de hayatı durdurmalıyız. Bu nedenle 1 Temmuz'da hayatı durduracağız. Diyelim eylem yapılacak alana gelemedi veya ev emekçisi bir kadın, bir beze 'Hayatı durduruyoruz' yazabilir, balkondan ya da camdan asabilir. Sokakta yürürken durabilir. Biliyoruz ki, biz durursak dünya durur, hayat durur, üretim durur" diye konuştu.

'YAŞAM İNİSİYATİFLERİ İLE ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZÜ ARTIRACAĞIZ'
Kararın geri çekilmemesi durumunda 1 Temmuz sonrasında da sokaklarda olmayı sürdüreceklerini kaydeden Tuğcu, daha fazla kadının sokakta buluşması için örgütlülüğü arttırmanın önemine işaret etti, şunları söyledi: "Daha fazla örgütlülüğümüzü arttıracağız. Yaşam İnisiyatiflerimizi kurmaya ve davaları takip etmeye devam edeceğiz. Ama sokak ayağımız hep olacak. İstanbul Sözleşmesi'ni biz sokakta mücadele ederek kazandık, bizim mücadelemiz sonucu imza atıldı, bundan sonra geri kazanmak da bizim mücadelemizle olacak."

Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi'nin 'change. org' ve ıslak imza aracılığıyla sürdürdüğü imza kampanyasının 1 milyonu aştığını söyleyen Tuğcu, "Bu imzalar aracılığıyla kadınlarla iletişime geçip Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifleri kurma çalışmamız var. 2-3 kişi de olsa mahallede birbirine destek verebilecek kadınların örgütlenmesini planlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu sistem, bu hukuk, yargı hiçbir şekilde bizim yanımızda olmuyor. Biz de birbirimize el uzatarak, imece usulü birbirimize dayanak olmaya çalışıyoruz" dedi.

DERMAN: SOKAKTA KAZANDIK, SOKAKTA SAHİP ÇIKIYORUZ
Demokratik Kadın Hareketi'nden Sevilay Derman, İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların mücadelesi sonucu kazanılmış, en kapsamlı uluslararası sözleşmelerden biri olduğunu söyledi. Sözleşmeden çıkılma tartışmalarının başladığı andan itibaren sokaklara çıktıklarını kaydeden Derman, öncesinde de sözleşmenin etkin uygulanması için mücadele ettiklerini hatırlattı. Kadınların yaşam hakları gasp edildiği için sözleşmeyi sokakta savunduklarını belirten Derman, "Haklarımız, hayatlarımız, kazanımlarımız tek adamın elinde oynayacağı bir oyuncak değildir. Biz bunun bilinciyle kararnamenin yayınlandığı günden beri sokaklardayız. Kadınlar, LGBTİ+'lar pandemi kılıfıyla bizlere yasaklanan her alanda haykırmaya devam ettik ve ediyoruz. Çünkü haklarımızı kimse altın tepsiyle önümüze sunmadı, sokaklarda mücadele ederek, can vererek kazandık. Sokakta kazandığımız haklarımıza sokakta sahip çıkıyoruz" diye konuştu.

'SİZE DE KARARNAMELERİNİZE DE İTAAT ETMİYORUZ'
İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararından vazgeçilmemesi durumunda kadınların 1 Temmuz günü İstanbul'da Taksim'de olacaklarını aktaran Derman şunları söyledi: "Demokratik Kadın Hareketi olarak da 1 Temmuz'da Taksim Tünel'de büyük kadın itaatsizliğinde olacağız. Bu karar geçersizdir, itaat etmiyoruz diyeceğiz. Omuz omuza mücadele ederek bunu haykıracağız. Çünkü hala giydiğimiz kıyafet, attığımız kahkaha, boşanmak istememiz öldürülmemize gerekçe olarak sunuluyor. Mahkemelerde de tahrik sayılıyor, iyi hal indirimleri veriliyor. Sözleşme şiddetin önlenmesi için en güçlü kazanımlarımızdan biriyken bizim bu sözleşmeden vazgeçmemiz söz konusu dahi olamaz. İstanbul Sözleşmesi bizim, onu savunmaya, onun gereklerinin yerine getirilmesi için baskı uygulamaya devam edeceğiz. Size de kararnamelerinize de itaat etmiyoruz."

Patriyarkal kapitalizm karşısında örgütlü kadın mücadelesini yükseltmenin önemine değinen Derman, "Çünkü İstanbul Sözleşmesi'nin ardından haklarımıza saldırmaya devam edecekler. Çünkü kadınların yaşam haklarına, emeklerine, bedenlerine, kimliklerine sahip çıkma mücadelesi bu gerici zihniyetlerin önünde en güçlü barikat. Burada herhangi bir zafer kazanmalarına müsaade etmediğimizi haykırmak için tüm kadınları tek adama karşı direnmeye, haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki kadınların dayanışması, verdiği bu mücadele bizleri patriyarkal kapitalizm karşısında zafere götürecektir. Bu sistematik saldırıların karşısında bizler de en güçlü şekilde kadın dayanışmamızla, örgütlü kadın mücadelemizle set oluşturacağız" dedi.

DOĞAN: KAZANIMLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Güldem Doğan, sözleşmeden çekilme kararından bu güne kadınların Türkiye ve Kürdistan'da sokaklarda, hayatlarını pazarlık konusu eden zihniyete karşı en meşru isyanlarıyla durduklarını söyledi, "Kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğimizi haykırdık" dedi.

Kadınların şiddet, nefret söylemleri, kadın düşmanı politikalar ve tecrit siyasetiyle karşı karşıya olduğunu kaydeden Doğan, "Bugün yüzlerce tutsağın açlık grevinde olması, Cudi'den İkizdere'ye doğa talanı, kadın cinayetleri, faili belli özel savaş suçları ile mücadele ederken aynı zamanda sözleşmeden çekilmeye de en haklı itirazı yapıyoruz. Özcesi birbirine bağlı tüm bu adalet arayışlarını bütünlüklü örgütlüyoruz" diye konuştu.

'AMED'DEN İSTANBUL'A SOKAKLARI DOLDURUP, YAŞAMI DURDURACAĞIZ'
1 Temmuz'da Amed'den İstanbul'a birçok ilde kadın yürüyüşleri, basın açıklamaları yapmayı planladıklarını aktaran Doğan, "1 Temmuz'da Kürt kadın hareketi Türkiyeli ve feminist kadın hareketi ile ortak talep ve yürekte sokakları dolduracak, yaşamı durduracak" diye kaydetti.

'İTAAT ETMEDİK, DİZ ÇÖKMEDİK'
1 Temmuz'un kadın mücadelesi açısından önemli bir eşik olacağına işaret eden Doğan, iktidarın yeni bir toplumsal düzen yaratarak toplumun tüm farklı ve azınlıkları renklerini inkar ettiğini söyledi. Toplumun tektipleştirilmek istendiğini kaydeden Doğan şunları söyledi: "Bugün sözleşmeyi fesheden akıl, yarın diğer tüm demokratik ve özgürlükçü kazanımlara da el koyacaktır. Eşbaşkanlık sistemimizi inkar eden iktidarın bir sonraki adımı İstanbul Sözleşmesi oldu. 1 Temmuz'dan sonra kendi eril politikalarını devam ettirecek bu zihniyete karşı yapılacak tek şey direnmektir. Ne 1 Temmuz'dan önce ne de 1 Temmuz'dan sonra bu değişmeyecek ve direneceğiz. İtaat etmedik, diz çökmedik, itaat etmeye, diz çökmeye de niyetimiz yok. Tüm kadın hareketleriyle ortak akılda buluşarak 1 Temmuz'dan sonra da aynı kararlılık ve iradeyle alanlarda olacağız."

Yarın: Sosyalist Kadın Meclisleri - Mor Dayanışma - Yeni Demokrat Kadın