23 Aralık 2024 Pazartesi

'Zorla alıkonulan her bir kadın için mücadelemizi sürdüreceğiz'

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'ne ilişkin açıklama yapan Zorla Alıkonulan Kadınlar için Mücadele Platformu, "Zorla alıkonulan her bir kadın için mücadelemizi sürdüreceğiz. Mülteciliğin son bulmasının yolunun savaşsız, sömürüsüz bir dünyadan geçtiğinden hareketle, adil bir yaşamı tesis etmekte kararlıyız" dedi.

Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla "Mültecilik en büyük hak gaspıdır" başlıklı açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada zorla alıkonulan kadınlar ve özellikle de Êzidî kadınların 2020 yılı dünyasında soykırımın devam edegelen yüzüyle yeniden yüzleşmek durumunda bırakıldığı ifade edildi.

Açıklamada, "Kadının bedeni üzerinden bir toplumu ele geçirmeye çalışan cihadist katı İslamist referanslı ideolojilerin, tek ulusçu ve üniter, militarist devlet ve yapılarla kurdukları ittifak bütün insanlık için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu göstermiştir. Savaş alanlarında savaş ganimeti olarak görülen kadın bedeni, tehcir yollarında organ kaçakçıların hedefi olmuş oradan da gidilen yerlerde zorunlu mülteci politikaları ile yalnızlaştırılan bir toplum ile aidiyet duygusu yok edilmek istenerek cinsiyetçi politikaların hedefi olmuştur" denildi.

SALGIN MÜLTECİLERİ ETKİLEDİ
Covid-19 olarak tanımlanan salgının, küresel ölçekte tüm eşitsizliklerin kaynağını gün yüzüne çıkardığını belirtilen Platform, "İnsanlık için küresel ölçekte yaşanan her bir tehdit; eşitsiz toplumları, dezavantajlı grupları ve halkları daha büyük bir tehdit eder olmuştur. Eşitsizliğin en büyük nedeni olan tekçi totaliter yapı ve devletler insan yaşamını, onurunu gözeten, onlar için kesin çözüm üretemediği gibi sorunların kaynağı aslında kendisinin sistemi olduğu ifşa olmuştur. Bugün mültecilerin sağlığa kısıtlı olan erişimleri salgın ile birlikte tamamen imkânsız hale gelmiştir. Avrupa ülkelerinin geçiş noktalarında oluşturulan bariyerlerde hedef gözetilerek saldırıya maruz kalan mülteciler, salgın bahanesi ile adeta yeniden ölüm yolculuklarına terkedilmiştir. Ayrıca bu ülkeler tarafından utanç verici bir anlaşma olan Geri Kabul Anlaşması ile bu insanlar çaresiz bırakılmış ve pazarlık konusu yapılmıştır" diye belirtti.

ÊZİDÎLERİN YAŞAMA İRADESİNE SALDIRI
Platform, Êzidîlerin yerleşim yeri olan soykırımın ana yerleşkesini oluşturan Şengal'e yapılan saldırının, soykırımın bir devletler mutabakatına dönüşen pratiğine işaret ettiğini de ifade etti. Bu konuda şunlar kaydedildi: "Binlerce yıl kültürünü fermanlara karşı direnerek kendini her defasında yeniden var edebilmiş Êzidîler, bugün kendi özgüçlerine dayanarak statü taleplerine saygı duyulmasını istemektedir. Binlerce yıl bu kadim toprakların kadim çocukları elbette bu toprakların sahibidir. Onbinlercesi dünyanın dört bir tarafına tehcire zorlansa da her birinin ortak özlemi yaşadıkları yere biran önce güvenli bir şekilde dönme isteğidir. Bu yönüyle Êzidîlerin yaşadıkları yere her bir saldırı, halkların bir arada özgürce kendi kimliği ile yaşama iradesine yapılan saldırı olacaktır. Coğrafyanın bir kader olmadığı inancı ile kendi öz savunmalarını ve sistemlerini kuran Êzidî kadınlar ve aileleri Ortadoğu'nun karanlık çağının yaratıcıları ve sürdürücülerinin kaybedişlerine karşı kazananları olacaktır."

'ADALET TALEBİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Bugün de yarın da kadınlar için adalet talebinden vazgeçilmeyeceği vurgulanan açıklamada, "Her bir kadının adalet talebi her bir kadına ulaşıncaya kadar, her bir kadın özgür kalıncaya, yürümeye, ses olmaya o sesten adalete erişinceye kadar devam edecektir. Kadına, tarihe, doğaya, tarihi mirasa, farklı din ve inanca mensup halklara; kısacası tüm insanlık ailesine düşman bu anlayışla mücadele, platformumuzun her daim varlık nedeni olacaktır. Platform olarak, bir kez daha, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle, zorla alıkonulan her bir kadın için mücadelemizi sürdüreceğimizi, mülteciliğin son bulmasının yolunun savaşsız, sömürüsüz bir dünyadan geçtiğinden hareketle, adil bir yaşamı tesis etmedeki kararlılığımızı vurgularız" denildi.