3 Aralık 2024 Salı

Wagner'in Putin hükümetine isyanının arka planı

Wagner'in Putin hükümetine "isyanı"na ilişkin açıklama yapan Devrimci Komünist Gençlik Birliği (Bolşevikler) MK'sı, isyanın arka planını değerlendirdi. Yaşananların Ukrayna'daki savaşın çıkmaza girdiği bir dönemde Rus egemen sınıfı içinde gelişen derin siyasi krizin doğal bir sonucu olduğu belirtilen açıklamada, Rus işçi sınıfına örgütlenme ve mücadele çağrısı yaparken, komünistlere düşen temel görevleri de hatırlattı.

Devrimci Komünist Gençlik Birliği (Bolşevikler) Merkez Komitesi, Prigozhin yönetimindeki Wagner'in Viladimir Putin hükümetine karşı "isyanı" ile Rusya'daki son gelişmeler hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, şu hususlara dikkat çekildi:

"23 Haziran 2023 tarihinde, Wagner özel askeri şirketinin sahibi Yevgeny Prigozhin bir isyan ilan etti ve birliklerini Rusya Federasyonu topraklarına taşıdı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu eylemleri 'ihanet' ve 'arkadan hançerleme' olarak nitelendirirken, Bolşeviklerin 1917'deki eylemleriyle benzerlikler kurdu. Wagner birlikleri 24 Haziran sabahı Rostov-on-Don ve Voronej'deki kilit tesisleri kontrol altına aldı.

Voronej yakınlarında çatışmalar devam ediyor, karşılıklı kayıplar var. Moskova'da ve Rusya'nın diğer bazı bölgelerinde terörle mücadele operasyon rejimi ilan edildi. Durum çok hızlı bir şekilde değişiyor. 24 Haziran itibariyle güncelleme Medyada Kremlin ve PMC Wagner'in Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukashenko'nun arabuluculuğuyla bir anlaşmaya vardığını bildirildi. Prigozhin geriye dönük olarak eylemlerini 'adalet yürüyüşü' olarak adlandırdı ve birlikleri geri çekeceğini açıkladı. Wagner kamplarına 23 Haziran akşamı
yapıldığı iddia edilen roket saldırısı çoktan unutuldu.

Bu, hikayenin bittiği anlamına mı geliyor? Hayır. Bu isyanın kaynağı olan çelişkiler ortadan kalkmış değil. Varılan anlaşmalar, Rusya egemen sınıfının çeşitli fraksiyonları arasında yeni bir mücadele öncesinde sadece kırılgan bir ateşkestir. Ne zaman ve ne şekilde devam edeceklerini bilmiyoruz, ancak
olanların nedenlerini yukarıda belirttik. Rusya'nın ulusal bir felakete sürüklenmesine son vermenin tek yolu, güçlü, örgütlü, ideolojik olarak silahlanmış bir işçi sınıfının önderlik edeceği sosyalist bir devrimdir.

ARKA PLAN
🔹Sonuç ne olursa olsun yaşananlar, Ukrayna'daki savaşın çıkmaza girdiği bir dönemde Rus egemen sınıfı içinde gelişen derin siyasi krizin doğal bir sonucudur.

🔹Sıklıkla vurguladığımız gibi, Ukrayna'daki savaş Ukrayna halkının 'Moskova barbarlarına' karşı savunulması ya da Donbass halkının 'Ukro-faşistlere' karşı savunulması değil, bir yanda Batı'nın diğer yanda Rusya'nın emperyalist çıkarlarının çatışmasıdır. Rusya bu çatışmada Çin sermayesinin arkasında birleşen bir grup ülkeden zımni destek almaktadır - bu da çatışmanın bölgesel değil küresel niteliğini kanıtlayan bir olgudur.

🔹En başından beri, sözde 'özel askeri operasyon' Rus liderler tarafından planlandığı gibi yürümedi. Rusya savaşa zayıflamış olarak girmiştir.
Rusya'nın zayıflığının özel bir nedeni, yakın zamana kadar Donbass sakinlerinin hayatları pahasına, etki alanlarının bölünmesi konusunda 'Batılı ortaklarıyla' pazarlık yapmaya çalışan Rus burjuvazisinin tutarsızlığıdır. Donbass milislerinin 2014 yılında Kiev'de sağcı bir darbenin sonucu olarak ortaya çıkan gerici rejime karşı hücuma geçişini durduranın Rusya olduğunu unutmamalıyız.

Donbass'ı Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine karşı savunmasız bırakan Minsk anlaşmalarını kabul ettiren de Rusya'ydı. Sonuç olarak, Rusya'nın yönetici eliti, Batı emperyalizminin Ukraynalı kuklalarını mümkün olan en iyi şekilde savaşa hazırlamasına izin verdi. Kremlin'in bu politikasının bedeli, her iki tarafta da binlerce emekçi insanın mahvolmuş yaşamlarıdır.

Rusya'nın zayıflığının temel nedeni, Rus burjuvazisinin SSCB'nin çöküşünden bu yana on yıllar boyunca istikrarlı bir şekilde izlediği ekonomik ve sosyal politikadır. Yeltsin ve Putin dönemleri, dışsal özellikler (söylemler, semboller, dış politika açıklamaları vb.) açısından birbirlerinden önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Rusya'nın yönetici sınıfı 21. yüzyılın başından beri hedeflerini yurtsever söylemlerle ve Sovyet halkı için kutsal olan Büyük Yurt Savaşına atıflarla örtbas etmeye çalıştı ve hala da çalışıyor. Ancak özünde bu Rusya'nın doğal ve insan kaynaklarını asalakça kullanan aynı sermaye gücüdür. Putin yönetimindeki burjuvazi, Yeltsin ve oligarşi tarafından yaratılan baskı makinesinin bir simbiyozu olan Sovyet ekonomisinin kontrollü bir şekilde parçalanması sonucunda oluşan sınıfın aynısıdır. Hem Yeltsin hem de Putin döneminde Rus halkının yoksullaştırılması ve hatta yok edilmesi, eğitim sisteminin bozulması, doğal kaynakların yağmalanması ve sanayinin (ordu dahil) yok edilmesi devam etmektedir. Rus askeri işletmelerinin iflasının 2023 yılında bile devam ettiğini söylemek yeterli olacaktır. Kremlin propagandacıları gerçek durumu parlak bir retorikle örtmeye çalışıyorlar ama gerçek değişmiyor: Putin, anavatanımızın soyulması ve yok edilmesinde Yeltsin'in sadık bir mürididir. Ve elbette bu, Silahlı Kuvvetler de dahil olmak üzere çoğu kamu kurumunun içler acısı durumuna yol açmaktan başka bir şekilde sonuçlanamazdı.

🔹Wagner özel askeri şirketi, Rus emperyalizminin resmi askeri güç kullanımının imkansız olduğu durumlarda dışarıdaki çıkarlarına etkin bir şekilde hizmet eden bir aracı olarak ortaya çıktı. Wagner'in temeli, 2013 yılında Rus işadamları tarafından Suriye'deki sözde 'sahaları ve petrol boru hatlarını korumak', aslında bu ülkedeki savaşa katılmak için kurulan Slavic Corps PMC idi. PMC Wagner daha sonra Libya ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Rus emperyalizminin çıkarlarını savundu. PMC Wagner iyi donanımlı ve eğitimli paralı askerlerden oluşmaktadır. Sonuç olarak, savaşın gidişatı Rus askeri personelinin zayıflığını ve düşük motivasyonunu ortaya çıkardığında, iktidar rejimi profesyonel paralı askerlere başvurmak zorunda kaldı.

PMC Wagner, Rus tarafında savaşa en hazır birimlerden biri haline geldi ve bu da sahibinin hırslarını körükledi. PMC'nin adının, 'Kan, Onur, Anavatan' sloganının, temsilcilerinin tekrarlanan kamuoyu açıklamalarının, kurucu ve birçok alt rütbe askerin aşırı sağcı görüşlerine karşılık geldiğini belirtmek
gerekir. PMC Wagner'in Rus egemen sınıfı tarafından yaratıldığını ve uzun süre onun aracı olduğunu, Yevgeny Prigozhin'in ise Vladimir Putin'i şahsen tanıyan ve bu tanışıklık sayesinde bazı ayrıcalıklara sahip olan büyük bir işadamı olduğunu da vurgulamalıyız.

🔹Askeri bir maceraya dahil olan Rus burjuvazisi yine de tutarsızlık gösterdi, manevra yapmaya çalıştı ve 'bir anlaşmaya' varmanın yollarını aradı. Bu, herhangi bir sonuç doğurmayan 'kırmızı çizgiler' hakkındaki sayısız açıklamadan ve düşmanın askeri-politik liderliğine karşı saldırıların yokluğundan bakarak anlaşılabilir. Böyle bir politikanın bedeli sonuçsuz fedakarlıklardır.

Bütün bunlar gözden kaçmadı.

SONUÇLAR
🔹Ukrayna'daki savaşın Rusya açısından talihsiz seyri, yönetici sınıf içindeki merkezkaç eğilimleri güçlendirdi. Rus oligarkların bir kısmı Kremlin'den uzaklaşmak ve Batı'ya sadakat göstermek için acele etti. Diğer kısım hala başkanın arkasında. Üçüncü kısım ise Kremlin'in temkinli ve gönülsüz politikasından memnun değil ve sert önlemler görmek istiyor.

🔹Prigozhin'in PMC'sinin isyanı, savaşta belirleyici bir dönüm noktası uğruna acil önlemler almayı amaçlayan burjuvazinin belirli bir grubunun çıkarlarını yansıtmaktadır. Bu, faşist bir diktatörlüğün, yani büyük mali sermayenin en şovenist ve gerici grubunun doğrudan terörist diktatörlüğünün derhal kurulmasını gerektirmektedir.

🔹Aynı zamanda Prigozhin'in davranışları, sözde 'özel operasyonun' amaç ve yöntemlerini eleştirmesi, bu grubun Batı ile pazarlığa katılmaya ve belki de uzlaşma için daha uygun koşullar sunmaya hazır olduğunu düşündürmektedir. İsyanın, Rusya'nın batı sınırı boyunca NATO askeri varlığının eşi benzeri görülmemiş bir şekilde arttığı ve nükleer silahların kullanılmasına yönelik sürekli tehditlerin olduğu bir dönemde gerçekleşmesi önemlidir.

🔹Bununla birlikte, Rusya'daki mevcut rejim de defalarca uyardığımız faşizme doğru ilerlemektedir. Başka bir deyişle, her iki taraf da faşist bir diktatörlük kurmakla ilgilenmektedir. Tek fark, Rusya'yı faşizmin nihai kuruluşuna kimin, ne zaman ve hangi araçlarla götüreceğidir - ister mevcut rejim tarafından kurulan, beceriksiz ve yozlaşmış bir bürokratik aygıt tarafından yüklenen 'yukarıdan' faşizm olsun, isterse de PMC haydutları tarafından gerçekleştirilen anarşi unsurlarına sahip faşizm olsun.

🔹Dolayısıyla, Rusya'da başlayan askeri çatışma ne bir 'iç savaş' ne de bir 'devrim'dir, daha ziyade Rus burjuvazisinin faşizm için çabalayan iki gerici grubu arasındaki bir mücadeledir. Bu çatışmanın her iki tarafı da emekçi halka acı ve ölüm getirmektedir. Her iki taraf da, tüm çelişkileriyle birlikte, birbirlerine Rusya halklarından çok daha yakındır.

🔹Ülkedeki işçi hareketi hala zayıftır. Komünistler de zayıf ve parçalanmış durumdadır. RKSM(b)'nin diğer komünist gruplarla birlikte yürüttüğü ideolojik, politik ve örgütsel konsolidasyon çalışması henüz tamamlanmamıştır.

Bu koşullarda komünistlere düşen temel görevler şunlardır:
    ▪️Her durumda, burjuvazinin birbiriyle boğuşan gruplaşmalarından hiçbirini desteklememek. Böyle bir desteğin zararlı etkilerini işçilere ve gençlere açıklamak. Bu mücadelede kazanan kim olursa olsun, sıradan vatandaşlar için sonucun sosyal güvenliğin kötüleşmesi ve daha fazla baskı olacağını açıklamak.
    ▪️İşçi sınıfı ve ordu ile bağları her gün güçlendirmek. Propagandayı onlar arasında yorulmadan yaymak, sınıf hedeflerini ve olup bitenlerin anlamını açıklamak. Propaganda çalışmaları sırasında, Rusya Federasyonunun faşist diktatörlük koşullarına her zamankinden çok daha yakın olduğunu göz önünde bulundurarak dikkatli davranmak.
    ▪️Fabrikalarda işçilerin öz-örgütlenmesini teşvik etmek, yasadışı ilan edilmeden önce yeni işçi örgütlerinin kurulmasını teşvik etmek.
    ▪️Savaş bölgesinde ya da yakınında bulunan bölgelerde, işçilerin düzeni sağlamak için öz savunma birimleri oluşturmalarını teşvik etmek.

Önemli sınıf mücadeleleri daha henüz önümüzde.

*RKSM(b) Merkez Komitesinin 24 Haziran 2023 tarihli açıklaması ETHA Çeviri Grubu tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.