24 Kasım 2024 Pazar

Venezuela Marksist Leninist Komünist Partisi ülkedeki karmaşık durum ve sonuçları üzerine*

Venezuela halkı, her çeşit senaryo karşısında direnmeye ve savaşmaya devam edecek; işçi sınıfı, biz Marksist-Leninistler ve özellikle de partimiz, proletaryanın kendisinin ve çoğunluğun çıkarlarını korumak için girişeceği eylemlerin meşruluğu ve korkuluklara saldırarak güçlerin dağılmasına yol açmaktansa halklarımızın ortak ve esas düşmanına karşı koyma yönündeki bölgesel karakter taşıyan taktikler temelinde, bölgedeki mevcut çelişkilerin büyümekte olan mücadelenin koşullarını yarattığı bilinciyle işçi sınıfının ve halkların birliği için savunmayı örgütlemektedir.
Partimizin liderliğinin çeşitli ulusal ve uluslararası açıklama ve platformlarda belirttiği üzere, ülkedeki temel çelişkiler keskinleşiyor. Bu durum, ABD hükümetinin ve onun uşaklarının son günlerdeki eylemlerinin ardından daha büyük bir ihtiyatla takip ediliyor. Emperyalist politikaların her geçen gün daha da açık bir hâl alması dünya, bölge ve şimdi de Venezuela halklarına karşı müdahaleci, saldırgan ve halk düşmanı olarak gelişen bu hareketin etkilerine dair duyulan olası tüm şüphelerin ortadan kalkmasını mümkün kılmaktadır. Uygulanmasında ulusal burjuvaziye ve her şeyden çok toplumun çoğunluğunu oluşturan işçilerin üzerinde etkisi olan yerel ve bölgesel kurumlara dayanan bu politikalar, ekonomiye ve topluma ciddi zararlar vermiştir.
 
Aşırı gerici Trump yönetimi, kendi kaderini tayin hakkına karşı tutum alan ve kukla Almagro'nun Amerikan Devletler Örgütü’ndeki (OAS) lanetlenecek hareketini savunan bazı satılık hükümetlerin ve aynı zamanda tekellerin sunacağı desteğe güveniyor. Bu arada, bu hükümetler ülkelerinde toplumun çoğunluğuna yönelik sömürüyü ve baskıyı arttırmak için IMF tarafından tasarlanan halk düşmanı önlemleri uyguluyorlar. Bu, tüm devrimcilerin bugün hangi tarafta olması gerektiği konusunu her geçen gün daha da net bir hale getiriyor.
 
Bölgesel durumda ortaya çıkan bu temel çelişki, genel olarak emperyalist baskı ile emperyalizme bu bağımlılıktan kurtulma mücadelesi arasındadır. Bu çelişki özellikle emperyalizm ile, esasen de geleneksel olarak egemenliğini koruyan ABD emperyalizmi ile sömürülen çoğunlukların çıkarları arasındaki bir mücadele haline geliyor. Bu mücadelede, sömürülen halk bazen reformist, revizyonist projeleri, diğer zamanlarda da devrimci çizgiyi destekliyor. Devrimci çizginin desteklenmesi ise, büyük ölçüde, gerçek komünistler için Üçüncü Enternasyonal'in çizgisi olan doğru taktiklerin uygulanmasına bağlıdır. Kuruluşundan 100 yıl sonra, bu, proleteryayı dünya ezilenlerinin tam kurtuluşu yürüyüşünde birleştiren, büyük emperyalist sermaye ve gelişen faşizm tohumlarıyla yüzleşmek için kuvvetlerin birliğini öne çıkaran taktiklerle güncel ve geçerli kalmaya devam ediyor.
 
Venezuela'da, ABD-AB emperyalist bloğuna karşı mücadele, farklı toplumsal sınıfları içeren doğrudan mücadelelerin sürekli yükselmesiyle birlikte iyi bir ilerleme sergiliyor. Esasen bu, hükümetin kontrolünü her ne pahasına olursa olsun yeniden ele geçirmek isteyen geleneksel Yankee yanlısı burjuvazi ve ulusal taleplerin farklı tezahürlerini barındıran çok yönlü eğilimler arasındaki mücadele üzerinden ana akım medyada ifadesini buluyor. Bu, proletaryanın ve halk kitlelerinin amaçlarını ikincil bırakarak Çin-Rusya bloğuna yakın durmada da kendisini göstermiştir. Ancak, ifade etmemiz gerekir ki bizler sokaktayız, temel mücadelelerde, ana meselelerde ve toplumsal seferberlikte yerimizi alıyoruz. Bu durum, ulusal kurtuluş ve sosyalizm için halkçı mücadele hattını güçlendirmede büyük olanaklar yaratmaktadır. Olanaklar devrimci güçlerin önüne büyük bir meydan okuma olarak çıkarken bu meydan okumada bizler devrimci halk hareketinin daha üst düzeyde örgütlülüğünü ve hareketliliğini sağlamak ve sağlamlaştırmak için durmaksızın çalışıyoruz.
 
Biz Marksist-Leninistlerin, sınıf bağımsızlıkçı politik çizginin güçlenmesi için halkın güvenini kazanmayı sürdürme görevi var. Bu görev, ABD-AB emperyalist bloğuna karşı direnişi örgütlemenin yanı sıra halk kitlelerinin yaşam koşullarını iyileştirme mücadelesinde Marksist-Leninistler’in kendi güçlerinin ve ittifak içindeki güçlerinin biriktirilmesini gerektiriyor. Bunun başarılması, Marksist Leninistler’in düşmanlarını, yaşanan zorlukların nedeni olan ve daha yüksek düzeydeki kapitalizmi ve emperyalizmi, onun iç ve dış suç ortaklarını tanımlamasına katkı sunacaktır. Venezuela proletaryası, emperyalizmin saldırısı altındaki bir hükümetten talepleri ile birlikte eleştirel bir destek sunma pozisyonuyla, işçi sınıfının, köylülerin ve halkın stratejik hedeflerine ulaşma konusunda daha açık ve net bir şekilde sayısız zorluklar altında ilerlemektedir.
 
Taktiklerimizi, mevcut koşulların en nesnel değerlendirmesine göre uyarlıyoruz. Mücadelenin en alt zemininden başlayarak partimiz, sadece ekonomik krizin sonuçlarının ve artan emperyalist saldırganlığın değil aynı zamanda hükümetin önceki ve şimdiki politikalarındaki yanlışlıklarının ve devrimci hareketin zayıflığının belirlediği karmaşık bir siyasi durumun içinden geçtiğini kavramış durumdadır. Devrimci hareketin son 20 yılda gösterdiği gelişmeye rağmen ülkedeki mevcut duruma ek olarak, burjuva devlette yapısal bir sorun bulunmaktadır. Devlet, politik güç odaklarının rakiplerini bastırıp paralel bir iktidar olarak ortaya çıkma kabiliyeti gösterebilmesinde kendini ortaya koyan bir çözülme süreci yaşamaktadır. Yapısal düzeydeki bu çatışmanın kısa vadede çözülemeyeceğini ortaya seren bu durum aynı zamanda köklü değişikliklerin gerçekleşme imkanının da açıldığını göstermektedir. İşte bu nedenle bizler aynı zamanda stratejik bir perspektif üzerine de çalışmak zorundayız.
 
Son günlerde yaşanan olaylar, devletin çözülmeye uğradığı yönündeki tezimizle birlikte ABD-AB emperyalist bloğu ve onun uşaklarının rolünü doğrular niteliktedir. Onlar, kendi iç mücadelelerinin ortaya çıkardığı çelişkilere rağmen, Venezuela'nın içinden geçtiği ekonomik, politik ve toplumsal karışıklıktan yararlanma çizgisini sürdüyor, devletin çözülme sürecine katkıda bulunuyorlar. Bu süreç her geçen gün derinleşmekte; ülke zenginliklerinin emperyalist güçler arasında paylaşılması yönündeki bir pazarlığa, dış saldırganlığın ortaya çıkmasına, darbeye ve hatta devrimci bir duruma bile yol açmaktadır. Ülke tarihinin diğer dönemlerinde yaşandığı üzere bu süreç, çelişki içindeki farklı eğilimler arasında yaşanan mücadelenin ve de popüler aktörlerin ortaya çıkmasının bir sonucudur.
 
Şiddet haline yol açan bu senaryolar karşısında tüm devrimci, yurtsever ve demokratları, dünya işçi ve köylülerini, Venezuela halkının direndiği ve mücadele ettiği gerçeğinden emin bir şekilde, somut dayanışma koşullarını hazırlamaya çağırıyoruz. Venezuela halkı, her çeşit senaryo karşısında direnmeye ve savaşmaya devam edecek; işçi sınıfı, biz Marksist-Leninistler ve özellikle de partimiz, proleteryanın kendisinin ve çoğunluğun çıkarlarını korumak için girişeceği eylemlerin meşruluğu ve korkuluklara saldırarak güçlerin dağılmasına yol açmaktansa halklarımızın ortak ve esas düşmanına karşı koyma yönündeki bölgesel karakter taşıyan taktikler temelinde, bölgedeki mevcut çelişkilerin büyümekte olan mücadelenin koşullarını yarattığı bilinciyle işçi sınıfının ve halkların birliği için savunmayı örgütlemektedir.
 
Sosyalizm yalnızca iktidardaki işçi-köylü ittifakı ve silahlı halk ile inşa edilir! 
 
*Venezuela Marksist Leninist Komünist Partisi (PCMLV) Politbüro’nun Venezuela’daki gelişmeler üzerine yaptığı açıklama Amerikan Emek Partisi internet sitesi The Red Phoenix’te 27 Ocak 2019’da yayınlandı. Ivana Benario açıklamayı ETHA için çevirdi.