16 Kasım 2024 Cumartesi

Urfa'da 733 çocuk istismara uğradı: 'Müslümanım' diyen tahliye oluyor

Urfa Barosu, 2019 yılında cinsel istismar ve tecavüze uğrayan 733'ü çocuk 782 kişi için avukat görevlendirildi. Baronun Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Halil Güneş, verilerin kısmi olduğunu vurgularken, komisyon üyesi Avukat Melis Can Güneş ise "Müslümanım diyen tahliye ediliyor" diyerek cezasızlık politikasına dikkati çekti.

Urfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, 2019 yılı içerisinde kentte 782 tecavüz ve istismar vakası nedeniyle müdafi avukat ataması yapıldığını, bunların 733'ünün 4 ile 18 yaş aralığında çocuk olduğunu kaydetti. Tecavüz ve istismara maruz kalanların 570'inin kız çocuğu, 163'ünün ise erkek çocuğu olduğunu belirten komisyon, aynı dönemde 18 ile 25 yaş aralığında 44 kadın ve 2 erkeğin, 25 yaş üstü ise 3 kişinin tecavüze maruz kaldığını aktardı.

Mezapotamya Ajansı'ndan Barış Polat'ın haberine göre Urfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Halil Güneş, istismar ve tecavüz kavramalarının ayırt edilmesi gerektiğini belirterek, istismarın çocuğa karşı yapılan ve çocuğun kötü hissetmesine neden olan hareket anlamı taşıdığını, çocuk üzerinden haz amaçlı yapılanın ise tecavüz olduğunu söyledi. Dünya ve Türkiye Anayasası'nda konuyla ilgili mevcut cezaları hatırlatan Güneş, buna rağmen vakaların sürmesini dehşet verici olduğunu ifade etti. Verilerin kısmi olarak elde edildiğini ve benzer olayların örtbas edildiğini dile getiren Güneş, vakaların sessiz bir şekilde kapatıldığına değindi.

'BİR POLİTİKANIN SONUCU'
Bölgede çocuk istismarı ve tecavüzün yaygınlaştığına dikkati çeken Güneş, "Bu bir politikanın sonucudur. Çocuğun tecavüz ve istismar edilmesinde ülkenin eğitim durumu ve ekonomisi etkilidir. Tecavüz ve istismar vakalarını rehberlik hocaları ortaya çıkarıyordu. Ama iktidar jet hızı ile kanun getirerek, rehber hocaların sınıfını, statüsünü, sıfatını değiştirdi. Rehber öğretmenlerin bu tür vakaları ortay çıkarmalarının önünü kestiler. Bu şekilde suçun ortaya çıkmasını engelliyorlar. Ama Anayasa'da bu suçu bildirmeyenlere yönelik cezalar mevcuttur. Bir doktorun, bir öğretmenin, bir kamu görevlisinin bu suçu bildirmemesinin cezası var. Ama bunu bir şekilde bertaraf ettiler. Bugün kanunlarda, bu suça ilişkin cezalar var. Cezalar uygulanmıyor. Bu suçu işleyeneler mahkeme salonlarına takım elbise giyerek geldiklerinde, cezalarında indirime gidiliyor" dedi.

KAMU DÜZENİNE AYKIRI
İstismar ve tecavüze ilişkin okullarda düzenlemek istedikleri seminer için yaptıkları başvuruların, Urfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından "Kamu düzenine aykırı" gerekçesiyle reddedildiğini aktaran Güneş, "Amacımız çocuğa ulaşarak, farkındalık yaratıp, bu olayların bitmesini sağlamaktı. Bu konuyle ilgili çalışmaları sorduğumuzda 'var' diyorlar. Ama şimdiye kadar görmedik. Bölgede yaşanan bu tür vakalar, karşılıklı uzlaşıya gidilerek çözülmeye çalışılıyor" diye belirtti.

CEYLANPINAR VAKASINI HATIRLATTI
Komisyon üyesi Avukat Melis Can Güneş de, tecavüz ve istismar vakalarında cezasızlık politikalarına, 5 Şubat'ta Ceylanpınar'da 4 çocuğa tecavüz ederek, fuhuşa zorlayan 5 kişinin tahliye edilmesini hatırlatarak dikkat çekti. Güneş, suçun sabit olmasına rağmen mahkemenin tahliye kararı vermesinini hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Dosyaya müdahil olma taleplerinin de, "Zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddedildiğini söyleyen Güneş, "Çocuklara karşı işlenen suç sabitti. Çünkü 4 sanığın kolluktaki ifadelerinde suçu itiraf etmişler. Mahkemeye çıkarılan sanıklar 'biz işkence altında bu ifadeleri verdik' demeleri üzerine, mahkeme 4 kişiyi de tahliye etti. Bu usule uygun değildir. Mahkemenin tahliye kararı hukuka aykırıdır. Mahkeme çocukların hastaneye götürülmesini ve yaş tespitlerinin yapılması gerekçesi ile bu kişilerin tahliyesini verdi. 2018 tarihinde yaşanan bu olaya ilişkin, çocuklar ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmayıp bir rapor dahi hazırlanmamış" diye konuştu.

'MÜSLÜMANIM DİYEN TAHLİYE EDİLİYOR'
Sanıkların, "Ben Müslümanım asla böyle bir şey yapmam" diyerek talepte bulunmaları üzerine tahliye edildiklerini vurgulayan Güneş, şunları söyledi: "Mahkemeler, STK'leri, baroları, kurum ve kuruluşları mahkeme salonlarından uzak tutarak, cezasızlık politikası uyguluyor. Müdahillik talebimizi reddederek, bizi mahkemeden uzak tutuyor. Bu tahliyeler, bölgedeki mahkemelerin tutumunu gösteriyor. Mahkemelerin sanıkları tahliye etmesi, erk zihniyeti güçlendirerek, kişileri bu suça teşvik ediyor. Bizleri her ne kadar mahkeme salonlarından uzak tutmaya çalışsalar da, bu dosyaların takipçisi olmaya devam edeceğiz."