26 Nisan 2024 Cuma

Tutsak yakınları üç kentte adliye önünde adalet istedi

Tüm engellemelere rağmen Adalet Nöbeti'ni sürdüren tutsak yakınları Diyarbakır, İzmir ve Van'da adliye önünde buluştu. Tutsaklar için adalet talebini yineleyen aileler, mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti. 

Hasta ve infazı yakılan tutsakların yakınlarının Diyarbakır, Van ve İzmir'de başlattığı Adalet Nöbetleri sürüyor. 

Van Adliyesi önünde açıklama yapmak isteyen tutsak yakınları polis tarafından ablukaya alındı. Halkların Demokratik Partisi  (HDP) Van İl Örgütü, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van İl Örgütü, Van Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) üyeleri ile HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan'ın yer aldığı kitlenin bina önüne geçişi engellendi.

Van Valiliği'nin yasaklama kararını gerekçe olarak öne süren polis, grubun adliye binası önünde açıklama yapmasına izin vermedi. Aileler, polisin engelleme tutumunu alkışlarla protesto etti.

İZMİR
İzmir'deki Adalet Nöbeti'nin 81. günü ise İzmir Adliyesi önünde devam etti. Adliye önünde bir araya gelen ailelere Halkların Demokratik Partisi (HDP) Konak ve Torbalı ilçe örgütleri destek verdi. Aileler, "Ji girtiyên nexweş re azadî (Hasta tutuklulara özgürlük)" yazılı önlükler giyerken, sık sık, "Bijî berxwedana zindana", "Hak hukuk adalet" sloganları attı.

Deniz Poyraz'ın annesi Fehime Poyraz, hapishanelerdeki tecridin bir an önce son bulmasını istedi. Poyraz, "Cezaevlerinde yaşanan baskılara karşı Adalet Nöbetini sürdürüyoruz. Cezaevlerinde çocuklarımız hastalanıyor, tedavileri sağlanmıyor. İnfazları tamamlanan tutuklular serbest bırakılmıyor, bu kötü muamelelere son verilsin. Artık yeter diyoruz. Cezaevlerinde Aysel Tuğluk olmak üzere binlerce ağır hasta tutuklu var. Bunlar bir an önce serbest bırakılsın. Bu yaşananları daha ne kadar sürdürecekler? Biz aileler olarak bu baskılar son bulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Tutsak yakını Hanife Gümüş de, oğlunun 24 yıldır hapishanede olduğunu ve birçok hastalıklarına rağmen tedavisinin sağlanmadığını vurgulayarak, çocuklarının bilinçli olarak kendilerinden uzak illere götürüldüğünü ifade etti. Gümüş, "Biz barış anneleriyiz, barış istiyoruz. Yaşanan savaşları durdurun. Bu kan akmasın, kan akıtmakla bir yere varılmaz, bu zulüm üzerimizden kalksın artık. Kimse ağlamasın. Çocuklarımız cezaevlerinde ölümle burun buruna.  Kimsenin cenazesi cezaevlerinden çıkmasın. Çocuklarımızla telefonda bile konuşamıyoruz. Konuşmalarımız yarıda kesiliyor" dedi. 

Konuşmaların ardından bir süre devam eden oturma eylemi yaptı. 

DİYARBAKIR
Adalet Nöbeti'nin 227. gününde Diyarbakır Adliyesi önünde buluşan ailelere Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Tutuklu Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) üyeleri de eşlik etti.

Tutsak yakını Reşahat Ada, eylemlerinin 8 aydır sürdüğüne işaret etti. Ada, "Çağrımız Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığınadır; Neden zulüm gözlüklerini takmışsınız? Neden gelip halimizi sormuyorsunuz? Yine siyasi partilerimize çağrımız var gelip sesimize ses olsunlar. Adalet ve barış istiyoruz. Bugün zor ve zulüm çocuklarımızın üstünde. İnfazları yakılıyor. Çocuklarımızın tabutlarını almak istemiyoruz" dedi.

Hapishanelerde yaşanan ölümlere dikkati çeken Ada, "Bugüne kadar 18 tabut geldi. Şu dakikadan sonra tabut gelmesini istemiyoruz. Çocuklarımızın infazları yakılmasın, tedavileri yapılsın. Bu zulmü kabul etmiyoruz.  Çocuklarımızın onurlu mücadelesinin arkasında olacağız" dedi.

Bir diğer tutsak yakını Herdem Mervanî ise, yakınlarının tahliyesini istedi. 227 gündür muhatap bulamadıklarını ifade eden Merwanî, "Bizim muhatabımız kim? Bugün kime sorsanız herkes bu soruna çözüm talep ediyor. Soruyoruz; Bu sorunu çözmek istemeyen kim? Bugüne kadar hiçbir talebimize cevap verilmedi. Bunun yanında hasta tutuklularımızı başka şehirlere sürgün ediyorlar. Aileler de cezalandırılıyor. Biz onların serbest bırakılacağı günleri bekliyoruz. Siyasi partilere sesleniyoruz; Ellerini vicdanlarına koysunlar, sesimizi duysunlar. Her geçen gün hasta tutukluların durumu daha da ağırlaşıyor. Bu tutuklulardan biri de babam. Sizin de babanız 30 yıl cezaevinde kaldı mı ya da siz hasta olan babanızı 30 yıl beklediniz mi?" diye sordu.