15 Ekim 2025 Çarşamba

Türkoğlu'ndan umut hakkı yürüyüşüne katılım çağrısı

DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Türkoğlu, Diyarbakır'da düzenlediği basın toplantısında, Rojin Kabaiş'in katledilmesinin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen faillerin gizlenmesine tepki gösterdi, kadınların bugün ve yarın gerçekleştireceği eylemlere katılım çağrısı yaptı. Türkoğlu, Kürt halk önderi Öcalan'ın umut hakkı için 1-7 Ekim tarihleri arasında Diyarbakır'dan Ankara'ya yürüyüş düzenleneceğini duyurdu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, partisinin Diyarbakır'daki il binasında basın toplantısı düzenledi.

Üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in 27 Eylül 2024 tarihinde kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedenine ulaşıldığını hatırlatarak konuşmasına başlayan Türkoğlu, üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen faillerin açığa çıkarılmadığını, cinayetin aydınlatılmadığını söyledi. Rojin'in ailesi, arkadaşları ve kadınların bir yıldır "Rojin Kabaiş'e ne oldu" diye sorduğunu hatırlatan Türkoğlu, Rojin'in bedeni üzerinde iki erkeğe ait DNA tespit edilmesine rağmen bu kişilerin ortaya çıkarılmamasına, yetkililerden tek bir açıklama yapılmamasına tepki gösterdi. "Neredeyse her gün yeni bir delil çıkarken erkek egemen yargı, dosyaya gizlilik kararı getirerek bir kez daha bu cinayetin üstünü örtmek istediğini göstermiştir. Şüpheli kadın ölümü diye bir şey yoktur; aydınlatılmayan, üstü örtülmek istenen kadın cinayetleri vardır" diyen Türkoğlu, dosyadaki gizlilik kararının failleri gizleme amacı taşıdığına vurgu yaptı. "Bu dosyada gizlemek istediğiniz nedir? Korumak istediğiniz kimlerdir? Rojin'in üzerinde bulunan bulgular kime aittir" sorularını yönelten Türkoğlu, bugün ve yarın çok sayıda kentte kadınların sokaklara çıkacağı bilgisini paylaştı.

'ÜNİVERSİTELİ GENÇ KADINLARIN TALEPLERİ BİZLERİN DE TALEBİDİR'
Rojin'in katledilmesini üniversiteli genç kadınların yaşamlarının nasıl bir tehlike altında olduğunun göstergesi olduğunu söyleyen Türkoğlu, Cevizlibağ Atatürk Kız Yurdunda genç kadınların dolap kilitlerinin kırılarak gerçekleştirilen saldırıya göz yumanların kadınların yaşamlarını koruyamayacağına işaret etti. Türkoğlu, "Bugün yurtlarda kız öğrencilerin birbirleriyle gösterdikleri dayanışma bu sistemin hedefi oluyor. Üniversitelerde oluşturulan kolektiflerden ve dayanışma kulüplerinden tutun da lavabolara konulan ped kutularına kadar kadınların bu dayanışması hem yurt yönetimleri hem kayyım rektörler tarafından hedef alınmaktadır. Çünkü kadınların yalnızlaştırılmasını istemektedirler. Bir kez daha vurguluyoruz: Üniversiteli genç kadınların ücretsiz yurt, barınma, eğitim ve yemek talepleri bizlerin de talepleridir. Çözülmesi gereken sorunlardır. Yurtlarda kız öğrencilerin yaşamlarının korunması için gerekli tedbirler derhal alınmalıdır. Aksi durumda yaşanan her türlü olumsuzluktan bu iktidar sorumludur" diye ekledi.

'CİNSİYETÇİ MÜFREDATI KABUL ETMİYORUZ'
Yoksulluk krizine işaret ederek, kreş, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitede eğitim görenlerin ailelerinin eğitim. beslenme masraflarını karşılayamadığını söyleyen Türkoğlu, bu gerçek sorunlarla ilgilenmeyen Milli Eğitim Bakanlığı'nın tek derdinin kız ve erkek çocukların birbirinden ayrı olacakları pilot uygulama ortaokulları açmak olduğunu belirtti. Kadın eğitim emekçilerinin okullarda nasıl giyineceğine dair yayımlanan genelge çıkarılırken, kız çocuklarının, üniversiteli genç kadınların sorunlarıyla ilgilenilmediğini kaydeden Türkoğlu, "Bizler cinsiyetçi eğitim modeli ile sunulan müfredatı asla kabul etmiyoruz. Fırsat eşitliğine dayalı bilimsel ve anadilinde bir eğitim modelinde ısrar ediyoruz" taleplerini dile getirdi.

Sağlık alanında yaşanan sorunlara, sağlıkta cinsiyetçi politikalara da dikkat çeken Türkoğlu, kadın katliamlarındaki artışa işaret ederek şunları söyledi: "Şiddet gören kadınların şikayetleri görmezden gelinerek cinayetlerin önü açılıyor. Kolluğun görevini yerine getirmesi bir yana, bizzat kolluk eliyle işlenen suçların üzerinin örtbas edilmesi bu iktidarın politikası olmuş durumdadır. Kadın katliamları cezasızlık politikalarıyla meşrulaştırılmak, normalleştirilmek isteniyor. Daha önce de defalarca söyledik. En son İzmir'in Urla ilçesinde Ramazan Ümit Görgülü, Selin Angu'yu ateşli silahla katletti ve iki kişiyi yaraladı. Bu cinayette fail yalnızca tetiği çeken değildir; faile bu cesareti veren, yasaları uygulamayan ve cezasızlık politikalarıyla failleri ödüllendiren sistemdir. Bu sistemin yürütücüleri yaşanan cinayetlerin ve şiddetin asıl sorumlusudur."

Türkoğlu konuşmasında, Afganistan'da Taliban, İran'da faşist molla rejiminin kadınlara dönük saldırılarını da hatırlattı.

'ÖZGÜR BASIN EMEKÇİSİ KADINLARIN KALEMİNİ HİÇ KİMSE SUSTURAMAZ'
Tacizcileri, tecavüzcüleri teşhir eden, gerçek haberleri toplumla ve kadınlarla buluşturan özgür basın emekçisi kadın gazetecilerin ölümle tehdit edildiğini söyleyen Türkoğlu, Şehriban Aslan'ın "Çocukları kaçırılan aile: Can güvenliğimiz yok", Öznur Değer'in "Van'da şantaj çetesi: Özcan Pulat kim" başlıklı haberleri nedeniyle tehdit edildiğini fakat, tehdit edenlere dokunulmadığını söyledi. DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, "Özgür basın emekçilerine yönelik bu saldırılar erkek egemen zihniyetten, bu zihniyetin uyguladığı politikalardan bağımsız değildir. Bizler DEM Parti Kadın Meclisi olarak kadın gazetecilerin yanında olmaya, dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz" dedi.

'SİYASİ TUTSAKLAR İLE BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM SÜRECİNE YAKLAŞIM AYNI'
Sincan ve Bakırköy kadın kapalı hapishanelerinde siyasi tutsaklara dönük saldırı ve hak gasplarına değinen Türkoğlu, kadın tutsakların infazlarının ertelenmesinin kabul edilir olmadığına vurgu yaptı. Türkoğlu, "Defalarca söyledik; cezaevlerinde İdare ve Gözlem Kurulu adı altında kurulan birim ve bu birimlerde yer alan kişiler tahliyeleri engelleyerek suç işliyor. Bu keyfi tutum, tamamen insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Adalet Bakanı ve yetkili kurullar bu suça sessiz kalarak ortak olmaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmeli, tahliye edilmesi gereken siyasi tutsaklar derhal özgürlüğüne kavuşmalıdır. Siyasi tutsaklara yaklaşım Barış ve Demokratik Toplum Sürecine yaklaşımı da göstermektedir" diye konuştu.

Faşist İYİP Milletvekili Turhan Çömez'in gazeteci, yazar Yüksel Genç'in hedef almasına da tepki gösteren Türkoğlu, son olarak Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasına önemine vurgu yaptı. Öcalan'ın sürecin baş aktörü olduğunu söyleyerek, Meclis'te kurulan komisyonda Öcalan'ın dinlenmesi talebini yineledi. "Umut hakkı derhal uygulanmalıdır" talebini dillendiren ve bunun sürecin önünü açacağını söyleyen Türkoğlu, süreçteki tıkanmaya da işaret etmiş oldu.

Türkoğlu son olarak, TJA'nın 1-7 Ekim tarihleri arasında Diyarbakır'dan Ankara'ya "Umutla özgürlüğe yürüyoruz" şiarıyla yürüyüş düzenleyeceğini hatırlatarak kadınlara, gençlere, halklara katılım çağrısı yaptı.