25 Kasım 2024 Pazartesi

Suruç aileleri: Adalet için birlikte mücadele etmeliyiz

Yargılamanın kendileri için işkenceye dönüştüğünü belirten aileler 20 Temmuz'da yapılacak anma etkinliklerinde kamuoyuna katılım çağrısı yapan Suruç aileleri ancak birlikte mücadele edildiği takdirde Suruç başta olmak üzere tüm katliamların aydınlatılabileceğini söyledi.
"Beraber savunduk beraber inşa ediyoruz" diyerek yola çıkan gençlerin Suruç Amara Kültür Merkezi'nde IŞİD'in canlı bomba saldırısı ile katledilmesinin üstünden 3 yıl geçti. Katliamın sanıkları keyfi yargılamalarla ödüllendirilirken ailelerin adalet arayışı devam ediyor.
 
Suruç aileleri adalet arayışlarını ETHA'ya anlattı.
 
MAHKEMELER TARAFLI
Nazegül Boyraz'ın eşi Bayram Boyraz, "Suruç'tan Kobanê'ye geçeceklerdi. Bu devletin gözü önünde polislerin 500 metre ilerisinde canlı bomba gelip elini kolunu sallayarak canlarımızı aramızdan alalı 3 sene oldu. 33 yol arkadaşımızın, çocuğumuzun ölümü ile Türkiye'de katliamlar dönemi başladı. Katliamı yapanlar belli ve mahkeme devam ediyor ama heyet bile yargılamasını ciddiye almıyor. Mahkeme Başkanı Sanığa "Oradan mı katılmak istiyorsun buraya mı gelmek istiyorsun" diye yönlendirme yapıyor.
 
Mahkemelerin adaletinin taraflı olduğunu söyleyen Boyraz, "O güzel insanları bir daha anmak, anılarını tazelemek ve mücadelelerini sürdürmek için bütün insanların yanımızda olmasını istiyoruz" dedi.
 
YARALILARA 'SEN NE ZARAR GÖRDÜN' SORUSU
Hatice Ezgi Saadet'in babası Ali Sadet, mahkemenin hiç yol kat etmediğini ve yaralıların davaya müdahillik taleplerinin red edildiğini ve 'Sen ne gibi zarar gördün' diye hakimin azarlarcasına konuştuğunu belirtti.
 
Mahkemenin görüldüğü Hilvan hapishane kampüsünde polis ve jandarmanın davranışlarının acımasızca ve düşmanca olduğunu söyleyen Sadet, "Çocuğumun orada neden, kimler tarafından ve devletin içerisinde kimlerin parmağı olarak katledildiğini açığa çıkaracağım" dedi.
 
Suruç avukatları Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar'ın tutuklanmasına değinen Sadet, "Savunmamızı gerçekleştiren ve tüm belgelerimizin ellerinde olduğu avukatlarımızı tutukladılar" diyerek 16 Nisan'da avukatların mahkemesinde olacaklarını ifade etti.
 
"Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Roboski'nin katilleri bulup yargılansaydı Suruç olmayacaktı. Suruç'un üzerine gidilseydi Ankara ve İstanbul katliamı olmayacaktı" diyen Sadet, "20 Temmuz'da tüm toplumu yanımızda olmaya çağırıyorum" dedi.
 
AMBULANS YERİNE POLİS SALDIRISI GELDİ
Çağdaş Aydın'ın babası Fethi Aydın, Suruç Katliamı'nın planlı ve organize bir katliam olduğunu söyledi ve "Polisler yaralılarımıza ambulans gelmesine çalışacağı yerde, gaz bombası ve tazyikli sularla saldırdı. Çocuğuma zamanında müdahale edebilseydik belki benim çocuğum yaşayacaktı" dedi.
 
Kendisinin de Suruç'ta yaralandığını hatırlatan Aydın, "Yaralı olduğum halde ambulans beni almadı. Halktan biri pikabı ile birlikte hastaneye birlikte götürdü" diye belirtti.
 
Aydın son olarak şöyle dedi: "Mahkemede yaşadığımız bir komediye, tiyatroya benziyor aslında. Katliamlara dur demek için mutlaka çocuklarımızın yanında olalım, onlarla birlikte hareket edelim ki yeni katliamlara yol açılmasın."
 
36 AYDIR HUKUK MÜCADELESİ SÜRÜYOR
Nazlı Akyürek'in amcası Mahmut Akyürek, "36 ay geçmesine rağmen hala hukuk mücadelemiz devam ediyor. Dosyaya 21 ay boyunca gizlilik kararı konuldu. Hukuk mücadelemiz sonucunda kaldırıldı" dedi. Akyürek, Suruç Amara Kültür Merkezi'nde yapılacak anmaya ve Suruç şehitlerinin illerde mezar anmalarına tüm halkın katılması çağrısı yaptı.
 
MAHKEMEDE YÜZBAŞINDAN AİLELERE TEHDİT
Uğur Özkan'ın babası Menmet Özkan, Suruç'un planlanmış bir katliam olduğunu belirtti ve "Katliam gerçekleştikten sonra 10 gün sonra dosyaya gizlilik kararı koydular. Gizli kararın anlamı nedir? Her şey belli ve açıktır. Katiller 10 ay sonra anlaştılar ve bir kişiyi tutukladılar. Tek bir kişiyi günah keçisi ilan edip davayı kapatmak istiyorlar" dedi.
 
"3 yıldır bu dava sürüyor. Mahkeme bizlere psikolojik işkenceden başka bir şey değil. Zülmün olduğu yerde adalet ne gezer" diyen Özkan, mahkeme salonunda ailelerin arasına askerlerin konulduğunu ve askerlerinde psikolojik baskı kurduğunu ifade etti.
 
Özkan, "Mahkemede aramızdan geçip bizi tehdit eden yüzbaşı varken adalet nerede. Bizler bu zorbalığın içinden geçerken Türkiye'de adaletten insanlıktan bahsediliyor" dedi.
 
Özkan son olarak şöyle dedi: "Bu bir ateştir ve herkesin kapısında bekliyor. Ne zaman kimin evine gireceği belli değil. Gelin bu katliamların önünde beraber duralım. Bizim başımıza geldi başka kimsenin başına gelmesin. Bize sahip çıkmak herkesin kendisine sahip çıkmasıdır."
 
SURUÇ'A ADALET İNSANLIĞIN ORTAK SORUNU
Cemil Yıldız'ın eşi Sultan Yıldız, Hilvan'da 6. duruşmanın önümüzdeki aylarda görüleceğini ve tiyatro yargılamanın orada da devam edeceğini söyledi.
 
Aileler olarak mücadeleci ve kararlı olduklarını söyleyen Yıldız, "Suruç herkesin, bütün insanların ortak meselesidir. Suruç'tan sonra bu ülkede bir savaş başlatıldığı dolayısıyla Türkiye halklarının bu katliamın aydınlatılmasına destek vermesi gerekiyor" dedi.