25 Kasım 2024 Pazartesi

Suruç Aileleri 3. yılında 33 Düş Yolcusu'nu andı

Suruç katliamının 3. yılında, Suruç Aileleri İnisiyatifi 33 Düş Yolcusu için Adalet Nöbeti tuttu.
Suruç katliamının 3. yılında, Suruç Aileleri İnisiyatifi 33 Düş Yolcusu  için Adalet Nöbeti tuttu.
 
Aileler her ay olduğu gibi Halitağa Caddesi'nde, "Kalplerimiz adalet için atsın" yazılı pankartı açtı. Suruç şehitlerinin fotoğraflarıyla, "Adalet çığlığımız susturulamaz", "Katiller orada adalet nerede", "Belgeler ortada adalet nerede" yazılı dövizler taşıdı.
 
Gezi'nin çocuklarıyla Kobanê'nin çocuklarını buluşturmak için oyuncaklarıyla yola çıkan düş yolcularının amaçlarını temsilen pankartın üzerine oyuncaklar bırakıldı.
 
Eylemde konuşan SGDF Eşbaşkanı Okan Danacı konuştu. Danacı, "Bugün aslında öyle bir güne uyandık ki soluğu yitirdiklerimizin mezarları başında aldık. Bugün gittiğimiz bütün mezar başlarında zırhlı araçlarla karşılaştık ve bugün burada da aynı şeyle karşı karşıyayız. 20 Temmuz 2015'te sonuçta tek bir zabıta bile yoktu ama burada bütün sokaklar polis tarafından tutulmuş, her tarafta GBT yapılıyor. Elinde bayrak, döviz, fotoğraf gördükleri herkesi çeviriyorlar" dedi.
 
Ankara'da Suruç anmasına yapılan saldırıyı kınayan Danacı, "Memlekette OHAL'i kaldırdık diyorlardı. İşte OHAL'in kalkmış hali budur" diye belirtti. OHAL'in kalıcı hale getirilmek istendiğini ifade eden Danacı, "OHAL'in kalması demek, baskı ve sömürünün daha fazla artarak kalıcı hale gelmesi demektir. Bu yürüyüş bugün başlayan bir yürüyüş değildir. Bu yürüyüş 68'de Deniz Gezmiş'lerin başlattığı yürüyüştür. Onların resimlerini taşımaktan, onların isimlerini anmaktan onur ve gurur duyduk" diye konuştu.
 
ADALET MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR
 
Gençlik örgütleri adına konuşan Zeynel Çuhadar, "Direnişlerde, eylem alanlarında yan yana yürüdüklerimiz katledildi. Kaybettiğimiz arkadaşlarımız için sokaklarda adalet arıyoruz. Bir çok katliam yaşadık ama adalet mücadeleniz devam ediyor" diye kaydetti.
 
Açıklamayı Uğur Özkan'ın abisi Süleyman Özkan okudu. Özkan, "Tam 3 yıl oldu. Sevdiklerimizi, 33 Düş Yolcumuzu bizden koparttıkları o anın üzerinden tam 3 yıl geçti. Dile kolay tam 3 yıl. 3 yıl önce patlama haberini aldığımızda hayat bizim için durma noktasına geldi. Patlamanın ardından yaşananlar ise en az patlamanın kendisi kadar korkunçtu, acımasızdı. IŞİD’li katliamcının elini kolunu sallayarak geçtiği yol, yaralılarımızı hastaneye götürmeye çalışırken kapatılmıştı. Yarlılara yardım etmeye çalışan insanların üzerine gaz bombalarıyla saldırdılar" dedi.
 
İHMALİ OLANLAR YARGILANSIN
 
Suruç katliamı ile ilgili ilk taleplerinin katliamda ihmali bulunanların yargılanması olduğunu kaydeden Özkan, "Sorumluların yargılanması için sesimizi duyurabildiğimiz her yerde mücadele ettik. Katliamda ihmali bulunduğu saptanan dönemin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal, sadece 7 bin 500 lira para cezası verilerek adeta ödüllendirildi. Katliamda ihmali bulunan önleyici hizmetler büro amirliğinde görevli komiser yardımcısı Ahmet Oğuz Davarcı ve polis memuru Ali Koçak’ın yargılanması ise görevi kötüye kullanmak ve ihmal suçlaması ile hala sürüyor. Ancak ne yazık ki yapılan yargılamanın mahiyeti gerçekleri açığa çıkarmaktan çok uzak" diye belirtti.
 
Suruç katliamı davasına bakan avukatlar Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş'ın tutuklu olduğunu hatırlatan Özkan, GBöylece yaralıların, avukatların ve tanıkların mahkemelere etkin bir şekilde katılmaları engellenmiş oldu. Hapishanede kalanların mahkemeye giderek ifade vermelerine izin verilmedi" diye kaydetti.
 
Özkan, "Biz suruç aileleri, yaralıları ve tanıkları olarak bu koşullar altında tam 3 yıldır mücadele ediyoruz. Tam 3 yıldır bu meydanda adalet talebimizi haykırıyoruz. 3 yıl değil 30 yıl da geçse gerçek katiller cezalandırılıncaya kadar adalet mücadelemizden asla geri adım atmayacağız. Burdan bir kez daha haykırıyoruz. Suruç katliamının katilleri en ağır biçimde cezalandırılsın. Katliamda ihmali bulunan kamu görevlileri cezalandırılsın. Suruç katliamına müdahil olan tutuklu avukatlarımız, suruç yaralılarımız ve tanıklar biran önce serbest bırakılsın" dedi.