24 Kasım 2024 Pazar

Sovyetler'de çocuklar bir gün değil her gün çocuktu

Çocuk haklarının kağıt üzerindeki yasalar olmaktan çıkıp iktidarın temel politikası olduğu ve tüm dünya çocuklarına ışık olan bir deneyimi yaşadık Sovyetler Birliği ile. Bunu tekrar yapabiliriz. Çocuklarımıza sahte günler değil geleceği armağan edebiliriz.
Bir toplumun çocuklara verdiği değer geleceğine verdiği değerde gizlidir. 23 Nisan'da çocukların, devlet erkanının koltuğuna oturtulup siyasilerin reklam malzemesi yapılması değildir. İstismar, devlet şiddeti sonucu katledilme, çocuk işçiliği, eğitim ve sağlık hakkının engellenmesi gibi çocuklara karşı bir dizi suç işleyen AKP, bu yıl da aynı şovla karşımızda. Berkin Elvan, Ceylan Önkol, Aylan Kurdi ve daha nice çocuk hala adalet beklerken biz yine 'Dünya'da çocuklara bir gün armağan eden ilk ülke' olmanın demogojisini dinleyeceğiz.
 
Ancak kapitalist iktidarların 'çocuk hakları' yalanlarına rağmen Sovyetler Birliği, insanlığa armağan ettiği 'sosyalist bir dünyanın mümkün olduğu' umudunun yanında çocuklara da yaşanabilir bir ülke armağan edilebileceğini kanıtlamış oldu. Sovyetler Birliği'nde her çocuğun doğumundan itibaren sosyalist devlet güvencesi altına alınmasının pratik karşılığı vardı. Sayısız çocuğun kötü beslenme koşullarında yaşadığı hatta açlıktan ölme riski ile karşı karşıya kaldığı kapitalizmde çocuk ölümleri kadermiş gibi sunulurken Sovyetler Birliği'nde her çocuğa 3 yaşına kadar ücretsiz süt veriliyordu.
 
'Eğitim her çocuğun temel hakkıdır' evrensel ilkesi hiçbir kapitalist ülke tarafından samimiyetle uygulanmamıştır. Özellikle ülkemizde eğitim, AKP politikaları sayesinde ticari bir meta olarak sunulurken, parası olanın yararlandığı bir olanağa dönüştürülmüştür. Özellikle okul öncesi eğitim bir dönem AB uyum yasaları doğrultusunda zorunlu hale gelmiş, ardından AKP'nin siyasi hedeflerine bağlı olarak bir anda zorunlu olmaktan çıkmış ve tamamen paralı hale gelmiştir. Çalışan ebeveynler çocuklarını kreşlere ve etüt merkezlerine bırakmak zorunda kalmışlardır. SSCB ise dünyada okul öncesi ve kreş eğitimini ücretsiz sağlayan ilk ülkedir.
 
Üniversite sınavının olduğu gün erken seçim yapma kararı alacak kadar eğitimin durumundan bi haber olan ve çocukların geleceğini yok sayan AKP'yi düşündüğümüzde öğrencilerin dilediği üniversiteye girme hakkının ilk kez Sovyetler'de tanınması birçoğumuza inanılmaz gelebilir. Üstelik kapitalizmde diplomanın bilim insanları yetiştirmekten çok, iş bulma esnasında eleme yapılacak bir kritere dönüştüğünü düşünürsek üniversite diplomasının çok da önemli olmadığı anlaşılacaktır. Ancak Sovyetler Birliği üniversite eğitimini iş bulmak için vermiyordu. Zira zaten sosyalist devlet herkese iş imkanı sağlıyordu. Akademik eğitimi bilim insanı yetiştirmek için yaygınlaştıran eğitim politikasını uyguluyordu.
 
Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlarının neredeyse hepsinin eğitim kökenli olmaması bile eğitim sistemine verilen “önemi” gösterir. Sovyetler'de eğitimin nitelikli ve bilimsel, sanat ağırlıklı ve kültürel olmasının en temel etkenlerinden biri de Lunaçarski gibi bir Eğitim Halk Komiserinin olmasıdır. Bugün politik hakların yanında Sovyetlerin dünya çocuklarına en güzel armağanı belki de lunaparklardır. Her ne kadar bugün kapitalizm büyük bir eğlence sektörü ile Sovyet mirası lunaparkları metalaştırsa da lunaparklar adını Lunaçarski'nin devrim öncesinde sürgün yıllarında Fransa'da kurduğu parktan almıştır. Daha sonra Sovyetler'de çocukların eğlenebileceği alanlar olarak kurulan lunaparklar, çocukların sosyalleşmesi ve eğlenmesinin de Sovyet hükümeti tarafından özel örgütlendiğini gösterir.
 
Her devlet kendi siyasi-ideolojik politikaları temelinde eğitim sistemini düzenler ve ülkenin çocukları ile ona göre ilişkilenir. Kapitalizm ve burjuva demokrasinin çocuk hakları politikası yalandan ve ikiyüzlülükten beslenir. Bir tarafta katledilen, istismar edilen, eğitim ve beslenme hakkı başta olmak üzere her türlü haktan yoksun bırakılan çocuklar görmezden gelinirken diğer taraftan da çocuk hakları üzerine nutuk atılır. Çok uzağa gitmeye gerek yok Ortadoğu'da her gün onlarca çocuk emperyalistlerin savaş politikaları sonucu katledilirken hala ses çıkmıyor örneğin. AKP'nin de çocuk istismarcılarını koruyan yasa taslakları, şehvet açıklamaları, çocuk işçiler ile fotoğraf çektirmeleri, eğitim sistemini özelleştirerek ekonomik rant sağlamaları aynı ikiyüzlülüğün sonuçlarıdır.
 
Çocuklarımız için başka bir dünya mümkün. Çocuk haklarının kağıt üzerindeki yasalar olmaktan çıkıp iktidarın temel politikası olduğu ve tüm dünya çocuklarına ışık olan bir deneyimi yaşadık Sovyetler Birliği ile. Bunu tekrar yapabiliriz. Çocuklarımıza sahte günler değil geleceği armağan edebiliriz.