30 Ekim 2024 Çarşamba

Sömürgeciliğin Başûrê Kürdistan'ı işgal savaşının yeni safhası

Birinci aşama pençe geçirmek ve alan tutmak, ikinci aşama Kürdistan özgürlük gerillasını birbirinden yalıtılmış bölgelere hapsedip hareketsiz bırakmayı hedefliyor. Dağların anahtarını elinde tutan Kürt devriminin ve halklarımızın özgürlük gerillasını İmralı tecridi gibi dağ vadilerine hapsetmeyi amaçlıyor. Pençe-kilit savaş konsepti artık yenemeyeceğini kabul ettiği Kürt devrim ejderhasını zindanda ve dağlarda kilit altında tutmayı murat ediyor.

Sömürgeci Türk burjuva devleti, Başûrê Kürdistan'ın Medya Savunma Alanlarına dönük yeni ve kapsamlı bir işgal savaşı daha başlattı. İşgalci savaşın ilk adımları, 3 Temmuz Dohuk Amediyê bölgesinde atıldı. Gîre Bahar direniş alanı 17 kez savaş uçaklarıyla vuruldu. İşgal savaşı 10 Temmuz'dan itibaren Medya Savunma Alanlarının merkezlerinden Zap ve Metîna'ya doğru bir saldırı ve kuşatma taarruzuna doğru ilerlemeye başladı. Gelinen aşamada yeni bir Başûr/Medya Savunma Alanları (MSA) işgal savaşı tüm boyutlarıyla sürüyor ve büyüyor.

Faşist şef Erdoğan, PKK'yi bitirmek üzere en kapsamlı planlarını yaptıklarını, 2024 yılında bunu gerçekleştireceklerini ilan etti. PKK'yi bitirme savaşının ilk adımının Başûrê Kürdistan'da MSA'da atılacağını duyurdu. Uzun askeri-lojistik ve politik hazırlığın ardından başlatılan işgalci savaş, geçtiğimiz Nisan ayında Türk devletinin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve faşist şef Erdoğan'ın Irak merkezi hükümetiyle bir dizi ekonomik ve siyasi anlaşmalarla kotarıldı. Faşist şef Erdoğan, Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Türk ordusu generalleri hep birlikte Irak ve Başûrê Kürdistan'ın yolunu tuttular. Irak Başbakanı Sudani ile güvenlik, enerji, ulaştırma, ticaret, su vb. konularında açık ve gizli anlaşmalara imza attılar. IKYB bölgesine geçip KDP ve Başbakan Neçirvan Barzani, Başbakan Yardımcısı Mensur Barzani ve peşmerge temsilcileriyle benzer anlaşmalar yaptılar. Sömürgeci Türk devletinin MSA'yı işgal savaşını somut olarak planladılar.

Politik konjonktürü hazırlayan anlaşma ve etmenlerin başında hiç kuşkusuz Irak merkezi hükümetiyle varılan devasa hacimde ve stratejik önemdeki Kuşak Yol Projesi geliyor. Bu proje, MSA'ya yönelik işgal saldırısı, Şengal'in özerkliğine son verilmesi, Maxmur kampının kapatılması ve bir bütün PKK'nin tasfiyesi gibi bölgesel jeopolitik hedefleri de kapsıyor. Anlaşmanın en önemli hedefinin MSA'nın ve daha uzun vadede Federal Kürdistan'ın tasfiyesi olduğu açıktır. Bu anlaşmaların akabinde işgal savaşının zamanı hızla akmaya başladı. Irak hükümetinin desteği ve KDP işbirliğiyle sömürgeci Türk devleti Başûrê Kürdistan'da Zap, Metîna, Amediyê hattında yerleştiği askeri üslerden MSA'ya doğru savaş yığınaklarını yaptı.

İşgalci Türk burjuva devleti, son iki aydır sömürgeci savaşın bu safhasının son askeri-lojistik hazırlıklarını tamamladı. Yüzlerce tank, zırhlı araç, top ve ağır silahla, binlerce askerini Güney Kürdistan'a sevk etti. Başûr'daki askeri üs bölgelerini sürekli artırdı, Behdinan bölgesinde 80'den fazla askeri üs ve yeni nokta inşa etti. Ana yollara kontrol noktaları kurdu. Kuşkusuz bu bir savaş adımı ve hazırlığıydı. Başûr halkıyla Kürdistan özgürlük hareketinin ilişkisini ve gerillanın mobilizasyonunu kesme ve daraltma amacı taşıyan bu savaş adımını yenileri takip etti.

90'lı yıllarda Bakurê Kürdistan'da uygulanan köyleri ve tüm bölgeyi zorla boşaltma stratejisi Başûr'da da kapsamlıca devreye sokuldu. İşgalci savaş yöntemi olarak daha önce sınırlı olarak başvurulan köy boşaltmalar Başûr'da ilk kez bu boyutta uygulanıyor. Sadece son iki ay içinde Asuri halkına ait köylerin de olduğu yaklaşık 300 köy boşaltıldı. Boşaltılan köylere dönüş izni ise verilmiyor. Dahası, bu köylerde belli evler uçaklarla vurulup yerle bir ediliyor.

İşgal savaşının bu son safhası Türk burjuva ordusu için bir final savaşı olarak açıklanıyor. 2014 Eylül'ünde Çöktürme Planı adıyla ilan edilen ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamıyla esaslı biçimde uygulamaya sokulan sömürgeci savaş stratejisi, iki savaş konsepti biçiminde tanımlanmıştı. Başûrê Kürdistan'ın MSA'yı işgal etmek ve buralara kalıcı askeri üsler kurarak yerleşmek pençe-kilit adıyla konseptleştirilmişti. Sömürgeci işgal savaşın ilk etabı pençe fikriyle planlandı ve yürütüldü. Medya Savunma Alanlarına pençe atıp tutunmayı hedefleyen sömürgeci savaşın ilk aşaması, 2015'ten bu yana pek çok kez Başûr'a yönelik işgal savaşı olarak ifade buldu. Ancak çok iyi biliyoruz ki, sömürgeci Türk burjuva devleti Başûrê Kürdistan'a yönelik pençe adlı işgal savaşı dizilerinden murat ettiği sonucu alamadı. Özellikle Gare hezimet yenilgisi ve geçtiğimiz yılın kışında Metîna- Zap yenilgisi sömürgeci faşist savaş canavarının pençelerini kırdı. Özgürlük gerillası sömürgeci savaş makinasına geçit vermedi. Sömürgeci faşist rejim MSA'ya pençelerini geçirmek ve gerillayı yenmek için tüm savaş kurallarını çiğnedi. Mütemadiyen kimyasal silah ve taktik nükleer bomba kullandı. Verili savaş kapasitesini limitine kadar zorladı. Ama nafile!

Kürdistan özgürlük gerillası, adanmış fedai savaş çizgisiyle ve yaratıcı devrimci savaş tarzıyla sömürgeciliği çaresizlik ve yenilgiyle baş başa bıraktı. Kürdistan özgürlük gerillası sömürgeci Türk burjuva ordusunun İHA-SİHA ve diğer bütün askeri teknolojik gücünü kıran bir savaş gücü ve yeteneği açığa çıkardı. Bu amansız savaş sürecinde gerilla taktik ve teknik kapasitesini nitelik olarak yükseltti. Hava silah ve araçları geliştirdi.

2024 Newroz'unda, PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan, Türk burjuva devletinin İHA-SİHA üstünlüğünü kıracak bir silah geliştirdikleri müjdesini verdi. Geride kalan yıllarda sömürgeci Türk devleti İHA-SİHA savaş araçlarıyla kendi asker kayıplarını azalttı. Kalleş siyasi suikastlarla özgürlük hareketine ağır kayıplar verdirdi. Bu yeni savaş taktiği HPG'nin geliştirdiği hava silahlarıyla yeni bir dönüm noktasına geldi. Gerilla savaşı da yeni bir stratejik, taktik ve teknik boyut kazandı.

Başlangıçtan bu yana sömürgeci Türk burjuva ordusu, stratejik hava üstünlüğüne rağmen MSA'da istediği sonucu alamadı. Sömürgeci ordu hava savaş araçları üstünlüğünü bugün de hala koruyor. Ancak HPG'nin zorlu kış mevsiminde de başarılı savaş yürütme kapasitesinin bir kez daha açığa çıkması, SİHA-İHA'ları vuran silahlarını geliştirip devreye sokmasıyla sömürgeci Türk ordusu hava-kara bileşimli klasik savaşına geri döndü. Karadan ilerleyen ve bölge-alan işgalini hedefleyen bir savaş stratejisi uygulamaya geçti. Hava ve kara güçlerinin birlikte kullanıldığı bu yeni işgal savaşı, pençe-kilit konseptinin ikinci aşaması olarak uygulamaya konulmuş bulunuyor.

Sömürgeci işgal savaşın bu son safhası Türk burjuva ordusu tarafından bir final savaşı olarak açıklanıyor. Birinci aşama pençe geçirmek ve alan tutmak, ikinci aşama Kürdistan özgürlük gerillasını birbirinden yalıtılmış bölgelere hapsedip hareketsiz bırakmayı hedefliyor. Dağların anahtarını elinde tutan Kürt devriminin ve halklarımızın özgürlük gerillasını İmralı tecridi gibi dağ vadilerine hapsetmeyi amaçlıyor. Pençe-kilit savaş konsepti artık yenemeyeceğini kabul ettiği Kürt devrim ejderhasını zindanda ve dağlarda kilit altında tutmayı murat ediyor.

KDP işbirlikçiliği ve ihaneti, sömürgeci Türk burjuva ordusunun yeni işgal savaşında çok kritik bir rol oynuyor. KDP Türk burjuva devletiyle işbirliği ve kader birliği yaparak MSA'nın askeri bir işgal yoluyla tasfiye edilmesi için her şeyi yapıyor. İşbirlikçi Barzani, PKK'nin tasfiye edilme planının en istekli savunucusu olarak on yıllardır sömürgeci Türk devletiyle ortak çalışıyor. Başûrê Kürdistan'da üslenmesi için yol yapımı, lojistik ve her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor ve PKK'ye karşı istihbarat faaliyetini gönüllü yürütüyor. Gerilla güçlerine pusu kurup katlediyor. İşbirlikçi KDP oligarşisi PKK'nin Başûr'dan sökülüp atılması temel politikası adına kanlı bir ihanet suçuna boğazına kadar batmış bulunuyor.

MSA, Kürdistan özgürlük hareketinin ve ezilen halklarımızın, devrimin ve savaşın merkezi, en ileri karakoludur. Halklarımızın birleşik devrim hareketinin stratejik kurmaylık merkez üslerinden biridir. Birleşik devrimimizin gözbebeği olan özgürlük gerillasının özgürlük alanlarıdır. Bu bağlamda MSA ile Rojava devrimi, iki farklı düzlemde Kürdistan özgürlük hareketinin en ileri örgütlülüğünü ve devrimci kazanımlarını temsil etmektedir. İşte tam da bu gerçeklik nedeniyle bölgenin sömürgecilerinin ve dünya gericiliğinin sürekli hedefindedir.

İşte tam da bu hakikat nedeniyle emekçi sol hareketimiz, Başûr işgal savaşına karşı antisömürgeci ve antişoven bir cepheleşme pozisyonu almalıdır. Faşist şef önderliğinde yürütülen sömürgeci haksız savaşa karşı ayağa kalkmalı ve sesini yükseltmelidir. İşbirlikçi Türk burjuvazisinin yeni Osmanlıcı veya Misak-ı Millici sömürgeci işgal savaşına karşı açık ve cepheden net bir tutum ve eylem ortaya koymalıdır. Tüm emekçi sol hareketimiz, Başûr'daki sömürgeci işgal savaşında bir kez daha şovenizmle yüzleşme ve mücadele görevi ve sınavıyla karşı karşıyadır. Kuşkusuz sosyalistler Türk şovenizmine karşı politik ajitasyon ve fiili meşru mücadele hattından yürüyecektir. Öncü misyon ve ataklıkla bağımsız ve birleşik mücadele pratiğini bir kez daha ve en yaratıcı biçimde örgütlemek için çalışacaktır. Elbette sosyalistler ve enternasyonalist sol güçler, faşist saray rejimine karşı halkların birleşik mücadele bilincini ve eylemini ayaklandırmak için harekete geçecektir. "Sömürgeci işgal savaşına hayır", "TC Başûrê Kürdistan'dan defol", "Halklara eşitlik Kürdistan'a özgürlük" şiarlarıyla politik eylem ve ajitasyonu en geniş işçi ve ezilen kesimlere taşımak için var gücüyle çabalayacaktır.

*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 19 Temmuz tarihli 176. sayı başyazısı.