'Siz bu örgütlü güçten korkuyorsunuz'
Bakırköy Hapishanesi önünde yapılan "özgürlüğe ses ver" eyleminde, iktidarın Kürtlerin örgütlü gücünden korktuğunun altı çizildi.
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) ile tutsak yakınları, "Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm" kampanyası kapsamında başlattıkları "Özgürlüğe ses ver" eylemini Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi önünde sürdürdü. Eyleme, tutsak yakınlarının yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri Cengiz Çiçek ve Çiçek Otlu ile siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri de katıldı. "Toplumsal barış ve tecridi kırmak için özgürlüğe ses ver" pankartının taşındığı eylemde, üzerinde "Özgürlüğe ses ver" yazılı önlükler giyilip şapkalar takıldı. Eylemde, sık sık "Bijî berxwedana zindanan" sloganı atıldı.
'TUTSAKLARI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ'
Eylemde ilk olarak söz alan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatı Bedirhan Sarsılmaz, hapishanede bulunan hasta tutsaklar için burada bulunduklarını belirterek, "İki gün önce Abdülkadir Kuday yaşamını yitirdi. Ölümü normal bir ölüm değildir. Abdülkadir Kuday öldürüldü. Avukatlar Abdulkadir Kuday için birçok yere başvuru yaptı ama tahliye edilmedi. Abdülkadir Kuday için ATK tek başına kalamayacağı yönünde rapor vermesine rağmen 'toplum için tehlikedir' diyerek tahliyesi reddedildi. 2015'den bu yana Kürt sorunu için devlet savaş kararı verdi ve her yerde savaş başlattı. Siyasi tutsaklar bu savaşla beraber ağır baskıyla karşı karşıya kaldı. Devlet siyasi tutsaklara karşı düşman hukuku uyguluyor. Biz bunları kabul etmiyoruz. Demokrasi, insan haklarından bahsedenler hasta tutsaklardan hiç bahsetmiyorlar. Elimizden geldiğince her yerde bu yaşananları anlatacağız tutsakları içeride yalnız bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
'KOMPLOCULAR KAYBEDECEK'
Ardından söz alan DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek, "Hapishanedeki tutsaklar başta olmak üzere halka ölüm politikalarını reva görenler kendi iktidarını ayakta tutmak için ezilen halkların hayatıyla oynuyor. Hapishanelerde arkadaşlarımıza ölümü dayatanlar bilsin ki bizler özgürlük mücadelesinde ısrar edeceğiz. Abdülkadir Kuday yoldaşımızı kaybettik. Hani Müslümanız diyorlar ya Abdülkadir'in son isteği çocukları ile vedalaşmaktı. İktidar çocukları ile vedalaşma hakkını çok gördü ama çetelerin çocuklarına kol kanat geriyor. Bu iktidar tarihin çöp sepetine gidecek. AKP-MHP iktidarı, her türlü şatafatı yaşarken halka açlığı, göçü dayatıyor. İdamı kaldırdım diyen hükümet devrimci tutsaklara fiili ölümü dayatmakta. Sayın Öcalan'ın hapishane koşullarında 43 aydır haber alınamıyor. İmralı başta olmak üzere cezaevleri ölüm koridoru haline getirilmiş. Katıksız Kürt düşmanlığı yapanlar bilsin ki Kürt halkı sizin katliamcı zihniyetinize boyun eğmedi ve demokrasi mücadelesinde öncü güç oldu. Siz bu örgütlü güçten korkuyorsunuz. Zulmünüz artsın ki direnişimiz büyüsün. Bu topraklarda özgürlük mücadelesi kazanacak. Demokrasi mücadelesini ve özgürlük yürüyüşünü büyüteceğiz. 13 Ekim'de tecrit politikalarını protesto etmek ve Sayın Öcalan fiziki özgürlüğü ve Kürt sorunun demokratik çözümü için miting yapılacak. Komplonun 26'ncı yılında komplocular kaybedecek bizler kazanacağız" dedi.
Eylem, "Siyasi tutsaklara özgürlük", "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" sloganlar ile son buldu.