28 Şubat 2025 Cuma

Siyasi kırımı kırmak

Bu kampanyanın ikinci temel hedefi; siyasi kırımla sosyalistleri daha da daraltma, örgütsüzleştirme saldırısına politik ve örgütsel olarak cevap vermektir. Tasfiyeci saldırıyı boşa çıkaracak bir örgütlenme ısrarı, çabası ve iddiasıyla politik kitle çalışması geliştirmektir. ESP, SGDF, SKM'yi yeni güçlerle örgütleyecek bir perspektifle kampanyayı emekçi sınıflara taşımak, bu bağlamda asla ihmal edilmeyecek temel hedef olmalıdır.

Yoksulluk krizi tüm emekçi sınıfları kapsayarak derinleşiyor. OVP politikalarıyla milyonlarca işçi, emekçi açlığa mahkum halde sefaleti yaşıyor. Sömürgeci savaş politikaları devam ediyor, Rojava'da işgalci savaş SMO işbirliğiyle kesintisizce sürdürülüyor, Kürt halkının üzerine bombalar yağıyor. Sömürgeci kayyum politikasıyla Kürt halkının iradesi gasp ediliyor. Rojava'da Kürt halkının statü kazanmaması için faşist saray rejimi tüm imkanlarını seferber ediyor. Gençlik, umutsuzluk ve geleceksizlikle boğuşuyor. Faşist şeflik rejimi kadınlara düşmanlığı boyutlandırıyor. "Aile Yılı" konseptiyle kadınlar ev kölesine çevrilmeye çalışılıyor. Esnek çalışma modeliyle, evden çalışma ve en son "komşu anne"lik politikasıyla hem sömürü katmerlendiriliyor hem ev köleliği dayatılıyor.

Faşist saray rejiminin bu sömürü ve zulüm politikalarına karşı ezilen ve sömürülen toplumsal kesimlerde hoşnutsuzluk büyüyor. İşçi sınıfı ve ezilenlerin saflarında siyasi öfke ve mücadele isteği büyüyüp gelişiyor. Faşist şeflik rejimi bunu görüyor ve ezilenlerin isyanından korkuyor. Gezi ayaklanması korkusuyla 12 yıl sonra aydın ve sanatçıları soruşturma kıskacına bu yüzden alıyor. Simgesel tutuklamalarla korku yaymaya çalışıyor. Topyekun bir saldırı konseptiyle saray rejimine boyun eğmeyen tüm toplumsal kesimlere gözdağı verilmek isteniyor. Emekçi sınıflarda gelişen bu öfkenin ve hoşnutsuzluğun örgütlü bir güce dönüşmesi engellenmeye çalışılıyor.

Politik islamcı faşist şeflik rejimi hedef ve amaçları yeni olmayan ama içinden geçtiğimiz dönemin sert sınıf savaşımı koşullarını dolaysızca somutlayan yeni bir tasfiyeci saldırı konsepti yürütüyor. Bu saldırı konseptinin amacı devrimci öncü güçlerin işçi sınıfı ve ezilenlerin, yoksulların öncü kesimleri ve hareketiyle birleşmesini, kaynaşmasını önlemektir. Öncü ile ezilen ve sömürülen geniş toplumsal yığınların birleşmesini engellemek için sistematik biçimde siyasi kırım saldırıları örgütlüyor. Politik özgürlüğün bütün boyutları ve temel sacayaklarıyla cendereye alındığı ve topyekun tasfiyesinin sürdürüldüğü bir saldırı konseptiyle karşı karşıyayız. Verili örgütlenmeler, faşist yasalara ve saldırılara rağmen fiili ve meşru mücadeleyle kazanılmıştır. Faşist diktatörlük koşulları altında devrimci, sosyalist örgütlenme sürekli iç düşman hukuku uygulanarak tasfiye edilmeye çalışılmıştır. Bugün bir kez daha emekçi sol hareketi hedefleyen bir tasfiyeci saldırı konsepti geliştiriliyor. Bu tasfiye saldırılarında faşist yargı başat rol oynuyor.

Propaganda, eylem ve örgütlenme politik özgürlüğün temel sacayaklarıdır. Örgütlenme özgürlüğü politik özgürlüğün ana eksenidir, temel direğidir. ESP, SKM, SGDF siyasi kırım saldırısında yeni olan bir unsura özellikle dikkat çekmek gerekiyor. Faşist saray rejimi yasal ve meşru faaliyetlerin tümünü bir terör faaliyeti olarak kodluyor ve hedef haline getiriyor. ESP'nin yasal kongresinin terör faaliyeti olarak ceza konusu haline getirilmesi bu yeni tasfiyeci saldırının yeni boyutunu ve faşizmin sınırlandırılmayan şiddet rejimi olduğunu ispatlıyor. Kent uzlaşısı politikasıyla CHP'yle yerel seçimlerde ittifak yapan DEM Parti vesilesiyle HDK ve DBP terör örgütü olarak hedefleştiriliyor.

Görüldüğü gibi faşist rejim kendi legalitesini en keyfi biçimde çiğniyor. Yasal siyasal faaliyetler ister bir seçim ittifakı olsun, ister bir yasal zorunluluk olarak parti kongresi olsun siyasi bir kararla terör faaliyeti sınıfına sokulabiliyor. Bu faşist yasalarda en geri biçimde yer olan sınırlı örgütlenme özgürlüğü bir anda ortadan kaldırılıyor. Yasal örgütlenme ve fiili meşru mücadeleyi terör yaftasıyla kriminalize ediyor. Faşist saray rejimine biat etmeyen ve kendisi için tehdit gördüğü tüm kesimlere bir "siyasi terör" konseptiyle saldırıyor.

Faşist saray rejimi, "süreç" adı altında emekçi sol hareketimize karşı yeni bir tasfiye saldırısı yürütüyor. Gazetecilerin katledilmesi ve tutuklanmasıyla başlayan siyasi kırım ve tasfiye sürecinde, bu yeni saldırı konseptinin ilk hedefi ESP, SKM ve SGDF oldu. Faşist sarayın talimatıyla gözaltına alınan onlarca sosyalist tutuklandı. Sosyalistler bu saldırıyı cepheden ve en savaşkan duruşla karşıladı. Faşist yargının merkezinden halklarımıza umutlu ve cüretli direniş çağrısı yaptılar, görevlerini layıkıyla yerine getirdiler. Halklarımıza direnç, umut ve dövüşme azmi taşıdılar. Şimdi önümüze yeni görevler sıralanıyor.

ESP'nin, saray rejiminin siyasi kırımla tutsak ettiği devrimci sosyalistler için başlattığı "görüşçü ol, destek ol" kampanyası, her şeyden önce fiili meşru mücadeleyle, büyük bedellerle kazanılmış mevzileri ısrarla savunma, tahkim etme ve büyütme çağrısıdır. Sosyalistler kampanyayı salt tutsak sosyalistlerle dayanışma darlığıyla ele almıyor. Politik bir mücadele konusu olarak kavrıyor. Çünkü faşist şeflik rejimi dosdoğru sosyalistlerin işçi sınıfıyla, Kürt halkıyla, kadınlarla, gençlikle, yoksullarla birleşip kaynaşmasını önlemeye çalışıyor. Öncünün, yani sosyalistlerin varlık gerekçesi işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesi ve hareketiyle birleşmektir. Tam da bu varoluş eylemlerini ifa ettikleri için sosyalistler faşizmin gadrine uğruyor. Kampanya çok doğal olarak sosyalist tutsakların işçi sınıfı ve emekçilerin en ileri ve duyarlı bölüklerinin politik dayanışması ve sahiplenmesini hedefliyor. Hakeza emekçi sol hareketimizin antifaşist devrimci ve demokrat bölüklerinin faşizme karşı birleşik mücadelesinde devrimci dayanışma ve siper yoldaşlığını geliştirmek ve büyütmek istiyor. Faşizme karşı birleşik mücadele ve direnişin mevzilerini, yollarını ve güncel yakıcılığını da gündemleştiriyor.

Bu kampanyanın ikinci temel hedefi; siyasi kırımla sosyalistleri daha da daraltma, örgütsüzleştirme saldırısına politik ve örgütsel olarak cevap vermektir. Tasfiyeci saldırıyı boşa çıkaracak bir örgütlenme ısrarı, çabası ve iddiasıyla politik kitle çalışması geliştirmektir. ESP, SGDF, SKM'yi yeni güçlerle örgütleyecek bir perspektifle kampanyayı emekçi sınıflara taşımak, bu bağlamda asla ihmal edilmeyecek temel hedef olmalıdır. Açık değil mi? Faşist şeflik rejimi kitlelerle devrimci ilişkimizi ve damarlarımızı kesmek istiyor. O halde en güçlü enerji ve iddiayla kitlelerle ilişkilerimizi kuvvetlendiren ve büyüten bir perspektifle kampanyayı yürütmeliyiz. "Görüşçü ol, mektup yaz, destek ol" dediğimiz her insana, "ESP'li ol, SGDF'li, SKM'li ol" demeliyiz. Tam bir meşruluk bilinciyle kampanyayı örgütlenme seferberliğine dönüştürmeliyiz. Diğer yandan kitle ajitasyonu ve kitle çalışmasında, "ESP'de, SKM'de, SGDF'de örgütlen" çağrısı ve pratiği bu kampanyanın politik ve örgütsel hedefi olarak somutlanmalıdır.

Bu kampanya, kendine dönük bir tutsaklarla dayanışma seferberliği ve çalışması değildir sadece. Siyasi kırım saldırısını politik ve örgütsel olarak kırma çalışmasıdır. Tutulacak asıl halka, siyasi kırımı kırmaktır. Saray rejiminin sosyalistleri işçi sınıfı ve ezilenlerden yalıtma saldırısını kırıp aşmaktır. Fiili meşru mücadele çizgisinde ısrarla yürümek ve örgütlenme özgürlüğümüzü yeniden ve yeniden kazanmaktır. Sosyalistler, bu halkayı sımsıkı tutarak tüm alan ve cephelerde kampanyayı yürüyen mücadelelerin ortasına taşımalıdır. Süren işçi direnişleri tutuklanan sosyalist işçi önderlerinden haberdar olmalı ve eylemli dayanışma gösterebilmelidir örneğin. Kadın özgürlük mücadelesinin yürüyen hareketinde tutsak SKM'li yoldaşlarımızın faşizme meydan okuyan sesi soluğu yankılanmalıdır. Gençliğin birleşik mücadele alan ve eylemlerinde SGDF'lilerin militan soluğu ve mesajı taşınmalıdır. Faşizme karşı direnen ve dövüşenlerin birleşik mücadelesi ancak bu yolla yaygınlaştırılıp büyütülebilir.

Siyasi kırımı püskürtüp yenilgiye uğratmak için dayanışma seferberliğini kitle örgütleme seferberliğiyle buluşturan bir pratiği geliştirmek, tasfiyeci saldırıya en anlamlı yanıt olacaktır. Bu uğrakta özellikle yeni devrimci ilişki ve yoldaşların politik kitle çalışmasında hızla boşalan örgüt mevzilerine ve mücadele alanlarına yerleştirilmesi kritik bir rol oynayacaktır. Sosyalistler, kampanyayı saray faşizmine karşı emekçi sol hareketimizin mücadeleye hazır ve direnen tüm kuvvetleriyle birleşik mücadele düzeyine taşımayı zorlamalıdır. Bunu kazanmak kampanyanın politik başarısı olacaktır. Öyleyse durmak yok.

*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 13 Şubat tarihli 206. sayısında yayımlanan başyazısı.