21 Kasım 2024 Perşembe

Sadece sistemden değil memurlaşan mücadeleden de kopuş

Bugün kendini sadece bildiri dağıtmak, panel yapmakla sınırlayan mücadele anlayışına itiraz geliştirmeli yerine daha dinamik sınıfın ve ezilen halklar ve emekçilerle nefes alan yaşayan bir hatta döndürmeliyiz mücadeleyi. Kendini işçi direnişini ziyaretle sınırlamayan onların mücadelesine desteği sürekli kılarak hatta mücadelesinin önünü açacak eylemler geliştirerek yol yürünmelidir.

AKP-MHP faşist iktidarının halk düşmanı sermaye yanlısı ekonomi politikaları, halkın en geniş kesimlerini büyük bir yoksullaşma saldırısıyla vurdu. Temel tüketim maddeleri ve enerji fiyatlarındaki yükseliş Ukrayna savaşı ile katlanarak büyümeye devam ediyor. Halkın en geniş kesimleri için büyük bir yıkım anlamına gelen bu koşullar, bir avuç vurguncu patron ve saray çevresine yerleşmiş yandaşlar için yeni servet kaynakları yaratıyor.

Hükümetin sermaye yanlısı ekonomi politikaları, sınıf mücadelesini keskinleştiriyor. Sınıf mücadelesinin keskinleşmesi kendini en açık Türkiye proletaryasının geliştirdiği yeni grev ve direniş dalgasında ortaya koyuyor. Grev ve direniş dalgası, proletaryanın uzun süredir biriktirdiği enerjiden besleniyor. Bu grev ve direniş dalgası sadece patronlara karşı değil, aynı zamanda patronların uşağı sarı sendikalara karşı da gelişiyor. Türkiye proletaryasının en güvencesiz katmanları dayatılan kölelik koşullarına karşı ayakta.

Birleşen ve direnen işçiler elde ettikleri kazanımlarla, sınıf kardeşlerine ileriye giden yolu gösteriyor. Farklı direnişler arasında gelişen sınıf dayanışması adımları, proleter sınıf mücadelesinin bir kez doğru kanala aktığında ne denli hızlı geliştiğinin ve proletaryanın mücadele içinde ne denli hızla doğru hedeflere yöneldiğinin en güçlü göstergeleridir.

İşçi sınıfının çeşitli parçaları geliştirdikleri fiili grev ve direniş dalgasıyla sınıfın ekonomik mücadelesinde yeni yollar açmakta. Lenin'den beri, proletaryanın açtığı ekonomik mücadele yollarının ancak proletarya devrimcilerinin yolları açan öncü proleterlerle kaynaşmasıyla doğacak devrimci hamlelerle başarı kazanabileceği bilinir. Türkiye proletaryasının çeşitli parçaları hareket halindedir, sarı sendikaların bentlerini aşmıştır, fiili mücadeleyle kazanımlar elde etmektedir. Ancak bu dalganın sağlam, örgütlü bir sınıf dinamiğine dönüşmesinin temel koşulu, devrimcilerin doğru taktik hamleler geliştirebilmesidir.

Dijital platformlara bağlı kurye işçilerinin geliştirdiği mücadele, bir yönüyle salgın sürecinde dayatılan çok ağır çalışma koşullarına karşıdır. Salgın sürecinde kapsamını genişleten bu sektörün patronları servetlerine servet eklerken, kurye işçileri ülke ekonomisindeki yıkımın sonuçlarıyla karşı karşıya kaldı ve harekete geçti. Kurye işçileri, eylemleriyle güçlerini herkese gösterdi. Sektörün kapsamının sürekli genişlemekte oluşu, proletaryanın bu katmanının sınıf mücadelesi süreçlerinde kazandığı ve kazanacağı önemli konuma işaret ediyor.

Kabaran bu dalga, işçi sınıfı mücadelesinin önemini ve etkisini pratikte hem dosta hem düşmana gösterdi. Proletarya devrimcilerinin temel görevi kendini açığa çıkaran bu büyük dinamikle bütünleşmenin araç ve yöntemlerini bulmak, harekete geçen sınıf dinamiğine ihtiyaç duyduğu bilinç ve eylemi taşımanın yollarını açmaktır.

AKP-MHP faşist iktidarı, proletaryanın geliştirdiği dalganın üzerine tüm hak arama eylemlerinde olduğu gibi kolluk kuvvetleriyle gidiyor. Hareketi henüz başlangıç aşamasında ezmeye çalışıyor. Bu süreçte açık olarak görüldü ki, birleşen işçiler devlet zoruyla geriletilemez. Örgütlülük geliştikçe, kazanımlar görünür hale gelmeye başladıkça hareket sınıfın daha geniş kesimlerine doğru yayılır. Bu dalganın gösterdiği en temel gerçeklerden birisi budur. Sınıfın bileşenleri kendilerini sınıf mücadelesi süreçleri içinde inşa ederler. Böylesi mücadele dalgaları sınıfın kendini inşasının tayin edici momentlerini oluşturur.

Türkiye ekonomisinin bunalımı yapısal karakterdedir, hükümet çeşitli hamlelerle daha sert bir çöküşü ancak öteleyebilmektedir. İç pazardaki daralma resmi rakamlara yansımaya başlamıştır. Büyük yıkım küçükburjuvazinin mülksüzleşme süreçlerini hızlandırmaktadır. Mülksüzleşen öfkeli küçükburjuva katmanların sesini yükseltmesi ve itirazı, sınıfın gelişen mücadele dalgasıyla buluşturulduğunda, proletarya toplumsal mücadeledeki önderlik konumunu somutlaştırabilecektir. Bunun gerçekleşmesinin ön koşulu; proletarya devrimcilerinin sınıfın öncüleriyle bütünleşip, örgütsel ve siyasal hamleler geliştirebilmesidir.

Proletaryanın çeşitli bölüklerinin hareketlendiği günlerde "Toplumsal ayrışmanın" gerçekte ne anlama geldiğini bıkıp usanmadan anlatmak, kapitalist bir toplumda geniş kesimlerde yoksulluğun artışının aynı zamanda küçük bir grup için zenginliğin artışı olduğunu neden ve sonuçlarıyla ortaya koymak gerekiyor. Gelişen proleter hareket, proletarya devrimcilerinin faaliyetlerine en uygun zemini sunmaktadır. Buradan devrimin temel kadrolarını, sınıfın güçlü mücadele örgütlerini çıkarmak, devrimcilerin yetenek, cesaret ve doğru taktik yönelimlerine bağlıdır. Birleşik devrimi temel alan siyasi güçler hızla bu görevler için harekete geçmelidir.

Burada önemli bir diğer nokta ise kopuş mantığının içselleştirilmesidir. Birleşik devrimin öncüleri için kopuş sadece sistemden kopmak anlamı taşımamaktadır. Kopuş aynı zamanda bugüne kadar yerleşmiş olan klasik mücadele yöntemlerinden ki buna memurlaşan mücadele anlayışı diyebiliriz bundan da kopmak olarak tarif etmek doğru olacaktır. Bugün kendini sadece bildiri dağıtmak, panel yapmakla sınırlayan mücadele anlayışına itiraz geliştirmeli yerine daha dinamik sınıfın ve ezilen halklar ve emekçilerle nefes alan yaşayan bir hatta döndürmeliyiz mücadeleyi. Kendini işçi direnişini ziyaretle sınırlamayan onların mücadelesine desteği sürekli kılarak hatta mücadelesinin önünü açacak eylemler geliştirerek yol yürünmelidir.

Proletaryanın hareketliliği, ülkemizin ne denli zengin sosyal ve siyasal dinamikler barındırdığını, devrimin en canlı güçlerinin var olduğunu gözler önüne serdi. Coğrafyamız çeşitli toplumsal ve siyasal çelişkilerin iç içe geçtiği ve birbirini beslediği ciddi devrim dinamiklerinin merkezidir. Bunlardan bir devrim çıkarmak, dünya devriminin dinamiğini harekete geçirecek, yeni bir dünyanın, emekçilerin eşitlikçi ve özgürlükçü dünyasının temelini atacaktır.

*Birleşik Mücadele Güçleri'nin internet sitesinden alınan yazıya buradan ulaşabilirsiniz.