Paris'te açlık grevi eyleminin ikinci gününde panel düzenlendi

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride karşı açlık grevinde olan Leyla Güven ve hapishanelerde tutsaklarla dayanışmak için Fransa'nın başkenti Paris'te dayanışma açlık grevi eyleminin ikinci gününde bilgilendirme standı açıldı, panel düzenlendi.

 

Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'nde üç günlük açlık grevi yapan AvEG-Kon, YS, ACTIT, SKB ve CDK-F üyeleri FUAF'ın organize ettiği Dersim Tertelesi'nde yaşamını yitirenleri anma etkinliğine katıldı. Ardından Paris Alevi Anıtı önünde, 82'inci yılında Dersim Tertelesi'nde yaşamını yitirenler için anma etkinliği düzenlendi.

 

Yine aynı gün açlık grevine katılan kurum üyeleri Paris Les, Halles Chatelet Meydanında stant açarak tecride karşı bildiriler dağıtıldı.

 

Akşam saatlerinde ise Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezinde açlık grevleri, direniş ve mücadele konulu bir panel düzenlendi.

 

Panele konuşmacı olarak Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon) Eşbaşkanı Zeynep Birsel Ocak ve Paris Demokratik Kürt Toplum Merkezi Temsilci Ferhat Başgürboğa katıldı. Süresiz açlık grevi direnişçisi Özkan Özdemir panelde bir konuşma yaptı.

 

Özdemir yaptığı konuşmada Dersim katliamında yaşamını yitirenleri anarak başladı ve Türkiye'de polisin annelere yönelik saldırısını kınadı.

 

Özdemir, "Katliamlar tarihine baktığımızda nasıl bir coğrafyada yaşadığımız görüyoruz. Son 35 gün içinde Sivas,1 Mayıs ve Dersim katliamlarını kınadık. Bugün 170 günü aşkın süren bir mücadele söz konusu. Ne zaman koşullar ağırlaşırsa o direnişte en bilinçliler ve en öncüler meydanlarda olur. Faşizmin en ağır koşullarda bu mücadele sürdürülüyor. Bu saldırılara karşı sessiz olan toplumu harekete geçirecek olanda politik önderliklerdir yani bizleriz. Her anımız tecrite karşı mücadeleyi anlatarak geçirmeliyiz. Bunu yaptığımız taktirde bu direniş etrafında binlerce milyonlarca insanı harekete geçirip sokağa dökebiliriz" dedi.

 

AvEG-Kon Eşbaşkanı Birsel Ocak ise açlık grevi eylemlerinin taleplerini ve nedenlerini aktararak, açlık grevlerinin direniş tarihinde nerde ve ne zaman hangi ülkelerde ve hapishanelerde kullanıldığı ve kazanımları hakkında bilgi verdi.

 

Ocak, açlık grevlerinin bitirilmesinin tek koşulunun dışarda mücadelenin örülmesi ve geniş toplumsal kesimlere mal edilerek taleplerin kabul ettirilmesinden geçtiğini vurguladı.

 

Ardından söz alan Paris Demokratik Kürt Toplum Merkezi Temsilci Ferhat Başgürboğa, hapishanelerde büyük bir baskı olduğuna ve içerdekilerin her birinin bu baskıyı yaşadığını belirterek zindanlardakilerin gücü ve kararlılığı ne kadar büyük olsa da tek başına baskı ve faşizmi yıkmakta başarılı olamayacağını ifade etti.

 

Başgürboğa, "Faşizm bildiğimiz en ahlaksız yönetimdir. Çekinmeden her türlü baskıyı yaşatır. Cezaevlerinde kalan biri olarak söyleyebilirim ki dışarda ne kadar güçlü olursak zindanlardaki yoldaşlara daha büyük direnç taşıyabiliriz. Evinde otururken işin olmadığında bir gideyim demek olmaz. Büyük bir direniş var, ölümlerin kapıda olduğu bir durumda ben de gidip bir destek vereyim değil bir görev ve sorumluluk olarak görelim. Kazanırsak hepimizin kazanacağı bir rejime geçeriz. Faşizm geriletilebilirse hepimizin demokratik hak ve özgürlükler genişler. İçerdekilerin direnişini dışarıya taşıma, omuzlarındaki yükü hafifletme ve direniş mevzisini büyütmek bizlerin insanlık ve devrimci görevimizdir. Bizlerden destek istiyorlar. Çok geç olmadan eylem alanlarımızı büyütelim, birleşik mücadeleyi daha güçlü hayata geçirelim" dedi.

 

Başgürboğa, süresiz/dönüşümsüz açlık grevi, ölüm orucu direnişlerini ve 34 gündür ACTIT'te süresiz açlık grevinde olan Özkan Özdemir'in direnişini selamlayarak sözlerine son verdi.

 

Açlık grevi eylemine ziyaretler devam ediyor.  Yazar Ziya Ulusoy, gazeteci Arzu Demir, Brüksel Halkevi üyeleri ve Sarı Yelekliler ziyaretçiler arasında yer aldı.