GÜNCEL
Oluç: Temelli'ye açılan soruşturma savcıların işgüzarlığı
HDP Sözcüsü Saruhan Oluç düzenlediği basın toplantısında HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'ye Dersim'de yaptığı bir konuşmadan dolayı soruşturma açılmasına ilişkin, "Yine savcıların işgüzarlığı ile hazırlanmış bir fezleke olduğunu tahmin ediyorum" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Saruhan Oluç, partisinin Genel Merkezi'nde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Hilvan'da trafik kazası sonucu yaşamını yitiren 8 yaşındaki Berat Kutusuz'un ailesine başsağlığı dileyerek başlayan Oluç, "Kendisine rahmet ailesine ve halkımıza başsağlığı diliyoruz. Bizi çok üzdü, çok acı duyduk. Bir çocuğun hayatı bizim için her şeyden önemlidir. Tekrar başsağlığı diliyoruz onun hayallerini yaşatma sorumluluğu da bizim üzerimizdedir bunun farkındayız" dedi.
'ZÜLKÜF TECRİDİ PROTESTO ETTİ'
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi protesto etmek için tutuklu bulunduğu Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Hapishanesi'nde yaşamına son veren Zülküf Gezen'in cenazesinin kaçırılarak defnedilmesini kınayan Oluç, "Zülküf Gezen Tekirdağ Cezaevi'nde tecridi protesto etmek için yaşamına son verdi. Cenazesi kaçırıldı, defnedildi. Aile mezarlığa alınmadı. Milletvekillerimizin mezarlığa girişi zor kullanılarak engellendi. Bunların hepsi çok açıkça kınadığımız, protesto ettiğimiz konular" ifadelerini kullandı.
'YETKİLİLER MESELEYİ CİDDİYE ALMALI'
Tecridin kaldırılması talebiyle 132 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in eylemine değinen Oluç, şöyle devam etti: "Bakın Leyla Güven açlık grevinin 132. gününde, cezaevleri 94. güne geldi. Kritik eşiklerin hepsi aşıldı. Biz cezaevlerinden de, Leyla Güven açısından baktığımızda dışarıda açlık grevi yapanlar açısından baktığımızda bir tek kişinin yaşamına zarar gelmeden, sağlığı zarar görmeden bu sürecin tamamlanmasını istiyoruz. Bir kez daha yetkililere, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, tüm yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Talep, hukuki ve insani bir taleptir. Türkiye'nin yasaları ve anayasası çerçevesinde, Türkiye'nin imzaladığı uluslararası hukuk çerçevesinde talep edilen bir hak talebidir. Başka bir talep yoktur. Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere yetkililerin meseleyi ciddiye alması gerekir. Toplum açısından, aileler açısından son derece sıkıntılı bir dönem yaşanmakta ve büyük kırılmalara neden olmaktadır. Bu hafife alınacak bir durum değildir."
'MEDYA HİÇ BİR ZAMAN BUGÜNKÜ KADAR BİAT ETMEMİŞTİ'
Demirören Medya Grubuna bağlı yayın organlarının Eş Genel Başkan Sezai Temelli'nin açıklamalarını çarpıtarak manşet yapmalarına ilişkin konuşan Oluç, "Mesele Hürriyet, CNN Türk, Posta ve Milliyet gazete ve TV'lerin içinde bulunduğu yayın grubu ile ilgilidir. Hürriyet gazetesi yalan haberi iki gün manşetinde tutmuştur. Diğerleri de bu yalan haberi manşetlerine taşımışlardır. Bu gazetelerin ve yayınların yaptığı açıkça hakikate saldırıdır. Gazetecilik ilkelerine saldırıdır. Gazetecilik etiği, ahlakı evrensel ilkelerdir. Bunların hepsine saldırıdır. Yapılan iş iktidarın tetikçiliğidir. Tek merkezden yapılan haberler her yere yayılmaktadır. Yayın kurulları bu haberi hiç utanmadan, sıkılmadan yayınlayabilmekte, sayfalarında tutabilmektedir. Öncelikle bunu son derece utanç verici bir durum olarak görüyoruz. İktidarlar her zaman basın üzerinde baskı kurmuşlardır. Biz her zaman biliriz ki milli istihbarat temsilcilerinin yazı işleri kurullarında temsilcileri vardır. Hiçbir zaman medya bugünkü kadar biat etmiş, bugünkü kadar pespaye bir habercilik yapma durumuna gelmemişti. Kendinize gelin!" diye belirtti.
'MERKEZ MEDYANIN DURUMU UTANÇ VERİCİ'
Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eş Genel Başkanlarımız 70'in üzerinde miting ve halk buluşması yapmıştır. Yahu hangisini verdiniz, bir tanesini gösterdiniz mi? Günde 3 kere AKP Genel Başkanı'nın halka hakaret ettiği mitingleri gösteriyorsunuz. Kürt halkına terörist dediği toplantıları, mitingleri gösteriyorsunuz. 70 miting ve halk buluşmasından hangisini gösterdiniz? Bu mu gazetecilik? Sadece yalan haber yapmakla, sadece gobelss bozuntusu insanların yaptığı haberleri yayınlamakla kalmıyorsunuz: Gerçeği de göstermiyorsunuz. HDP söz konusu olunca bununla bitmiyor. Bu son seçimde HDP'nin hazırladığı reklam filmleri, merkez medyanın neredeyse tamamı tarafından yayınlanmadı. Utanç verici bir durum. Yani parasını veriyoruz, reklamımız yayınlanmıyor. Diyeceksiniz ki acaba bu filmlerde hukuki bir sorun mu vardı? Hayır, yok! Çünkü normal işleyiş televizyonların hukuk servislerinin yönetimle beraber bu filmleri değerlendirmesi, eğer bir sorun varsa bize geri dönülmesi ki bize geri dönüş oldu. Düzeltme istendi, düzeltmeleri yaptık, geri gönderdik. Baktılar 'herhangi bir hukuki sorun yoktur' cevabı geldi. Elimizde gelen mailler ve yazılı cevaplar var. Yayınlanmasını bekliyoruz ama yayınlanmadı. Telefonlarımıza çıkılmadı. Ya yayın kurullarında MİT'in temsilcileri olur ya da telefon edilir: Alo Fatih hattı ile ve uyarılır gazete ve televizyonlar ikisinden biri olmuş. Bu hazırladığımız filmler yayınlanmadı. Meclisin 3'üncü büyük partisinin reklamlarını yayınlayamamak ve bunu açıklayamadıkları için telefonlara çıkamamak. Ne oluyor. Yerel seçimlerde propaganda eşitliğine aykırı davranıyorsunuz."
'DİN ÜZERİNDEN FİTNE ÜRETMEKTİR'
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın partilerini hedef alan açıklamalarına ilişkin de konuşan Oluç, "Günde 3 kere çeşitli mitinglerde mutlaka HDP seçmenine, dolayısıyla 6 milyon seçmenin ailelerine, 20 milyondan fazla insana, Kürt halkına hakaret etmekten geri durmayan bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Bunun son örneği dedi ki Tayip Erdoğan, 'HDP denen dinsiz imansız ateist olan takım.' Birincisi şunu açıkça söyleyelim; kamu barışını çiğneyen bir kişi ile kaşı karşıyayız. Bu toplum barışına karşı suç kapsamına girer. HDP'ye bu lafları etmek HDP'nin aileleriyle birlikte 20 milyondan fazla destekçisine de dinsiz, imansız, ateist demektir. Burada kastedilen din üzerinden fitne üretmektir. Biz bu fitnede onun vebaline ortak olmayacağız. Kendisini Allah'a havale ediyoruz" diye kaydetti.
Seçim çalışmalarına dair de konuşan Oluç, "Yasaklamalarla, çeşitli baskılarla karşı karşıya kalıyoruz. Bazı billboardlarımız yasaklandı. Özgürlük kendisini yönetmekle başlar. Söyleyecek bir şey yok onu yasaklayan zihniyete. Kayyum raporumuz yasaklandı, kayyım raporunu yasaklayan zihniyete de diyecek bir şey yok. Bu yolsuzluk ve usulsüzlükleri soruşturması gereken, hesabını sorması gereken yargı onlarla uğraşmak yerine bizim yazdığımız Kayyım Raporu'nu toplatıyor. 31 Mart'ta o kayyumlar Ankara'ya gönderilecek konuştu" diye konuştu.
'İLLERDE NEWROZ KUTLAMALARI YAPACAĞIZ'
Newroz'da bütün illerde kutlamalar yapacakalarını söyleyen Oluç, "Newroz'u hep birlikte kutlayacağız. Şimdiden tüm Ortadoğu halklarının Newroz'u kutlu olsun. Son mitinglerimizi seçim yasası kapsamında gerçekleştireceğiz. 31 Mart'ta en iyi sonucu almak için çalışmalarımızı tamamlayacağız" dedi.
'SAVCILARIN İŞGÜZARLIĞI İLE HAZIRLANMIŞ'
Oluç, ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli hakkında açılan soruşturmaya dönük soruya Oluç, "Biliyorsunuz vekillerimiz ve Eş Genel Başkanlarımızı hakkında fezleke hazırlayıp Meclis'e göndermek savcıların kendi pozisyonlarını güçlendirmeleri, terfi etmeleri için iyi bir araç. Bir kez daha böyle bir şey olmuştur içeriğini tabii ki bilmiyorum. İçeriğine bakar ve değerlendiririz. Herhangi bir seçim çalışmasında Eş Genel Başkanlarımızı ve adaylarımızın suç teşkil edecek herhangi bir söz söylemediklerini biliyorum. Yine savcıların işgüzarlığı ile hazırlanmış bir fezleke olduğunu tahmin ediyorum. Hukukçu arkadaşlarımız değerlendirecektir" şeklinde yanıt verdi.