Metal işçileri 3 fabrikada daha greve çıktı
Patron örgütü MESS'in yüzde 40 zam dayatmasına karşı Hitachi'nin 4 fabrikasının ardından, Birleşik Metal-İş Sendikasına üye metal işçileri 3 fabrikada daha greve çıktı.
Patron örgütü MESS'in yüzde 40 zam dayatmasını kabul etmeyen Birleşik Metal-İş Sendikasına üye Hitachi işçilerinin başlattığı grev kararlılıkla sürerken, bu sabah grup sözleşmesine bağlı 2 işletme daha greve çıktı.
Hitachi işletmesinin Kartal, Tuzla, Dilovası ve Dudullu'daki fabrikalarında 4 Aralık'ta başlayan grev sürerken; bugün de Schneider Elektrik'in Kocaeli Çayırova'da ve Manisa'da bulunan fabrikaları ile Gebze'deki Grid Solutions fabrikasında işçiler şalter indirdi, greve çıktı. Böylelikle grevde olan Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin sayısı bin 500'ü aştı.
Fabrika önlerinde pankartlarıyla, "Direne direne, direnişten zafere", "Zafer direnen emekçinin olacak" sloganları atan metal işçileri "Metal işçisi çalıştı, üretti ve işverenlere çok kazandırdı. Şimdi karşılığını istiyor", "Şimdi sıra metal işçilerinin emekleri ile zenginleşen metal işverenlerinde ve MESS'te" diye seslendi. MESS'in sefalet zammı dayatmasını kabul etmeyen Birleşik Metal-İş üyesi işçiler talepleri karşılanana kadar mücadeleyi büyütmekte kararlı.
GE Grid Solutions fabrikasının Gebze'de bulunan fabrikasında greve çıkan işçilere seslenen Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, "Bizleri açlığa mahkum edenlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
'KÖLE DEĞİLİZ, İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ'
4 aydır sözleşme sürecinde olduklarının bilgisini veren Atar, metal işçilerinin sefalet ücretine boyun eğmeyeceklerini vurguladı, "Sendikamızın yetkili kurumları ve işveren sendikası MESS ile müzakere ettik, mücadelemizi sürdürdük. Şimdi grev aşamasındayız. Bu dönem yüksek enflasyon ve hayat pahalılığına rağmen üretime devam ederek çarkları döndürerek kendi hakettiğimiz payı almak için mücadele ettik. Son üç yıldır uygulanan ekonomik politikalar sonucunda bizler de diğer işçiler gibi reel gelirimizden kayıp yaşadık. Her geçen gün artan enflasyon ve hayat pahalılığına maruz kaldık. Uluslararası sermaye kuruluşları kasalarını doldururken, tarihte görülmemiş düzeyde değer kaybeden emekçi sınıfı olarak bizler ezildik. İşte böyle bir sürecin sonunda halen yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı devam ederken bir nebze de olsa hayatımızı kolaylaştırmak için bu toplu sözleşme için binlerce emekçi mücadele ettik. Bu işçi sınıfına umut oldu. Mevcut ücretlerimiz ortalama 30 bin bile değil, 4 kişilik bir ailenin sadece mutfak masrafından biraz daha fazlaya çalışıyoruz. Gayet karşılanabilir taleplerde bulunuyoruz. Genel olarak ortalama bugünkü yoksulluk sınırında talepte bulunduk. Bu fabrikanın sahipleri Türkiye'nin en çok kazanan sermayesinden biri, onlara burdan sesleniyoruz, siz bizi köle olarak değerlendiriyor olabilirsiniz ama biz insanca yaşamak istiyoruz" dedi.
Enflasyonun yükseldiği döneminde "yerli ve milli sermaye"nin kur korumalı mevduat hesapları ile korulduğunu hatırlatan Akar, "Bir emekçi, bırakın kirasını ödemeyi karnını zor doyuruyorsa bunun sebebi MESS gibi işçi düşmanı sendikalar ve sermaye iktidarı AKP'dir. Bu krizi, kendi yağmaladıklarının yükünü biz emekçilere yüklemek istiyorlar. Asgari ücreti açlık sınırında bırakarak 7 milyon asgari ücretliyi açlığa mahkum ediyorlar. Ülkede adalet mücadelemiz ile emekçilerin mücadelesini vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.
İşçiler konuşmaların ardından grev halayına durdu.