24 Kasım 2024 Pazar

Manisa'daki radyoaktif kirlilik için araştırma çağrısı

Manisa Köprübaşı ilçesinde 1974-1982 yılları arasında uygulanan deneme amaçlı uranyum madenciliği faaliyetlerinin etkileri sürüyor. Jeoloji Mühendisleri Odası etkilerin tespit edilmesi için kapsamlı bir araştırma yapılmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını istedi. Manisa'nın Köprübaşı ilçesinde 70'li yıllarda yapılan uranyum madenciliğinin olumsuz etkilerinin sürdüğü bilimsel araştırmalarla ortaya konuldu. Çileğiyle meşhur yörenin su kaynaklarında ve toprağında normalin 140 katı uranyum kalıntısı tespit edilmişti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun konuyla ilgili ciddi bir araştırmaya gitmemesi, yapılan araştırmaları da yalanlaması uzmanlarca yıllardır eleştiriliyor.
 
Jeoloji Mühendisleri Odası uranyum radyoaktivite bulgularının yalnızca Köprübaşı ilçesini değil Selendi, Kula, Gördes ilçelerine bağlı yerleşim yerlerini de kapsayabileceğini belirterek Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nu göreve çağırdı.
 
Yapılan açıklamada, “Odamız tarafından 2017 yılı sonu 2018 yılı başlarında yeraltı sularına yönelik yapılan bir çalışma kapsamında, radyoaktif kirlenmenin yalnızca Köprübaşı ilçesiyle sınırlı kalmadığı, bu bölgeden çok daha geniş alanlara yayıldığı tespit edilmiştir. Bölgede çok yaygın olarak yüzeylenen Balçıklıdere Formasyonu’nun, uranyum içeren tek jeolojik birim olduğu MTA’nın yürüttüğü çalışmalardan bilinmektedir. Bu formasyonun, Köprübaşı İlçesine uzak bir kesiminde Odamız tarafından yürütülen hidrojeolojik etüt kapsamında örneklenen su noktalarında da uranyum radyoaktif elementinin, içme suları için kabul edilen limitlerin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Bu tespit üzerine, Balçıklıdere Formasyonu’nun yayılım alanı içinde kalan yeraltı sularına yönelik tüm araştırmalar incelenmiş ve kaygı verici bir durum saptanmıştır.” denildi.
 
Jeoloji Mühendisleri Odası'na göre “Balçıklıdere Formasyonu’nun uranyum içerdiğinin bilinmesine karşın, bölgede yürütülen hiçbir çalışma formasyonun bütününe ve onun üzerinde yer alan yerleşim birimlerinin kullandığı yeraltı sularına yönelik olmadı. Birçok çalışma, Köprübaşı ilçesi ve yakın çevresiyle sınırlı kaldı. Sınırlı bir alanda da olsa yapılan bu çalışmalarda, uranyum radyoaktifinin toprakta ve yeraltı suyunda standartların üzerinde olduğunun belirtilmesine karşın, devletin ilgili kurumları tarafından gerekli önlemler alınmadı.
 
HALK SAĞLIĞI TARAMASI YAPILSIN
 
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan konuyla ilgili “TMMOB Jeoloji Mühendisleri odası olarak; TAEK’i ve devletin ilgili kurumlarını göreve davet ediyoruz. Uranyum mineraline bağlı radyoaktivite; yalnızca Köprübaşı ilçesinde değil Selendi, Kula, Gördes ilçelerine bağlı yerleşim yerlerini de tehdit ettiği düşünülmektedir. Bölgede yaşayan halk jeojenik kökenli radyonükleik ışınım riski altındadır. Bu nedenle, Balçıkdere Formasyonu üzerinde yer alan tüm yerleşim birimlerinin kullandığı yeraltı sularının ve toprağın jeokimyasal/ hidrojeokimyasal analizlerin yapılarak sonuçlarının kamuoyuna açıklanması, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından halk sağlığı taraması yapılarak riskli bölgelerin belirlenmesi ve koruma altına alınıp, güvenlikli hale getirilerek sürekli izlenmesi gerekmektedir.” şeklinde görüş bildirdi.