18 Mayıs 2024 Cumartesi

Mahpusların sağlık hakları tanınmıyor

F Oturmasında "Ağır hasta mahpuslar koşulsuz serbest bırakılsın" talebi yinelendi. Hasta tutsak İsmail Tüzün'ün durumunun kamuoyuyla paylaşıldığı eylemde hapishanelerdeki tecrit ve hak gasplarına dikkat çekildi. Ankara'da da akciğer kanseri olan Serkan Gökdemir'in durumu aktarıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) önünde yapılan F Oturmasının 397. haftasında hasta tutsak İsmail Tüzün'ün serbest bırakılması istendi. Eylemde, "En temel demokratik haklarımızın önüne engel konulurken, hapishanelerde mahpuslara neler yaşatıldığını tahmin etmekte zorlanmıyoruz. Baskı ve işkencenin yanı sıra giyim, beslenme, barınma, haber alma, savunma, bilgi edinme ve sağlığa erişim gibi birçok hakkın gasp edildiğini biliyoruz" vurgusu yapıldı.

Basın açıklamasını yapan Hatice Onaran, "397'nci kez hasta mahpusların serbest bırakılmasını istediğimiz bu hafta, hasta listemizde bulunan İsmail Tüzün'ün durumunu paylaşacağız" dedi.

1972 doğumlu İsmail Tüzün'nün 2003 yılında, Hakkari'de gözaltına alındığını, bir ay boyunca işkenceye maruz kaldıktan sonra tutuklanıp Hakkari Kapalı Hapishanesi'ne; daha sonra Bitlis, Malatya, Elbistan, Diyarbakır, Antep L Tipi ve son bir yıldır kaldığı Antep H Tipi Hapishanesi'ne sürüldüğünü kaydetti. Tüzün'ün gözaltına alındığında yaralı olması nedeniyle günlük yaşamında birçok sıkıntı yaşamasına karşın yaklaşık on iki yıl boyunca ciddi bir tedavi görmediğine dikkat çeken Onaran, özellikle ilk altı yıl boyunca tedavisinin yapılmadığını söyledi.

Onaran'ın aktardığına göre, İsmail Tüzün, götürüldüğü Malatya E Tipi Hapishanesi'nde kaldığı 6 yıl boyunca, vücudunun çeşitli bölgelerine saplanmış şarapnel parçaları nedeniyle hayati risk altında olmasına rağmen, bu parçaların alınması için herhangi bir tedavi veya ameliyat yapılmaz. Elbistan E Tipi ve Malatya E Tipi hapishanelerinde kaldığı zamanlar, ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanırken sürekli disiplin cezaları nedeniyle tek kişilik hücrede tutulur.

2015 yılında, Diyarbakır D Tipi Hapishanesi'nde kaldığı süreçte Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi işkenceden kaynaklı yumurtalıklarında oluşan kist nedeniyle ameliyat eder. Yine işkence sonrası ortaya çıkan ve gün geçtikçe artan uyku apnesi rahatsızlığı için gerekli tedavi belirlenir, gün verilir. Ancak hastane randevu gününden önce Gaziantep L Tipi'ne sevk edilir.

Ayrıca kardeşi, İsmail Tüzün'ün vücudundaki şarapnel parçaları nedeniyle ayakta durmakta, yürümekte zorluk çektiğini belirtiyor. Midesinde tümör tanısı konduğunu ancak teşhis edilmesi için gerekli işlemlerin yapılmadığını; 12 yıl boyunca abisine hiç bir tıbbı destek sağlanmadığını, yıllar sonra başlanan tedavinin de çok kısa sürdüğünü ifade ediyor.
 
Hasta tutsağın durumunun kritik olduğuna vurgu yapan Hatice Onaran, "Daha önce defalarca söyledik yine söylüyoruz, hapishanelerde sağlığa erişimin önündeki tüm engeller kaldırılsın, hapishane revirleri her gün ve sürekli açık kalsın ve gerekli sağlık hizmetini yerine getirsin. Kelepçeli muayene ve tedavi uygulaması işkencesine artık son verilsin. Ağır hasta mahpuslar koşulsuz serbest bırakılsın" diye belirtti.

ADLİ TIP KURUMU YETKİLİ OLMAKTAN ÇIKARILMALI
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, 269. kez İHD Ankara Şubesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, Kayseri Açık Ceza Hapishanesi'nde kalan akciğer kanseri olan Serkan Gökdemir'in durumu ele alındı. Yapılan açıklamada, 29 Mayıs 2019 tarihinde Kayseri Erciyes Üniversitesi hastanesinden verilen heyet raporunda "Mevcut bulgularla cezanın ertelenmesi gözönünde bulundurulabilir, cezasının infazının mahkumun sağlığına olumsuz etkileri olabilir" denilmesine rağmen kararın uygulanmadığına dikkat çekildi. 

Açıklamada, "Serkan Gökdemir gibi birçok hasta için tedavi edildikleri hastaneler tarafından verilen 'cezaevinde kalamaz' raporlarına rağmen çoğu hasta Adli Tıp kurumuna gönderilmiyor, gönderilen hastalar için de Adli Tıp Kurumu çoğunlukla ve ne yazık ki cezaevinde kalabilir raporu vermektedir. Ve yine bu kararlarda toplum güvenliği gerekçesi ön plana çıkarılmaktadır. Oysa tam teşekküllü hastaneler ile üniversite hastanelerinin vermiş olduğu raporlar kabul edilmesinin önündeki engeller kaldırılmalı, Adli Tıp Kurumu bu konuda tek yetkili kurum olmaktan çıkarılmalı, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bu sorunun çözümü için acil bir şekilde çalışma başlatmalı, hapishanelerde kaç hasta mahpusun bu şekilde olduğuna dair araştırmaları özenli bir şekilde yapmalı ve ağır hasta mahpusların derhal tahliyesine başlanmalıdır" talebinde bulunuldu.