26 Aralık 2024 Perşembe

KESK: Açlık grevlerinde kritik durum aşılmadan çözüm üretilsin

KESK, "Açlık grevlerinde 'sıvı, B grubu vitamin, tuz, şeker ve karbonat' alımı yaşamsal olduğu kadar, eylem sonlandıktan sonra kalıcı beyin hasarlarının önlenmesi açısından da kritik olduğu göz önüne alınarak gerekli tedbirler alınmalıdır" dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) hapishanelerde süren açlık grevlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Hukuksuzluğun en ufak bir yaşam alanına bile sirayet ederek yaygınlaştığı kaydedilen açıklamada, "Otoriter rejimlerin toplumun denetimi amacıyla bir strateji olarak benimsedikleri ülkemizde de muhalif olan tüm toplumsal kesimleri, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesini yürüten emek ve meslek örgütlerini "sürekli gözetim, denetim, baskı ve tecrit" altında tutma politikası AKP ile birlikte ülkemizde de derinleştirilerek uygulamaya sokulmuştur" denildi.
 
AKP'nin siyasi iktidarını içselleştirmek için tüm baskı araçlarını devreye sokatuğunun, toplumu gözetim ve denetim altında tutmayı bir strateji olarak benimsediğinin ifade edildiği açıklamda, "İktidar, denetimli serbestlikle yüzbinlerce muhalifi yarı açık cezaevine dönüştürdüğü dışarıda adeta kıpırdayamaz hale getirirken tutukladıkları muhalifler üzerinden de cezaevlerinde aynı amaçla baskısını giderek artırıyor" diye belirtildi.
 
İHD raporuna göre 2018 yılı içerisinde 211 tutuklu/hükümlünün, hapishanede işkence ve kötü muameleye (psikolojik baskı, darp, çıplak arama, askeri tekmil zorlaması, ters kelepçe vb.) maruz kaldığının hatırlatıldığı açıklamada şöyle denildi:
 
"Ayakta sayım dayatması, ters kelepçe uygulaması, sayım ve telefon görüşmelerinde askeri tekmil ve askeri nizam dayatması, karşıt görüşlü tutuklu/hükümlülerin aynı ring aracıyla hastane ve mahkemeye götürülmesi ve bu sırada yaşanan nefret saldırıları, sağlık hakkına erişim engelleri, çıplak arama, keyfi disiplin cezaları, sürgün sevk, özel alanları da görecek biçimde kameraların konulması, havalandırmaların üzerlerinin tel kafesle kapatılması, aşırı doluluk nedeniyle birçok hapishanede yerlere yatak konularak yerde yatmak zorunda bırakılma gibi ihlaller sıkça kamuoyuna yansımaktadır. Keyfi disiplin cezaları nedeniyle infaz yakılmasının giderek sistematik hal almıştır. Son yıllarda birçok insan yeterli sağlık olanakları sağlanmadığından yaşamını yitirdi. İletişim cezaları ve kitap sınırlandırmaları son yıllarda cezaevlerinde sıradan uygulamalar haline getirilmiştir.
 
"Tutuklu/hükümlülerin aileleriyle, avukatlarıyla aylarca/yıllarca görüştürülmemesi temel insan haklarına aykırıdır. Temel sorunların çözümünde baskı politikalarının ciddi toplumsal sorunlara, kutuplaşmaya ve gerginliklere yol açtığı son günlerde yaşananlardan bir kez daha açığa çıkmıştır. Anti demokratik politikalar nedeniyle onlarca cezaevinde aralarında avukatların, seçilmiş milletvekillerinin, belediye başkanlarının da olduğu yüzlerce tutuklu/hükümlü günlerdir süresiz/dönüşümsüz açlık grevine başlamış durumdadır" denilen açıklamada, geç kalınmadan önlem alma çağrısı yapıldı.
 
Tutuklu/hükümlülerin uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan haklarından faydalanmasının önündeki engellerin kaldırılmasının, sağlık örgütleri ve insan hakları örgütlerinden oluşan bir heyetin hapishanelere ziyaretlerde bulunmasına izin verilmesinin istendiği açıklamada, "Açlık grevlerinde 'sıvı, B grubu vitamin, tuz, şeker ve karbonat' alımı yaşamsal olduğu kadar, eylem sonlandıktan sonra kalıcı beyin hasarlarının önlenmesi açısından da kritik olduğu göz önüne alınarak gerekli tedbirler alınmalıdır" denildi.
 
"Cezaevleri gerçeğinin ülkemizin siyasal ve ekonomik koşullarından bağımsız olmadığı gerçeğinden hareketle Konfederasyonumuz cezaevlerinde yaşanan ihlallerden ve bu ihlallerin sonra erdirilmesi talebiyle devam eden açlık grevlerinin şu ana kadar çözülmemesinden kaygı duymaktadır" denilerek temel hak ve özgürlüklerin kullanımı önündeki engellerin kaldırılması istendi.