21 Mayıs 2024 Salı

KCK'den Kasım Süleymani açıklaması

Kasım Süleymani'nin öldürülmesine ilişkin yazılı açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, "Kasım Süleymani ve Mehdi El Mühendis'in suikastla vurulmaları önümüzdeki dönemin halklar açısından daha zorlu geçeceğini göstermektedir" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Kasım Süleymani'nin öldürülmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, "5 bin yıllık devletçi sistem ortaya çıktığı coğrafyada derin bir krize girdiği gibi; kapitalist modernist güçler müdahaleleriyle bu krizi daha da derinleştirmektedir. Ne bölgesel, ne de uluslararası güçlerin Orta Doğu'da yaşanan kapsamlı sorunlara bir çözüm reçetesi vardır. Zaten sorunun kaynağı olan güçlerin sorunları çözebilmeleri mümkün değildir. Bağdat'ta İran'ın en önemli askeri ve siyasi figürü olan Kasım Süleymani'nin ve Haşd El Şabi'nin Komutanı Mehdi El Mühendis'in suikastla vurulmaları bu gerçekliği bir daha gözler önüne sermiştir. DAİŞ'in toprak hakimiyetinin sonlandırılmasıyla birlikte hakimiyet peşinde olan güçlerin kendi aralarındaki mücadele Orta Doğu merkezli süren 3. Dünya Savaşını daha da derinleştirip kapsamlılaştırmıştır. Bu gerçeklik Önder Apo'nun tarihsel toplumu çözümleme temelinde ortaya koyduğu demokratik modernite çözümünü tek seçenek haline getirmiştir" denildi.

Orta Doğu'nun sorunları ne milliyetçilikle, ne mezhepçilikle, ne erkek egemen sistemin cinsiyetçiliğiyle, ne de toplumu ve toplumsal değerleri dağıtan kapitalist modernitenin çıkarcı, bireyci, liberal zihniyet ve politikalarıyla çözülemeyeceği ifade edilen açıklamada şunlar belirtildi:
"Tüm farklılıkların eşitliği ve özgürlüğünü esas alan toplumcu demokrasi tek çözüm yoludur. Orta Doğu'nun tarihsel toplumsal temeli de, kültürel yapısı da başka bir çözümü kabul etmemektedir. Bu nedenle bölgesel iktidar güçlerin ve uluslararası kapitalist modernist güçlerin dayatmaları ve müdahaleleri sorunları daha fazla ağırlaştırmaktadır. Kuşkusuz siyasal çıkmazın derinleşmesi ve savaşın içinden çıkılmaz hale gelmesi halklara yeni acılar yaşatmaktan başka bir sonuç vermemektedir. Kasım Süleymani ve Mehdi El Mühendis'in suikastla vurulmaları önümüzdeki dönemin halklar açısından daha zorlu geçeceğini göstermektedir.

"Bölgesel güçlerle kapitalist modernist güçler arasındaki bu yönlü çatışmalar halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesini rayından saptırarak kör dövüş ortamında boğuntuya getirmektedir. Nitekim ABD'nin hava saldırıları daha şimdiden bu yönlü sonuçlar ortaya çıkarmış bulunmaktadır. Mezhepçiliğin ve milliyetçiliğin de gözü kör olduğundan bu yönlü çatışmalar ortamında özgürlük ve demokrasi güçlerinin mücadelesi ciddi zorluklarla karşı karşıya gelmektedir. Halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesi fillerin tepişmesi, çimenlerin ezilmesi gibi bir durumla karşılaşmaktadır. Dolayısıyla bölgemizde yaşanan çatışmalar ve karşılıklı saldırılar özünde birbirlerine karşı olmaktan çok halklara yönelik yapılan saldırılardır.

"Kürt Özgürlük Hareketi olarak Orta Doğu'da yaşanan sorunların çözümünü dış müdahalelerde ve halkların demokrasi ve özgürlük özlemlerini bastırmada gören politika ve uygulamalara karşı olduğumuz açıktır. Demokratik ulus çizgisinde demokratik toplumcu demokratikleşme dışında sorunların çözülmesi sağlanamaz. Artık geçmiş yüzyıllardaki gibi halkların iradesi dikkate alınmadan birbirleriyle savaşarak egemenlik mücadelesi veren güçlerin uzlaşması yada birinin baskın çıkmasıyla istikrar ve barışın sağlanacağını düşünmek, halkların zamanı olan çağın gerçekliğinden bihaber olmaktır. Bu açıdan halkların devreye girmediği ve çözümleyici gücünü ortaya koymadığı durumda çatışmaların sonlanarak barış ve istikrar gelmesi beklenmemelidir. Nitekim sadece Orta Doğu'da değil, tüm dünyada sorunların bırakalım çözülmesi, daha da ağırlaşması karşısında halklar harekete geçmektedir. Halklar mücadelesiyle dünyanın her yerinde demokratikleşme temelinde eşit ve özgür yaşamı dayatmaktadırlar.

TÜRK DEVLETİ YAŞANAN GERİLİM VE ÇATIŞMADAN YARARLANMA HESABI YAPMAKTADIR
"Milliyetçilik ve mezhepçilik de dış müdahaleler gibi Orta Doğu halkları arasında parçalanma ve çatışma yaratmaktadır. Bu açıdan dış müdahalelere karşı çıkmak kadar milliyetçi ve mezhepçi zihniyetlere karşı çıkmak da Orta Doğu'da barış ve istikrarı sağlamak açısından önemlidir. Çünkü bu tür zihniyetlerden kaynaklanan gerilim ve çatışmalar da dış müdahalelere zemin sunmakta, bu da tüm Orta Doğu halklarına zarar vermektedir.

"Türk devleti ortaya çıkan tüm gerilimler ve çatışmalarda olduğu gibi son yaşanan çatışma ve suikastın yarattığı ortamdan da Kürt halkına ve demokrasi güçlerine karşı yürüttüğü saldırılar için yararlanmaya çalışmaktadır. İtidal çağrısı yapması, dış müdahale ve suikastlara karşıyız demesi tamamen demagoji ve kendi gerçekliğini gizlemeye yöneliktir. Aksine dış müdahale ve suikastlara kendi saldırıları, işgali ve yaptığı suikastları normalleştirdiği için sevinmektedir. Yaşanan gerilim ve çatışmalardan yararlanma hesabı yapmaktadır.

"Dış güçlerin, Türkiye gibi çatışma ve gerilimden beslenen bölgesel güçlerin politikalarını boşa çıkarmak açısından demokratik ulus anlayışına dayalı halkların kardeşliği temelinde demokratikleşme mücadelesini geliştirmek çok önemlidir. Sadece ve sadece demokratikleşen toplumlar ve ülkeler dış güçlerin oyunlarını ve müdahalelerini boşa çıkarırlar. Böylece hem tek tek ülkelerde hem de bir bütün olarak Orta Doğu'da barış ve istikrar sağlanabilir. Bu çerçevede Irak ve Suriye üzerinde yoğunlaşan 3. Dünya Savaşına halkların kardeşliği ve demokratikleşmeyi esas alan zihniyet ve politikalarla cevap olmak Orta Doğu'da sorunları ağırlaştıran her türlü müdahale, çatışma ve suikastlara son verecek tek yoldur."