Kadınlar haykırdı: Rojin Kabaiş isyanımızdır

Ankara ve Eskişehir'de Rojin Kabaiş için sokaklara dökülen kadınlar, Rojin Kabaiş'in cansız bedeninde bulunan 2 erkek DNA'sının açıklanmasını talep etti, Rojin Kabaiş ve katledilen tüm kadınlar için mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı.
Ankara ve Eskişehir'de kadınlar, Van'da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş'in yaşamını yitirmesinin yıldönümünde sokaklara dökülerek Rojin Kabaiş için adalet talebini yükseltti.
ESKİŞEHİR
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu'nun çağrısıyla kadınlar Doktorlar Caddesi üzerinde insan zinciri oluşturarak Ulus Anıtı'na kadar yürüdü ve burada basın açıklaması ile oturma eylemi gerçekleştirdi. "Rojin'in ve katledilen tüm kadınların hesabını soracağız" pankartı açılan eylemde, Rojin Kabaiş ve katledilen kadınların fotoğrafları taşındı. Eylem boyunca, "Erkek adalet değil, gerçek adalet", "Jin, jiyan, azadi", "Rojin Kabaiş isyanımızdır" sloganları atıldı.
Basın açıklamasını Bahar Beytekin okudu.
ANKARA
Ankara'da kadınlar, Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonları'nın çağrısıyla Sakarya Caddesinde buluştu. "Rojin 1 yıldır adalet bekliyor. Adli Tıp Kurumu, 2 DNA'yı açıkla" pankartı açılan eylemde, Rojin Kabaiş'in fotoğrafları taşındı.
'ROJİN'İN ADI ADALET ARAYIŞIMIZIN SİMGESİDİR'
Ortak basın metninde, "21 yaşında bir üniversite öğrencisi olan Rojin, 27 Eylül 2024 günü gecesi kaldığı KYK yurdundan çıktı ve bir daha geri dönemedi. Tam 18 gün boyunca arandı, cansız bedeni en son görüldüğü yerden 20 km uzaklıkta Van Gölü kıyısında akıntının tersi yönünde bulundu. Otopsi raporu 28 gün bekletilerek ne avukatlarla ne de aileyle paylaşılmadı. Otopsisinde bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA bulundu, ancak bu DNA'ların kime ait olduğu ve bedeninin neresinde bulunduğu açıklanmadı. Aradan bir yıl geçti; Rojin'in nasıl kaybolduğu, bedeninin neden akıntının tersi yönünde bulunduğu, DNA'ların kime ait olduğu ve dolayısıyla Rojin'in ölümü hala aydınlatılmadı. Rojin'in adı erkek yargının ve devletin cezasızlık ve ihmalkarlığının bir göstergesi, adalet arayışımızın simgesidir" denildi.
'ETKİN VE HIZLI BİR ARAMA YAPILMADI'
Rojin'in katledilişine giden süreçte erkek devletin cezasızlık politikalarına işaret edilen metin, şöyle devam etti: "Rojin'in kaldığı Seyyit Fehim Arvasi KYK Yurdu görevlileri, Rojin'in kaybolmasından sonra aileye geç bilgi verdi. Rojin için arama çalışmalarının, kayıp dosyaları için çok kritik zaman dilimi olan ilk iki gün geçtikten sonra başlamasına sebep oldu. Ancak, hala yurt suskunluğunu koruyor, sorumluluğu üstlenmiyor, bir açıklama yapmıyor. Rojin'in ailesi, günlerce sesini duyurmaya çalışmasına rağmen kolluk güçleri üzerine düşeni yapmadı, Rojin'i bulmak için etkin ve hızlı bir arama yapılmadı. Ardından Rojin'in bedeni, kaybolduğu bölgeden 20 km uzakta Mollakasım sahilinde bulundu. Ancak, avukatların Rojin'in bedeninin Mollakasım sahiline kadar sürüklenme olasılığına ilişkin uzman ataması talebi aylarca sürüncemede bırakıldı, taleplerine bir karşılık bulunamadı."
'GİZLİLİK KARARI BAHANE EDİLEREK HİÇBİR AÇIKLAMA YAPILMIYOR'
"Rojin intihar etti" denerek katledilişinin üstünün örtülmek istendiğine, dosyaya kısıtlılık kararı getirildiğine dikkat çekilen metinde, "Adli tıp raporlarından kamera görüntülerine, telefon sinyallerinden DNA örneklerine kadar pek çok kritik bulgu ya kamuoyundan gizlendi, ya da çelişkilerle dolu bir şekilde bazı medya gruplarınca aktarıldı. Rojin'in bedeninde bulunan 2 erkek DNA'sının kimlere ait olduğu tespit edilip, şüpheliler gözaltına almak yerine dosyadaki gizlilik kararı bahane edilerek hiçbir açıklama yapılmıyor, soruşturmada bir ilerleme kat edilmiyor ve hala bütün bu bulgulara rağmen Rojin'in intihar ettiği söyleniyor" ifadeleri kullanıldı.
'BU TOPRAKLARI KADIN MEZARLIĞINA ÇEVİRMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Metinde, şu ifadeler kullanıldı: "Bugün Rojin'in davası, bize şüpheli kadın ölümlerinin nasıl görünmez kılındığını bir kez daha hatırlatıyor. Bu topraklarda; özellikle son yıllarda şüpheli kadın ölümleri haberlerinin çoğaldığını görüyoruz ve kadın cinayetlerinin etkin araştırılmadığı için intihar denilerek, şüpheli ölüm başlığı atılarak hiçe sayıldığını biliyoruz. Böylece kadın cinayetlerini aydınlatmak, kadınlar için adaleti sağlamak yerine deliller karartılıyor, dosyalar kapatılıyor ve failler aklanıyor. Bu süreç, başlı başına sistematik bir şekilde devlet ve devletin üniversite, yurt, adli tıp kurumu, Adalet Bakanlığı gibi kurumlarınca işlenen, kadınların yaşam hakkını gasp eden bir suçtur. Bu toprakları kadın mezarlığına çevirmenize izin vermeyeceğiz!"
'ROJİN İÇİN ADALET SAĞLANSAYDI ŞİLAN HALA ARAMIZDA OLURDU'
Bundan 3 hafta önce Van Gölü'nde Şilan Tekin'in cansız bedeninin bulunduğu hatırlatılan metinde, "Eğer Rojin için adalet sağlanmış olsaydı, bugün Şilan için de aynı senaryo yazılmaya çalışılmış olmazdı. Şilan Tekin'e ne oldu sorusuyla karşı karşıya kalmazdık, Şilan şu an aramızda olurdu. İşte bu yüzden biz kadınlar, gerçekleri saklamaya, delilleri karartmaya, failleri aklamaya dönük tüm girişimlerin karşısında dimdik duruyoruz. Biliyoruz ki; Rojin Kabaiş için adalet mücadelesi sadece bir dava ilişkin değil, bütün kadınlar için adalet ve yaşam hakkı mücadelesidir" denildi.
'İKİ ERKEĞE AİT DNA'NIN KİMLERE AİT OLDUĞU AÇIKLANSIN'
Talepler, şöyle sıralandı:
🔹"Dosyadaki gizlilik kararı derhal kaldırılsın, aile ve kamuoyu gerçeğe ulaşabilsin.
🔹Eksik bırakılan deliller toplanıp şeffaf biçimde açıklansın.
🔹Rojin'in bedeninde bulunan iki erkeğe ait DNA'nın kimlere ait olduğu açıklansın.
🔹Rojin'in ölümünde ihmali, karartması ve sorumluluğu bulunan tüm kişi ve kurumlar hesap versin.
🔹Kadınların yaşam hakkını korumak için devlet görevini yerine getirsin.
🔹Rojin'in ailesi yalnız bırakılmasın, gereken hukuki ve manevi destek verilsin."