22 Aralık 2024 Pazar

Kadın metal işçileri en çok cinsiyet konusunda ayrımcılığa uğruyor

BİSAM Metal Sektöründe Kadın İşçi Raporu'na göre; metal işkolunda çalışan dört kadından üçü lise ya da üniversite mezunu; kadın işçiler en çok cinsiyet konusunda ayrımcılığa uğruyor; kadın metal işçilerinin yüzde 84'ü işten sonra evde de çalışıyor.

Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Merkesi (BİSAM) Metal Sektöründe Kadın İşçi Raporu'nu açıkladı.

Bu araştırma metal işkolunda örgütlü DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası'na üye, üretimde çalışan 154 kadın işçi tarafından doldurulan ankete dayandırıldı. Araştırmanın ana kütlesi toplu sözleşme kapsamındaki Birleşik Metal İş Sendikası üyesi kadınlardan oluşuyor. Anket elektronik ortamda hazırlanmış ve 4-6 Mart 2020 tarihlerinde işyeri temsilcileri üzerinden kadın üyelere ulaştırıldı. Ulaşılan kadın işçi sayısı, sendika üyesi kadınların yaklaşık yüzde 10'unu oluşturduğu belirtildi. Söz konusu sendika üyesi kadınların ana kütleyi temsil ettiği varsayımı altında araştırma yüzde 90 güven aralığında yüzde ± 6 hata payına sahip olduğunu kaydedildi.

ARAŞTIRMAYA KATILAN KADIN İŞÇİ PROFİLİ
Araştırma kapsamındaki kadınların profili yaş, çalışılan sektör, medeni durum eğitim durumu ve çocuk sayısı bakımından ele alındığı belirtildi. Buna göre metal işkolundaki kadın işçilerin yaklaşık yarısı 30-39 yaş arasında. Ankete katılanlar yüzde 62'si evli. Lise ve üzeri eğitime sahip olanların oranı yüzde 75 oldu.

KADIN İŞÇİLERİN YAŞ ORTALAMASI 36
Araştırma kapsamındaki kadın işçilerin yaş ortalaması 36 olarak tespit edilmiştir. 30-44 yaş arası kadın işçilerin sayısının yoğunlaştığı görülmektedir. Bu yaş aralığındaki kadın işçilerin araştırma kapsamındaki kadın işçiler arasındaki oranı yüzde 75 olarak tespit edilmiştir. Yaş gruplarının dağılımına baktığımızda 20-29 yaş grubu kadın işçilerin oranının yüzde 16,5 olduğu görülmektedir. 40-49 yaş arası kadınların oranı ise yüzde 31,4 seviyesindedir. Buna karşın kadın işçilerin yaklaşık yarısı 30-39 yaş grubunda yer almaktadır. 

Metal işkolunda mavi yakalı kadın işçilerin önemli bir bölümü (yüzde 44) elektrik-elektronik sektöründe çalışmaktadır. Bunu yüzde 41 ile otomotiv ve otomotiv yan sanayi takip etmektedir. 

KADIN İŞÇİLERİN YÜZDE 63'Ü EVLİ
Araştırma kapsamındaki kadın işçilerin yüzde 63'ü evlidir. Buna karşın evlenmemiş olan kadın işçilerin oranı yüzde 27 olarak görülmektedir. Kadın işçilerin yaklaşık yüzde 10'u ise eşinden ayrılmıştır.

Evlenmemiş kadın işçilerin yüzde 85'i anne ve babaları ile birlikte yaşamaktadır. Boşanmış kadınların yaklaşık yarısı ise çocukları ile yaşadıklarını ifade etmiştir. Tek başına yaşayan kadın işçi oranı yüzde 3 oranındayken, evli olan kadın işçilerin yüzde 85'i çekirdek aile olduklarını ifade etmektedir. Aile büyüklerinin de dahil olduğu geniş aile içinde yaşayan evli kadın işçilerin oranı ise yüzde 9'dur.

Evlenmemiş olan kadın işçilerin onda biri evlendiği taktirde işi bırakmayı düşünmektedir. Çalışma hayatının içinde kalmayı düşünen kadın oranı oldukça yüksektir.

KADIN İŞÇİLERİN YARISINDAN FAZLASI LİSE MEZUNU
Araştırma kapsamındaki kadın işçilerin eğitim düzeyi yüksektir. Söz konusu kadın işçilerin dörtte biri ilkokul, ilköğretim ya da ortaokul mezunu iken, yarısından fazlası lise mezunudur. Lisans ve ön lisans mezunu olan kadın işçilerin oranı ise yüzde 21 seviyesindedir. Söz konusu veri sendikanın 2016 yılının son haftası ile 2017 yılının ilk haftasında gerçekleştirilen araştırmasının sonuçları ile paralellik göstermektedir. İlgili araştırmada sendika üyesi kadınlarda lisans mezunu olanların oranı yüzde 8 iken, erkeklerde yüzde 2 olarak görülmektedir. Yine ön lisans mezunu olan kadınların oranı yüzde 12 iken erkeklerin oranı yüzde 11 olarak tespit edilmiştir. Erkeklerde meslek lisesi mezunu olanların oranı kadınların iki katı iken, diğer liselerden mezun olanlarda kadınların oranı erkeklerin oranının yaklaşık iki katıdır.

KADIN İŞÇİLERİN ÜÇTE İKİSİNİN ÇOCUĞU VAR
Araştırma kapsamındaki metal işçisi kadınların yaklaşık üçte ikisinin çocuğu vardır. Bir çocuğa sahip olanların oran yüzde 31 iken, 2 çocuğu olanların oranı yüzde 30 olarak görülmektedir. Buna karşın 3 çocuğu olanların oranı yüzde 8'dir.

KADIN İŞÇİLER KENDİLERİNE AYIRDIKLARI ÖZEL ZAMANI DA AİLELERİNE AYIRIYOR
Araştırma kapsamındaki kadın işçilerin üçte ikisi kendilerine ayırdıkları özel zamanları aileleri ile geçirdiklerini söylemektedir. Aile ile geçirilen zamandan sonra en fazla başvurulan zaman geçirme biçimi yüzde 28 oran ile arkadaşlarla vakit geçirmektir. Bunu yüzde 21 ile kitap okumak izlemektedir. Kendine ayırdığı özel zamanı olmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 15 düzeyindedir. 

PSİKOLOJİK ŞİDDET (MOBBİNG) İŞ ARKADAŞLARINDAN EN FAZLA MARUZ KALINAN OLUMSUZ DAVRANIŞ
Araştırma kapsamındaki kadın işçiler "halen çalışmakta oldukları işyerlerinde çalışan erkek işçiler tarafından aşağıdaki şiddet türlerindin birine maruz bırakıldınız mı?" sorusuna verdikleri yanıtta yüzde 17,5 ile psikolojik şiddete maruz kaldıklarını söylemektedir. Buna göre araştırma kapsamındaki her beş kadından biri işyerinde erkek iş arkadaşı tarafından kendini mobbinge uğramış hissetmektedir. Her 10 kadın işçiden bir ise işyerindeki erkek iş arkadaşlarından sözlü tacize maruz kaldığını ifade etmektedir.

Yine araştırma sonuçlarına göre işyerinde cinsiyetçi söyleme (cinsel içerikli küfür, kadını aşağılayan söylem) maruz kaldığını söyleyen kadın işçilerin oranı yüzde 7 olarak tespit edilmiştir. Dijital şiddete (sosyal medya, cep telefonu üzerinden) maruz kaldığını söyleyen kadın işçilerin oranı yüzde 4,5 iken, yüzde 2 işyerinde cinsel tacize uğradığını söylemektedir.

EN ÇOK AYRIMCILIĞA MARUZ KALINAN KONU CİNSİYET
Araştırma kapsamındaki kadın işçilere "son bir yıl içinde işyerinizde aşağıdaki ayrımcılık uygulamalarından birine maruz kaldınız mı?" sorusu yöneltilmiştir. Cevap veren 122 kadın işçinin yüzde 17,2'si cinsiyet ile ilgili ayrımcılığa maruz kaldığını ifade etmektedir. Kadınların yüzde 12,4'ü ise siyasi görüşü nedeniyle ayrımcılığa uğradığı görüşündedir.

Araştırma kapsamındaki işçi kadınların yüzde 8,2'si medeni durumu ile ilgili olarak, yüzde 6,6'sı etnik kökeni nedeni ile ayrımcılığa maruz kaldığını ifade etmektedir.

YAŞ VE EĞİTİM İLE ANNENİN SİGORTALI İŞTE ÇALIŞMIŞ OLMASI İLİŞKİLİ
Araştırma kapsamındaki metal işçisi kadınlara annelerinin sigortalı bir işte çalışıp çalışmadıkları da sorulmuştur. İşçilerin üçte ikisi annelerinin sigortalı bir işte çalışmadığını ifade etmiştir. Üçte biri ise sigortalı bir işte çalışmıştır. Bir önceki kuşağa göre kadınların çalışma hayatında yer alma oranı yüksektir. Yaş gruplarına göre anneleri sigortalı bir işte çalışan kadınların 20-29 yaş grubunda oransal olarak en yüksek düzeyde olduğu ve yaş grubu arttıkça bu oranın gerilediği görülmektedir.

Araştırma kapsamındaki metal işçilerinin eğitim durumları ile annelerinin sigortalı bir işte çalışıp çalışmadığı arasında bir ilişki olduğu görülmektedir. Eğitim düzeyi arttıkça sigortalı bir iş deneyimine sahip anneleri olan işçilerin sayısı artmaktadır.

Buna göre ön lisans ve lisans mezunu olan araştırma kapsamındaki işçilerin yaklaşık yarısının anneleri sigortalı bir işte çalışmışken, ilkokul ve ortaokul mezunu kadın işçilerin anneleri arasında sigortalı çalışanların oranı yaklaşık yüzde 10 seviyesindedir.

KADIN İŞÇİLERİN YÜZDE 84'Ü EVDE DE EN AZ 1 SAATİN ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR
Araştırma kapsamındaki kadın işçilere sorulan ve toplumsal cinsiyet rolleri arasında olan ev işlerine ayırdıkları zamana ilişkin veriler de çarpıcıdır. kadınların sadece yüzde 9'u çalışma günlerinde ev işlerine ayıracak zamanının olmadığını söylerken, yüzde 40'lık büyük bir kesim ev işlerine çalışma günlerinde 1-2 saat arası vakit ayırdığını söylemektedir. Yaklaşık her dört kadın işçiden biri ise 3 saat ve üzeri bir süreyi ev işlerine ayırmaktadır. 2-3 saat arası ev işlerine vakit ayıranların oranı ise yüzde 18'dir. Zaten işte çalışan kadın, ezici bir çoğunlukla evde de, bu sefer ev işleri için, mesaisine devam etmektedir.

Araştırma kapsamındaki kadın işçilerin yüzde 19'u haftalık 45 saatin üzerinde çalışmaktadır. Evli kadınların yüzde 8'inin maaşlarını kocaları çekmektedir. 

SENDİKALAR GEREKLİ, KADINLAR DAHA FAZLA GÖREV ALMALI
Araştırma kapsamındaki kadınlar, "sendikacılık erkek işidir", "kadınlar üye olmalı ama yönetici olmamalı", "sendikacılık kadınlara göre değil" yargılarına kesin bir biçimde karşı çıkmaktadır. "Sendikacılık erkek işidir" diyen kadın işçilerin oranı yüzde 1,6 düzeyinde kalırken, "kadınlar sendikaya üye olmalı ama yönetici olmamalı" yargısına katılanların oranı yüzde 4,9 seviyesinde kalmaktadır. "Sendikacılık kadınlara göre değil" yargısına katılanların oranı da sadece yüzde 1,7'dir. Araştırma kapsamındaki kadın işçiler arasında "sendika gereksiz" fikrine katılan kime olmamıştır.

Buna karşın "Kadınlar sendikamızda daha fazla temsil edilmeli" fikri yüzde 61,1 oranla kabul görmekte, "Kadınlar sendikamızın her kademesinde görev almalıdır" fikrine katılım ise yüzde 52,5 düzeyinde kalmaktadır. Bu yargılara katılmayanların oranı ise sırasıyla yüzde 14,4 ve yüzde 10,2'dir.

Araştırma kapsamındaki sendika üyesi metal işçisi kadınların sendikal etkinliklere katılma düzeyi oldukça yüksektir. Kadınların yüzde 24'ü sendikal etkinliklere sık sık katıldığını ifade ederken, yüzde 65'i ise ara sıra katıldığını ifade etmektedir. Katılmıyorum diyen işçilerin oranı ise yüzde 11'dir. Bu işçiler arasında çocuklar neden ile katılamadığını ifade eden kadın işçi de bulunmaktadır.

METAL İŞÇİSİ KADINLARIN SORUNUNLARI ARASINDA EN ÖNCELİKLİ OLANI VARDİYALI ÇALIŞMA VE KREŞ YOKLUĞU GELİYOR
Araştırmaya katılan metal işçisi kadın işçilerin çalışma hayatı içinde yukarıda sözünü ettiğimiz cinsiyet esaslı ayrımcılığın yanı sıra en yakıcı sorun olarak gördükleri konu yüzde 33,8 ile vardiyalı çalışmadır. Vardiyalı çalışmayı yüzde 21,6 ile kreş yokluğu, yüzde 16,5 ile ücret eşitsizliğidir ve yüzde 9,4 ile psikolojik şiddet gelmektedir.

METAL İŞÇİSİ KADINLARIN YÜZDE 27,8'İ DOKTOR TANISI KONMUŞ BİR HASTALIĞI VAR
Araştırma kapsamındaki kadın işçilerin yüzde 27,8'i doktor tarafından tanısı konmuş bir hastalığının olduğunu söylemektedir. 

Araştırma kapsamındaki kadın işçilerin yüzde 34 sağlık durumunun orta olduğunu, yüzde 4'ise kötü ve çok kötü olduğunu söylemektedir. Buna göre kadın işçilerin yüzde 38'i sağlık durumunun iyi olduğunu düşünmemektedir.

Kadınların en sık yaşadığı sağlık sorunu kas iskelet sistemi ile ilgilidir. Araştırma kapsamındaki kadın işçilerin yüzde 13,9'u kas ve iskelet sistemi ile ilgili sorun yaşadığını ifade etmiştir. İkinci sırada yüzde 6 ile solunum sistemi hastalıkları (KOAH, Astım) yaşadığını söylemiştir. Üçüncü önemli sağlık sorunu nörolojik (baş ağrısı, migren, karpal tünel sendromu vb.) hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Deri hastalıkları yüzde 4,6, sindirim sistemi hastalıkları yüzde 4, yüksek tansiyon yüzde 3,3, şeker hastalığı yüzde 2 düzeyindedir.