21 Kasım 2024 Perşembe

Kadın katliamlarını protesto eden kadınlara polis şiddeti

İstanbul'da kadın katliamlarına karşı gerçekleştirilen eylemde gözaltına alınan 4 öğrenci, gözaltında işkence yapıldı.

İstanbul'un Eyüpsultan ve Fatih ilçelerinde aynı gün Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in, Semih Çelik tarafından katledilmesi üzerine sokağa çıkan kadınlara polis şiddeti uygulandı.

Marmara Üniversitesi'nde 8 Ekim günü yapılan eylemde polis engeline karşı oturma eylemi yapan üniversite öğrencilerine, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve bir yumruk resminin bulunduğu "Karar verildi" pankartı bahane edilerek polis saldırdı. Saldırıda gözaltına alınan B.U, E.K, E.Ç. ve S.K. isimli 4 kadın öğrenci 10 Ekim günü sevk edildikleri adliyede 4 aylık yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Savcılık sorgusunda "Eylemden nasıl haberdar oldunuz", "Hangi amaçla katıldınız", "Eyleme katılmanız yönünde baskı ya da teşvikte bulunan oldu mu" soruları yönetilen 4 kadın öğrenci hakkında, pankartı taşıdıkları için "Cumhurbaşkanı'na hakaret"ten soruşturma yürütüldü.

İfadelerinde cezasızlığa ve adaletsizliğe karşı seslerini duyurmak istediklerini belirten öğrenciler, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçlamasını kabul etmedi.

ŞİDDETE KARŞI ÇIKTI ŞİDDETE UĞRADI
Gözaltına alınan ve güvenlik kaygısı nedeniyle ismini vermek istemeyen öğrenci Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu. Gözaltında polis şiddetine maruz kaldıklarını anlatan öğrenci, "Bileklerimde kelepçe izleri mevcut ve sol omzuma oldukça sert bir müdahalede bulunuldu. Kadınlara dönük şiddet ve cinayete karşı ses vermek isterken bu durumda olmamız ve bize yapılan muameleden dolayı şikayetçiyim" dedi.

'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMELİ'
Öğrencilerin avukatı Ekim Yolcu ise, pankartın ancak "eleştiri" olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yerleşik içtihatlarında devlet başkanları ve kamu görevlilerinin halk tarafından yöneltilen eleştirilere daha fazla müsamaha göstermesi gerektiğinin kabul edildiğini hatırlatan Yolcu, "Kaldı ki Cumhurbaşkanı aynı iktidar partisinin genel başkanıdır. Dolayısıyla kadın cinayetlerinin arttığı bu dönemde bir kadın olarak üzüntü içerisinde olan müvekkilimin bir basın açıklamasına katılması son derece doğaldır. Olayda 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçu oluşmamıştır. Pankartın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesi gerekiyor" dedi.