22 Kasım 2024 Cuma

JKŞ Qamişlo'da eşit özgür yaşam paneli düzenledi

JKŞ Qamişlo'da eşit özgür yaşam paneli gerçekleştirdi. Panelde eşit özgür yaşamın nasıl örgütleneceğine dair tartışmalar yürütüldü. Panelde yapılan sunumlarda "Kapitalizm kendi sömürü sisteminin bir ayağını kadının köleliğinin üzerinden kuruyor ve bunu yaparken erkek cinsini bütün insani değerlerden uzaklaştırıyor. Bu nedenle eşit özgür yaşam mücadelesi aynı zamanda erkeğin de özgürleşmesi ve insanlaşması mücadelesidir" denildi.

Devrimci Komünist Kadınlar (JKŞ) Qamişlo'da eşit özgür yaşam gündemli paneli düzenledi. TKŞ kurumunda yapılan panele JKŞ adına Ekîn Îsyan ve Devrimci Komünist Gençler (CKŞ) Sözcüsü Destan Serhed'ın konuşmacı olarak katıldı.

Saygı duruşuyla başlayan panelde ilk konuşmayı yapan Ekîn Îsyan özel mülkiyetin başlaması ile birlikte kadının köleleştirilme tarihini hatırlattı. Özel mülkiyet sisteminin ulaştığı en son düzeyin kapitalist sistem olduğunu vurgulayan Îsyan günümüzde yaşanan eşitsizliklere dikkat çekerek "Kapitalizm koşullarında, emek-sermaye çelişkisi, kadın-ezilen cinsel kimlikler ve erkek egemenliği çelişkisi her geçen gün daha fazla derinleşmekte ve keskinleşmektedir. Bunlar ise bölgede, dünyada devrimci sıçrama imkanlarını çoğaltıp, devrimleri koşullamaktadır" dedi.

'KAPİTALİZME KARŞI MÜCADELE VERİLMEKSİZİN EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK SAĞLANAMAZ'
Özgürlüğü sadece kişisel özgürlük olarak ele almadıklarını ifade eden Îsyan, "Emeği ve bedeni sömürülen, varlığı hiçleştirilen kadınlar olarak bugün mücadelemizin hedefini erkek egemen kapitalist sisteme karşı çevirmeliyiz. Kapitalizme, erkek egemenliğine karşı mücadele verilmeden gerçek eşitlik ve özgürlük sağlanamaz" dedi. Kapitalist sistemde erkeklerinde özgür olmadığını vurgulayan Îsyan tüm işçi ve emekçi erkeklere kapitalist sistem tarafından kendilerine biçilen rolleri reddederek kadınlar ile birlikte eşit özgür yaşam mücadelesine katılması çağrısı yaptı.

'KADIN DEVRİMİNE RAĞMEN TOPLUMSAL YAŞAMDA EŞİTSİZLİK SÜRÜYOR'
Kadının ezilmişlik tarihinin yeni olmadığına dikkat çeken Îsyan, "Fakat biliyoruz ki, erkek egemenliği ve onun devlette somutlanmış biçimine ait tarih çok eskidir. Devrimimizde hukuki zeminde eş temsiliyet ve ikili yönetimin yaşam bulmasına rağmen toplumsal yaşamda eşitsizlik sürüyor. Toplumsal ilişki biçimleri, gelenekler o kadar eski ve etkileri derin ki atılan adımlara rağmen kadının erkek karşısında eşitlik ve özgürlük durumu henüz sağlanabilmiş değil. Özcesi, devrimimizin elde ettiği önemli kazanımlara rağmen kadının eşit ve özgür yaşam hayali henüz gerçekleşmiş değil" ifadelerini kullandı.

'KADINLAR KADIN DEVRİMİNİ ÖZ İRADELERİ VE EMEKLERİ İLE KAZANDI'
İkinci bölümde konuşma yapan CKŞ Sözcüsü Destan Serhed ise Rojava-Kuzey Doğu Suriye devriminin bir kadın devrimi olduğunu dile getirerek kadınların bu kazanımı kendi öz iradeleri ve emekleri ile kazandığını vurguladı. Devrimden önce kimsenin kadınların eline silah alıp düşmana karşı savaşacağını düşünmediğine dikkat çeken Serhed fakat kadınların bu devrime öz iradeleri ve benlikleri ile katıldığını söyledi. Kadınların Rojava kadın devrimi pratiği ile Rojava ve Ortadoğu'da ki köklü erkek egemen tarihe, ailesel ve aşiretsel gelenek-göreneklere güçlü bir darbe vurduğuna dikkat çekti. Rojava devriminin bu özgün yanı ile bir kadın devrimi olduğunu söyleyen Serhed, "Tüm bu gerçekliğe rağmen toplumsal zihniyet alanında hala köklü sorunlar varlığını devam ettiriyor"dedi.

'DEVRİM EVLERİN İÇİNE GİRMELİ'
Komünist kadınların "Devrim evlerin içine girmeli, evlerinizin kapısını devrime açın" görüş açısıyla kampanya yürüttüğünü hatırlatan Serhed toplumsal eşitsizliğin evlerin içerisinde sürdüğünü, kadına yönelik şiddetin devam ettiğini vurguladı. Kadının ev içi emeğinin henüz bir emek değeri görmediğini söyleyen Serhed, "Kadının ev içi emeği aynı zamanda yaşamı üretiyor" dedi. Özellikle hala güçlü bir şekilde devam eden toplumsal erkek egemenliği ve aşiret gerçekliğinin kadınların yaşamını çok ciddi anlamda bir cendereye aldığını dile getiren Serhed, "Bu gerçeklik ve toplumsal ilişkiler kadın üzerinde ciddi bir şiddet politikası üretiyor" dedi. Özgürlüğü sadece kişisel bir beden özgürlüğü olarak ele almadıklarını dile getiren Serhed, eşitliğin ve özgürlüğün ancak toplumsallıkla sağlanabileceğinin altını çizdi.

Komünist kadınların devrimde ki rolüne dikkat çeken Serhed, "Komünist kadınlar başından itibaren bu devrimin öznelerinden ve öncülerinden oldu. Bu devrimin her parçasında bedel ödediler. İnşada yer aldılar. Bugün ise komünist kadınların öncülüğünü JKŞ yapıyor. JKŞ kadın devriminde kadının öz örgütlerinden biridir" dedi. Emekçi kadınları JKŞ saflarında örgütlenmeye çağırdı.

'KADININ EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ ERKEĞİNDE İNSANLAŞMA MÜCADELESİDİR'
Kadının eşitlik ve özgürlük mücadelesinin erkeğinde insanlaşma mücadelesi olduğunu ifade eden Serhed, şöyle devam etti: "Kadının eşitlik ve özgürlük mücadelesi aynı zamanda erkeği insanlıktan çıkartan tüm ayrıcalıklardan arınması, insanlaşması mücadelesidir. Kapitalist sistem aslında erkek egemen sistem, kendi tarihsel temellerini kadının köleleştirilmesi üzerinden kuruyor. İşçi-emekçi erkekleri de kendi varlık koşulunun bir parçası haline getirerek insanlığa ait tüm değerlerden uzaklaştırıyor. Bugün kadına yönelik şiddetin, sömürünün, köleliğinin önünü açan yasalar devletler tarafından çıkartılıyor. Kadın bedeni birçok kapitalist-emperyalist ülke de kürtaj yasakları gibi yasalar ile tahakküm altına alınmaya çalışılıyor. Fakat işçi sınıfından erkek ve kadınları kölelik yaşamına mahkum eden yasalarda aynı devletler tarafından çıkartılıyor. Yani ezilen bir ulusun özgür olmadan ezen ulus halkının da özgür olamayacağı gibi, ezilen cins olan kadınlar özgürleşmeden erkekte özgürleşemeyecek."

Kapitalizmin sömürü sisteminin bir ayağını kadının köleliğinin üzerinden kurduğunu kaydeden Serhed, "Kadının kölelik tarihinin başlangıcı olan özel mülkiyet aynı zamanda işçi sınıfı ve proleteryanın eşitsiz yaşamanın başlangıcıdır. Kapitalizm kendi sömürü sisteminin bir ayağını kadının köleliğinin üzerinden kuruyor ve bunu yaparken erkek cinsini bütün insani değerlerden uzaklaştırıyor. Bu nedenle eşit özgür yaşam mücadelesi aynı zamanda erkeğin de özgürleşmesi ve insanlaşması mücadelesidir" dedi.

Yapılan sunumlardan panel soru, cevapla devam etti. Panel, "Jin, jîyan, azadî" sloganıyla son buldu.